islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4251
EURO
34,8197
ALTIN
2.394,12
BIST
10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
21°C

OKULLARIMIZ ANCAK İSLÂMÎ EĞİTİMLE LAİK CEHALETTEN KURTULABİLİR

OKULLARIMIZ ANCAK İSLÂMÎ EĞİTİMLE LAİK CEHALETTEN KURTULABİLİR
13 Eylül 2023 10:58
A+
A-

 

Laik eğitim sisteminin dünyamızı ve ülkemizi zulme ve sömürüye boğduğu malum. Bu konuyu çokça işledik.

İşlemeye de devam edeceğiz.

İnsanlığın muhtaç olduğu ama günümüzde Müslümanların da bilmediği İslâmî eğitim sisteminin öne çıkarılması gereken iki temel özelliği var.

1-Yaratılan âyetleri indirilen âyetlerle birlikte okumak/incelemek ve uygulamaya sokmak,

2-Ortak koşmaksızın Allah’a ve Âhiret hayatına imanı eğitimin temeline oturtmak.

Bu yazımızda ilk maddeye eğileceğiz. Bunun için bir girişle yaratılan ve indirilen âyetleri açıklamaya çalışacağız.

YARATILAN HER VARLIK BİR ÂYETTİR

İslâm Dininin ana kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîme göre, insan Yüce Allah tarafından en güzel kıvamda yaratılmış ve ebediliğe erdirilmiş varlıktır. Dağlar, denizler, bitkiler, ovalar, hayvanlar, madenler ve diğer yeryüzü varlıkları insan için yaratılmıştır. ( Bakara 28, Câsiye 13)

Güneş ay ve yıldızlar gibi göksel varlıklar da insana hizmet vermeleri için yapılandırılmışlardır. (İbrahim 33,Câsiye 14)

Zerreciklerden galaksilere ve tek hücrelilerden dev canlılara kadar küçüklü büyüklü yaratılan her bir varlığa Kur’ân dilinde Âyet denir. Güneş âyettir, dağlar ayettir, nehirler âyettir, gündüzler ayettir, her bir canlı varlık da âyettir.

YARATILAN ÂYETLERİN ÖZELLİKLERİ VE İŞLEVLERİ VARLIKLARINA KODLANMIŞTIR

Yaratılan âyetlerin içinde ve çevresinde oluşan mesela fiziksel, astronomik ve biyolojik oluşumlar da birer âyettir. Hülasa her varlık ve oluşum âyettir. Bunlar Yaratılan âyetlerdir. (A.İmran 191;Fussılet 37,39,53; Rûm 20-25…)

Yaratılan âyetlerin her biri bir ölçü içinde yaratılmış, özellikleri ve işlevleri varlıklarına kodlanmıştır.(Kamer 49; Tâhâ 50) Kodlanan bu varlık özellikleri ve işlevlerine biz tabîat kanunları/doğa yasaları diyoruz. İlmi çalışmalar yapmamızı sağlayan da bu yasalardır.

ÂYETİN ANLAMI VE TABÎAT KANUNLARI

Âyet işaret, nişan, belge anlamındadır. Bir diğer anlatımla Yüce Rabbimizin varlığına, birliğine, bilgisi ve kudretinin sonsuzluğuna işaret eden nişan-belge demektir.

KUR’ÂNIN ANLAMLI HER BİR CÜMLESİ DE ÂYETTİR

Rabbimiz, Kur’ân’da yaratılmış varlıklara âyet dediği gibi adil ve erdemli bir yaşama götüren anlam yüklü Kur’ân cümlelerine de âyet demektedir.

İnen İlk Kur’ân Ayetleri Yaratılan Âyetlere Yöneltmektedir

Kur’ân’ın İndilen ve “Yaratan Rabbinin adıyla oku…”(Alak 1-5) İfadeleri ile başlayan ve Rabbimizin yaratıcılığına vurgu yapan ilk âyetler’i, Yaratılan Âyetler olan varlıkları bir Kitab gibi okumayı/ incelemeyi emretmiştir. Bu âyetler gibi pek çok âyet bize yaratılan varlıkları öğrenmeyi emrederken yaratılan varlıkların öğrenilebilir olduğunu da bildirmiş olmaktadır.

