islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5251
EURO
34,9037
ALTIN
2.438,04
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
18°C
Cuma Hafif Yağmurlu
19°C

Sosyal Medya İthamlarına Eğitici Cevaplarım

Sosyal Medya İthamlarına Eğitici Cevaplarım

Genelde izleyicilerin büyük çoğunluğu, katıldığınız programların yayını sırası ve sonrasında beğenisini açığa vurmaz.

CNN Türk de Akif Beki ile yaptığımız programda, bir dönemlerin aktörü ve aktif siyasisi Berhan Şimşek’in program arasında Akif Beki’yi arayarak “son dönemde izlediğim en verimli program” şeklindeki beğeni izharı, nadir olaylardandır.

Beğeniler açığa vurulmaz ama karşıt düşünceliler yanı sıra, çoğu hatasız bir cümle kurmaktan aciz olup su-i zan, gıybet ve iftira gibi haramları bir çırpıda işleyebilen sözüm ona dindar camiadan düzeysiz kişiler, kesilesice dillerini kılıçlaştırırlar.

Bunlar, İslâmî veya genel kültür açısından konuşmanızı tahlil edecek güçte olmadığı için, özellikle para ve şöhret için program yaptığınızı iddia ederler. İslâm’ı cinselliğe indirgediğinizi söylerler. Üstadları kıpkızıl kâfirlerle program yaptığı halde sizin kadın programcılarla programa çıkmanıza saldırırlar. Bu maksatla bunlara verdiğim cevapları, okuyucularımız için de özetlemek istiyorum.

Para Kazanma Amacıyla  Televizyonlara Çıktığımız İddiası

İhtiyacı olan veya olmayan bir hocanın İslâm’dan ödün vermeden televizyon programlarına çıkarak kazanç sağlaması kınanacak bir durum değildir. Bir işi Allah’ın rızasını gözeterek yaparken bile, bir karşılık alınabilir. Ayrıca bunda yadırganacak bir durum yoktur.

Bana gelince… Yol parama karşılık olan üçü geçmez istisnaları dışında 45 yıldan beridir verdiğim konferanslardan en ufak bir karşılık almadığım gibi yaklaşık 25 yıldan bu yana çıktığım televizyon programlarından da tek bir lira almadım. Almadım, almadım da hatta vermek isteyeni de görmedim.

Bildiğim kadarıyla bizim gibi arada bir televizyon programlarına çıkan hiçbir konuğa para verilmez. Parayı sürekli program yapanlar alırlar. Sözün özü ben sürekli programlarımdan da almadım.

Flash Televizyonu

Flash Televizyonunda yaklaşık iki yıl/ iki dönem 70’ten fazla program yaptım. Her hafta hazırlayıp sunduğum programlar için haftanın dört gününü geceli gündüzlü çalıştım. Büyük bir fayda sağladığımız kanaatindeyim. İlgi ile izlendik. Televizyonda bir ilk uygulama olarak yeni bir yıla dua ile girdik.

Peki Flash’tan para aldım mı? Programlarım için değil para, bir gömlek, hatta bir teşekkür bile almadım. Para isteseydim program yaptırmazlardı. Bizim gibilere vermezler. Çünkü bizim amacımızın kazanç veya şöhret yapmak olmadığını iyi biliyorlar.

Bilmemiz Gerekenler

Rabbimin lütfuyla önemli taşınmazlarımızı hibe ederek kurduğum Ali Rıza Demircan Eğitim Vakfı yani Ardev’de bir stüdyo tesis ettim. Burada kırk beşer dakikalık yaklaşık yüz yetmiş beş program çektim. Bunlar Ülkemizin 50 kadar televizyonunda her hafta yayınlandı ve yayınlanmaya devam ediyor.

Peki rutin giderlerimize katkı olması için Vakfımıza bir ücret alıyor muyuz? Hayır. Bütün beklentimiz bizden para istememeleridir.

