islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4770
EURO
34,9370
ALTIN
2.435,95
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Hafif Yağmurlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

SEZEN AKSU VESİLESİYLE KENDİMİZİ YERMEK NİYE?

SEZEN AKSU VESİLESİYLE KENDİMİZİ YERMEK NİYE?

Bismillah…

Sezen Aksu bir şarkı söyler. İçeriği çer çöp türü sözlerden oluşan şarkının güftesinde, bir ilgi de kurulamaksızın ‘Selam söyleyin o cahil Adem ile Havva’ya‘ şeklinde şeytanca bir ifadeye yer verilir. Bu sözlerle herhangi bir erkek ve kadın  kastedilmiş olabilir. Ancak Hz. Adem ile Havva’yı da çağrıştıran bu sözlerin kullanılması gerçekten yanlış olduğu için bazı insanlarımızı da üzmüş ve kutsallarımızdan birine saldırı olarak değerlendirilerek sanatçı, evinin önünde yerilmiştir. Yerici protesto kendilerini Milli Beka Hareketi olarak tanımlayan grup  tarafından yapılmıştır. Hareketin başkanı şöylece konuşmuştur:

Bugün burada toplanmamızın sebebi, Sezen Aksu’nun yazmış olduğu bir şarkının içinde geçen ‘Selam söyleyin o cahil Adem ile Havva’ya’ sözlerine tepki vermek. İnsanlığın atası olan İlk Peygamber Hz. Adem Aleyhisselama ve Hz. Havva Annemiz Aleyhisselama alenen aşağılanmasına karşılık bu ‘Minik Cahile’ haddini bildirmek için burada toplanmış bulunmaktayız. Şunu özellikle ifade etmek isterim ki, biz buraya kimseyi tehdit etmeye gelmedik, biz buraya bu Milletin ve bu Ümmetin haklı sesi olmaya ve bu kalenin de İslam’ın son kalesi olduğunu dosta düşmana haykırmaya geldik, dedi.”

Hatanın Kasıtlı Olup Olmaması Önemlidir

Sezen Aksu gibi sanatçıların seslendirdiği şarkıları edebî ve özellikle de dinî yönden incelediğimizde bir çok hatalar bulabiliriz. Bu tür yanlışları dinî olarak nitelenen ilahilerde de görüyoruz. Önemli olan hataların kasıtlı olarak yapılıp yapılmamasıdır. Söz buraya gelmişken bir hatıramı dile getireyim;

“Fatih Altaylı’nın Şarkı Sözleri Programı

19 Haziran 2002 tarihinde yapacağı Teke Tek program için Fatih Altaylı’dan davet aldım. Konu cinsel içerikli şarkı güfteleriydi. Kendimi programa

hazırlamak için gittim Beyazıt’taki Sahaflar’dan bir Şarkı Antolojisi kitabı aldım. 1500 kadar şarkı güftesini/sözlerini inceledim. İnanınız son devirlerde yazılan ve Şirk ive ahlaksızlık içeren birkaç güfte dışında İslâm açısından sakıncalı güfte görmedim. O programda Aziz Peygamberimizin adını anarken, katılımcılardan Nadide Sultan elini göğsüne götürünce gönül tellerim nasıl bir mızrablandı anlatamam, programda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Benimle birlikte Nadide Sultan da ağlayınca Fatih Altaylı donakaldı. “

Müzik Cinsellik midir?

Haram ve helâl türleri olan müziği cinsellik olarak nitelediğini hatırladığımı Sezen Aksu ve benzeri Popçuların şarkılarında ve Arabesk okuyan sanatçıların seslendirdikleri eserlerin güftelerinde inançlarımızla çelişen pek çok ifade bulabilirsiniz. Sanatçıların hemen tamamı dinimizi bilmez ama bir kısmının takdir edebileceğimiz duyarlılıkları vardır. Sezen gibilerin böylesi bir hassasiyeti olmadığı gibi onlardan kasıtlı yermeler de beklenebilir.

Bu vesileyle bazı noktalara değinmek istiyorum.

a.)Ülkemizde olay olabilecek makalelere/konuşmalara imza attığımız halde karşı mahalleliler bilerek bizi görmemezlikten gelir. İslam’ı anlatmaya vesile kılmak gibi bir amaç dışında bizim de aynı yöntemi kullanmamız gerekmez mi? Kaldı ki Al-i İmran 186 ve anlamını sunacağımız Nisa 140 da bunu gerektirir:

“Allah, Kitabı olan Kur’ân’da size şu hükmü indirmiştir:

Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar başka bir konuya geçinceye kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.”

b.)Genelde İslam’ın bütününü özelde Peygamberlik kurumunu dışlayan laik sisteme sesiz kalınırken örneğin LGBT yürüyüşü gibi modern piçliklere karşı çıkma türünden garabetlerimiz var. Sezen Aksu’ya gelinceye kadar yerilecek niceler var.

c.)Dinimizle, ortak akıl ve ilmi verilerle çatışan Münker’lere karşı çıkılması görevimizi unuttuk. Bu sebeple Münker’lere tavır koyan müminleri takdirle karşılayalım, karşı çıkışta bazı hataları olmuşsa uyaralım ama duyarlı ve aktif gençlerimizi yermeye kalkışmayalım. Hele hele gençlerimizi ve diğer Müslümanları inkârcılarla bir olup takbih etmeye ve taşlamaya kalkışmayalım.

İslam’ın Çocuklarına Yakışmıyor

Bazı özelliklerini kabul hatta takdir etiğim toplumumuzca da bilinen bir kardeşimiz bu son olay vesile ile mutadı üzere yine Müslümanları yerdi. Nedense ben bu arkadaşın seküler düzenimizin piçliklerini yerdiğini hiç görmedim. Kur’ân yeter dediği ve ben de kulak verdiğim halde, gerçekten Kur’ân’a aykırılık içermeyen bir konuşmasını da dinlemedim. Bu arkadaşımızın S.Aksu olayı vesilesiyle twitter hesabından yaptığı açıklamalarla kendisini yeterince batırdığından batıllarını tahlil gereğini duymuyorum.

İslam’ın çocuklarına Şeytanın Bak Dediği Yerden bakmak uygun düşmüyor. Bu arkadaşımızı, Peygamberliği* öncesinde yaptığı hatayı tövbesiyle gideren ve Rabbimizin de seçkinlerden kılıp doğru yola erdirdiği Hz Ademin yoluna davet ediyorum.

Belki nefsine zulmettiğini fark edip Hz. Adem’in yolunu izler.

* İnsanın insanın cesedini gömmesini bilmediği bir dönemde çocuklarından birinin diğerine “Sen beni öldürmek istesen de ben sana el uzatmayacağım çünkü ben Alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” demesi, Hz Adem alehisselam’ın Peygamber kılınışına güçlü bir Kur’ânî işaret olsa gerektir. Peygamberi tebliğ olmasa Takva, günah Allah korkusu ve Cehennem ateşi nasıl bilinebilirdi. (Maide 27.29) 

ALİ RIZA DEMİRCAN 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.