BİZİM İÇİN İLMİN TANIMI

İşte bizim için “İlim, yaratılan ve indirilen âyetlerin birlikte incelenmesi ve böylece faydalar üretilmesidir.” Biz insanlar Yaratılan âyetleri matematik, fizik, kimya, biyoloji, tıp ve astronomi gibi bilim dalları ile inceliyor ve hayatımızı kolaylaştıracak ve zenginleştirecek sonuçlar devşiriyoruz. Ama yaratılan âyetler aracılığıyla ürettiğimiz mesela uçaklar bizi adalet iklimine getiremiyor, altın uçlu kalemler gerçekleri yazdıramıyor, teknolojiler hukuki ve sosyal adalete iletemiyor, laboratuvarlarda insani erdemler hayata geçirilemiyor. Felsefi arayışlar da ölümün karanlık yüzünü aydınlatamıyor. Ölüm ötesine ışık tutamıyor.

Diğer taraftan bilimsel ve teknolojik gelişmelerle sağlanan güçler ve silahlarla yapılan zulümler, savaşlar, işgaller, siyasi ve ekonomik sömürüler ve organize edilen terörler insanlık omuzlarımızı çökertiyor.

YARATILAN ÂYETLER GİBİ İNDİRİLEN ÂYETLERİ DE OKUMAYA MUHTACIZ

Bunun içindir ki yaratılan âyetler gibi ve onlarla birlikte indirilen ayetleri de okumaya muhtacız. Hayatımızı konumlandırmak ve amaçlandırmak için; adil ve barışçı sömürüsüz bir dünya için ve ebedi hayatın mutluluğunu sağlayabilmek için yaratılan ayetler yanısıra indirilen âyetleri de okumaya, öğrenmeye ve öğretmeye muhtacız.

Bu yapılamadığı sürece okullarımızı ve üniversitelerimizi bile cehaletten kurtaramayız.

Sevgili Gençler!

Sevgili Gençler! Ne mutlu size. Allah’a îman temelinde yapacağınız ilmi çalışmalar sizi de ülkemiz insanlarını mutlu edecek Cennet’e götürücü adımlardır. Peygamberimiz sizler gibi ilim yolcuları için balıklar ve kuşlar yanı sıra meleklerin de duacı olduğunu müjdeliyor.

Saygıdeğer Hocalar! 

Ne mutlu sizlere. Biz Kurân alimleri ile örneğin fizik ve astronomi bilginleri arasını ayırmıyor, hepinize saygı duyuyoruz.

Sizler, yöneticilerin de, yıldız sanat ve spor adamlarının da çok çok önündesiniz. Allah, mümin ilim adamlarını, varlığının şahitleri olarak anıyor, ancak sizlerin derin bir kulluk sergileyebileceğinizi bildiriyor. Yüksek Cennet dereceleri de sizler için hazırlanıyor.(A.İmran 18; Fâtır 28; Mücadele11)

YARATILAN VE İNDİRİLEN AYETLERİ BİRLİKTE OKUYAN TARİHÎ MÜSLÜMANLAR

Onlar müsbet bilimlerin bir kısmının temellerini attılar, bir kısmını da geliştirdiler. Batıyı da  Rönesans’sa ve kilise istibdadına karşı Reform’a hazırladılar. 8.asırdan 16. asrın sonlarına kadar muhteşem medeniyetler kurdular.

Dün yaptık, bu gün de yapabilir, bilimde dev adımlar atabiliriz. Yeter ki amaç edinelim.

Açıklanmaya çalışıldığı üzere biz Yaratılan âyetlerle indirilen âyetleri birlikte okuma/incelemeye muhtacız. Çünkü İlim de budur. İnsanlık yaratılan ayetleri okumayı öğrendi ama indirilen âyetleri öğrenip öğretmeyi beceremedi. Biz ise yaratılan âyetleri de indirilen âyetleri de öğrenemedik.

Bunun içindir ki “İslâmî eğitime muhtacız ve okullarımız ve üniversitelerimizin cehaletini de ancak böylece giderebiliriz” diyoruz.

Diyoruz da akıl tutulmasından kurtulup düşünecekler var mı?

Şimdi söyleyin bakalım, kendisini yaratan ve nimetlendiren Allah’ı unutup da ona ve yasalarına ortak koştuğu ve koşturduğu için Cehennem’e girecek kişi mi, yoksa âhiret azabının dehşetinden korkarak ve Rabb’inin rahmetini umarak, gece vakitlerinde  secdeye vararak ve  kıyamda durarak O’na içtenlikle ibadet eden tertemiz mümümin mi mi? Hangisi hayırlı?

O bilgi ve bilinç yoksullarına deki: “Öyle ya, bu hakikati bilenlerle bilmeyenler hiç Allah katında eşit olabilir mi?

Nitekim ancak akıl ve sağduyu sahipleri tavsiyelerden öğüt alırlar.” (Zümer 39/9)

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.