islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4527
EURO
34,7949
ALTIN
2.427,41
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

ÖRTÜNMEYİ EMREDEN KURÂN VE SÜNNET İLKELERİ

ÖRTÜNMEYİ EMREDEN KURÂN VE SÜNNET İLKELERİ
6 Eylül 2023 11:00
A+
A-

KADIN GİYSİSİ

Giysi kadının ilk evidir. Onu, fiziksel  etkilerden ve bakışlardan  koruyucudur. İnancını  ve kültür farklılığını yansıtıcı ve tanıtıcıdır. Bunun içindir ki İslâm Dini, kendisine inananlar için bağımsız ve özgün kimlik inşası amacıyla giyimle ilgili ölçüler koymuştur.

.Şartlarını Taşıyan Giyim İbadettir

Giyim konusu işlenirken belirlenmesi gereken ilk konu onun bir ibadet görevi olduğu gerçeğidir.

İbadet Allah’ın ve Peygamberi Hz. Muhammed’in emirleri ve yasaklarına itaat emektir. İnsan, ibadetiyle dünya hayatını anlamlandıracak ve Cennet’lere kavuşacaktır.

Giysi ile ilgili emiler ve yasaklar, Kur’ân’la bildirilen ve Hz. Muhammed tarafından açıklanan yasalar olduğu için, bu yasaların gereğini yapmak ibadettir. Bu sebeple giyimle alakalı olarak bilinmesi gereken ve uygulamayı vicdan zevki haline getirecek temel konu budur.

GİYSİNİN AMACI

-En doğrusunu Allah bilir- Giysi ile ilgili ilahi buyrukların amacı, insanı bilinçlendirmektir; onu Allah’ın, rûhu, malları ve toplumsal hayatı yanı sıra bedeni üzerinde de egemen olduğu bilincine erdirmektir. Bu ana sebebe bağlı olarak içgüdüleri aklın ve ilâhi kuralların denetimine almaktır/aldırmaktır. İlişkileri cinsiyet üzerinden değil kişilik üzerinden kurmaktır/kurdurmaktır. Toplumsal hayatın çekirdeği ve İslâmî düzenin ana kurumu kılınan aile hayatına yönlendirmektir. Sağlığı ve estetiği korumaktır. İlâhi irade gereği yasaklanan zinadan ve zinaya götürücü işlerden sakındırmaktır.

GİYİMİN MADDİ ŞARTLARI

Giyimin maddî şartlarını, giysinin Kur’ân ve Sünnet buyruklarına göre başı ve vücudu örtecek şekilde sık dokulu ve geniş, giyinenin cinsiyetine uygun, helal kılınan maddelerden yapılı, sadeliği içinde güzel, bâtıl din ve ideoloji mensuplarının giysilerine aykırı olması şeklinde özetleyebiliriz. Bunlardan ilki kadın ve erkekte faklılık gösterirse de, diğerleri müşterektir.

 A- KADIN GİYSİ İLE İLGİ  KUR’ÂNÎ BUYRUKLAR

a Kur’ân-ı Kerîm’de kadın giyimini konu edinen ikisi temel olmak üzere üç âyet vardır. Bunlardan ilk indirileni, Ahzab Sûresi’nin 59. âyetidir. Biz de bu âyetten başlayacağız.

Bu âyette Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:

“Ey Peygamberim! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadılarına söyle/emret. Cilbab’larını baştan aşağı sarkıtarak örtünsünler. Böylesi örtünmeleri (ahlâki çizgide yaşayan erdemli kadınlar olarak) tanınmalarına (bakışla, sözle ve elle) incitilmemelerine daha uygundur. Allah çokça bağışlayan ve pek çok merhamet edendir.”

Kadının örtünmesi ile ilgili bu ilk emir, ikinci emir olan Nûr Sûresi’nin 31.â yeti gibi Peygamberimiz aracılığıyla verilmektedir.

Bu emirlerin Peygamber devlet başkanı olan Peygamberimiz aracığıyla verilmesi, Kıyamet Günü’ne kadar İslâm’ı teblîğ ve uygulama konumunda olacak bütün ilim adamları, yöneticileri ve velîleri görevlendirmek içindir. Çünkü örtünme yalnız kadınları değil, Toplum Ahlâkı’nı oluşturup yaşatmak ve korumak konumunda olan kadın erkek tüm ergenlerin yükümlülüğüdür.

Âyette geçen Celâbîb kelimesi Cilbabın çoğuludur. Cilbab, sözlükte baş örtüsü, büyükçe baş örtüsü, boğaz çukurundan aşağıya doğru salınan giysi, vücudu bütünüyle örten örtü manalarına gelir.

