islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4960
EURO
34,9488
ALTIN
2.429,76
BIST
9.795,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

RAHAT MI BIRAKALIM ANNELERİ?

RAHAT MI BIRAKALIM ANNELERİ?

Severek okuduğum bir köşe yazarı annelerin üzerine çok gidildiğinden bahsetmiş.21.yy annesinin çok yalnız olduğundan, sürekli uzmanlar tarafından şunu şöyle yap, bunu böyle yap diye direktif aldıklarını ve bu durumda kendilerini çok yetersiz hissettiklerinden bahsetmiş. Sonuna da eklemiş biz insanız mükemmel olamayız diye.  Birçok ebeveyn de gerçekten de kendilerini sosyal medyanın bu baskıları karşısında çok yetersiz hissettiklerini dile getirmiş ve biraz olsun rahatladık demişler.

Aslında severek takip ettiğim kıymetli yazar harici birçok köşede de bu tür yazılar okuyorum son günlerde. Hatta “Anneleri rahat bırakın artık” diyen bile olmuş. Ben de anneleri rahat bırakmayan bildiğim kadarını paylaşmaya çalışan biri olarak değerlendirmek istedim. Evet sosyal medyaya biraz dalındığı zaman çok fazla uzman, bilir kişi, deneyim aktarıcısı vs, sürekli çocuk yetiştirme hakkında, doğru ebeveynlik hakkında konuşuyor.  Konuşulanları dinlemek sürekli mükemmellik ölçütlerine maruz kalmak da ebeveynlere kendini yetersiz hissettiriyor demek ki. Aslında kendini yetersiz hissetmek, kendini yeterli hissetmekten daha kötü bir duygu değil bence. Biz insanız, faniyiz, bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında küçük bir kum tanesi kadar. Allah insanı ana babasına muhtaç ve hiçbir şey bilmez halde yaratıyor. Şu dünyada ki görevimizde öğrenmektir zaten. Amacımız mükemmel olmak değil, olamayız da, amacımız doğrunun peşinden gitmek. Sosyal medyanın baskısını biz yetişkinler kaldıramıyor kendimizi yetersiz hissediyor, psikolojimiz bozuluyorsa küçücük çocuklar onlara sunulan bilgi karmaşasının içinde ne yapsın?  Biz daha iyi olabilmenin peşinden gitmeyi nefsimize yük görürsek evlatlarımız kimlerin peşinden gitsin?

Aslında 21.yy annesi yalnız değil,  yalnız olsa işi daha kolay olacaktı zaten. Ama 21 yy annesinin komşusu koca bir dünya. Çocuğunu yetiştirmek isteyenlerle dolu bir dünya hemde. O yüzden anneleri rahat bırakmak bir yana dursun, onlar için daha fazla ne yapabilir diye düşünmek gerek. Aslında ebeveynlikte iyi insan olabilmek için çok güzel bir fırsat ve sorumluluk. Çünkü iyi çocuk yetiştirme öğretilerinin hepsi “örnek olmak” konusunda birleşiyor. Yani çocuğumuzu iyi yetiştirmek istiyorsak yalan söylemesin, sigara içmesin, kitap okusun, dedikodu yapmasın, spor yapsın, sağlıklı beslensin vs…hatta iyi Müslüman olsun…istiyorsak biz daha iyi olacağız, biz daha iyisini yapacağız demektir. Biz daha iyi Müslüman olma yolunda yarış içinde olacağız demektir.

Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.