Cilbab emri, baş örtüsü takan, ama gerdanlarını, göğüs çatallarını açıkta bırakan, ayaklarına halhal takınan ve bu şekilde Mescid-i Nebî’de cemaat namazlarına katılan mümin kadınlara verilmiştir. Ama cilbab emriyle nerelerin açıkta bırakılabileceği, kimlere karşı örtünme ile yükümlü olunmayacağı ve şeklî bir örtünme ile yetinilip yetinilemeyeceği, bir diğer anlatımla süs vasfını taşıyan giysi ve aksesuarların kullanılıp kullanılamayacağı açıklanmamıştır. Değinilen ayrıntılar açıklanmamakla birlikte açıkta bırakılan organların kapatılması gereği öğrenilmiştir. Bu ayrıntılar daha sonra indirilen Nûr sûresinin 31. âyetiyle açıklığa kavuşturulmuştur.

b- Kadın giyimi ilgili ikinci âyet Nûr Suresi’nin 31. âyetidir.

Bu âyette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

Mü’min kadınlara söyle! Onlar da gözlerini cinsel amaçlı şehvetli bakışlardan çevirsinler. Cinsel organlarını (dıştan görülür olmaktan; zinaya aracı kılmaktan) korusunlar. Yalnızca tabîi olarak kendiliğinden görüneni dışında ki zînetlerini açığa vurmasınlar. Başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar. Zînetlerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından erkek kardeşlerinden erkek kardeşlerinin veya kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar. (Yürürken)gizledikleri zînetlerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. Siz ey mü’minler! Hepiniz topluca günahlarınızdan dönüp Allah’a yönelin ki, kurtuluşa/esenliğe erişesiniz.”

Âyet, Ahzab sûresinin 59. âyetinde olduğu gibi ‘Ey Peygamber!” hitabı ile değil, “Söyle” emri ile başlamaktadır. Böyle olmakla birlikte ilk muhatap Peygamberimizdir ve muhatap olma konumundaki bilgilendirici, uyarıcı ve yönlendirici bütün yükümlülerdir.

Mü’min kadınlara söyle!” buyrulduğu için ilâhi emrin kendilerine iletileceği kadınlar da iman eden kadınlardır. Mü’min olmayan kadınlara bu gibi emirler verilemez. Örtünme gibi emirlerin gereğini üstlenebilecekler; bilinçli olarak böylesi bir erdemle yükselebilecekler ancak inananlar olabilir.

Âyetin ana buyruğu, belirlenen şartlar içinde kadınların Zînet’lerini açığa vurmamasıdır. Anahtar kavram Zînet sözcüğüdür.

Zînet sözcüğünün taşıdığı “güzel nesne” anlamı, bu anlamın Kurân’da kullanılmış olması, âyetin bütünü, Hz. Peygamber dönemi uygulaması ve de İslâm alimleri arası genel kabul  zînetin vücut anlamına geldiğini  doğrulamaktadır. O halde âyetin zinetle ile ilgili bölümünün manası şöyle olur:

“…Tabîi olarak kendiliğinden görüneni dışında vücutlarını açığa vurmasınlar…”

Bu şekliyle âyet, bütün kadınların güzel konumunda olduklarına işaret etmektedir.

Devam Edecek..

Ali Rıza Demircan

 

1- Nûr30, Mümtehine 12, Kasas 23.

2-Ebu Davud, Libas 34, Müslim, Hac 409, Tirmizi, Hac 18.

3-Taberi, Nûr 31, Ebu Davud Hn.1119, Avnül-Mabud 11/177, Tirmizi Libas 8.

4- Rağıb, El-Müfredat Hamere maddesi.

Baş anlamına gelen Re’s sözcüğü ile kullanılmadığı için Hımar’a başörtüsü denilemeyeceğini ileri sürenlere, anlayabilecekleri Türkçe’mizden hatırlatma yapalım.

Kavuk, kalpak, sarık, takke, tülbent, yazma, yemeni ve benzerlerinde de baş sözcüğü geçmemektedir.

Şapka, bere ve kasket ve gibi yabancı kökenlileri de baş sözcüğü ile kullanmıyoruz.Baş örtüsü türlerini içine alan Arapça Nasîf, Milhafe ve Lisam …gibi sözcüklerde de Re’s takısı yoktur.

5-Taberi Nûr 31, Ebu Davud Libas 33.

6- Müslim Libas 123, Tac 3/179.

7-M.Zevaid 5/136, Ebu Davud Libas 36.

8-Maide 5, Bakara 221.

9-Buharî, Cihad 65.

10-Araf 26.

11-Ebu Davud, Libas 15.

16- Maide 3, Ebu Davud, Libas 43.

17-Buhari, Libas 15, Tirmizi, Libas 1.

18-Fethül-Kadir 8/91.

15-Araf 26.

16-Araf 31.

17-Et-Tac 3/162.

18-Ebu Davud, Libas 25, Müsned 4/179-180.

19-İ.Mace Hn. 4001.

20-M.Mesabih, Hn. 4345.

21-Tirmizi Hn. 2696.

  1. Nisa 31, Necm 32.

 

 

 

ETİKETLER: Manşet