Biz Para Vererek  Program Yapmaya  Hazırız

A Haber Televizyonuna bedava program yapmayı teklif ettim. Kabul etmediler. TRT’de bir çok yeteneksiz adam program yaptı ve yapıyor. Ama bize bu güne kadar bir teklif yapılmadığı gibi program teklifimize cevap bile vermediler, ama bunun sebepleri var:

Bize talimat veremezler, bunu biliyorlar. Biz hurafe anlatmadık, anlatmayız. İslâm’ı bir hayat düzeni olarak sunduk ve böyle sunarız, bunu da bildikleri için onay veremiyorlar. Oysaki biz İslâm’ın, Kur’ân’ın indirilişi çizgisinde 23 yılda oluştuğunun bilincindeyiz. Baş ağırtmamaya da çalışırız.

Hulâsa bize dostlar da yanaşmıyorlar. Biz büyükçe bir kanalda, para almak şöyle dursun, vermeye de hazırız. 

Televizyon Kanallarında Sürekli Cinsellik Konuştuğumuz İddiası 

Televizyon kanallarının pek çoğu beni İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimle tanırlar. Kanalların ana teması cinselliktir. Sürekli olarak cinsellik konuşulmasını isterler. İsterler de mesela bir kısmı zinanın ve eşcinselliğin haramlığından söz edilmesini istemezler. Cinsel kaynaklı ahlâksızlıklardan herhangi birinin ekrana getirilmesini onaylamazlar. Dedikodu türünden konuşma isterler. Aslında benim gibi konuları ciddi olarak ele alanları tercih de etmezler. Fakat beni İslâm açısından cinsellik alanında otorite gördükleri ve bir de halk katında güvenilir olduğumu bildikleri için de benden vazgeçemezler.

Televizyonlarda Konu Seçimi

Televizyonlarda konu seçimini programcı yapar. Davet edilen konuğa bir şey sorulmaz. İzleyici bilmez, ama cinsellik konularında yapılan pek çok teklifi geri çevirmişimdir. Ardev’de yerel televizyonlar için yaklaşık yüz yetmiş beş program hazırladım.

Zina ve pornografinin haramlığı konusunda olmak üzere ancak iki konuya yer verebildim.

İlk zamanlar cinsellikle özdeşleştirildiğim için, bu tür konular beni tedirgin ediyordu, ama bugün ben talibim. Allah, Lût kavminin eşcinselliğini onbir kadar sûrede konu edinmektedir. Lût peygamber, âdeta eşcinsellikle mücadele için gönderilmiş gibidir. Bir peygamberin misyonunu üstlenir gibi olmak, benim için bir onurdur.

Ülkemizde televizyon kanallarında çıplaklığın, zinanın, eşcinselliğin, anal temasın ve ağzın boşalım organı haline getirilmesi anlamına oral ilişkinin haramlığını ilk kez ben dile getirdim. Porno belasını, izlenmesinin günah olacağını beyanla gündemimize ben taşıdım. Tesettürle ilgili pek çok konuşma yaptım. İslâmî ölçülere göre evlilik konusunu defalarca dile getirdim. Cinsel kaynaklı değişik konularda yapılan saldırılara cevaplar verdim. Cinsel haramlardan kaçınmanın ibadet olduğunu ve âhiret mutluluğuna yol açacağını açıkladım.

Birileri gibi güldürmedim. Gülenlere haddini bildirdim. Bir ara CNNTürk’de program yapan, kahkahalarıyla ünlü Saba Tümer ile yaptığımız programda, dilediği gibi at oynatamadığı için programı planlanandan önce bitirmişti.

Evet cinsel haramları dile getirdim ama faizin haramlığından, şerîatimizin yüceliğinden, jakoben laikliğin şirk oluşundan, suça bire bir ceza olan kısasın gerekliliğinden söz eden de daha çok ben oldum. Bütün nimetler Mevlamız’dandır.

Açık Bayanlarla Programlar Yaptığımız Suçlaması

Programcıların bir kısmı açık yani giyimleri İslâmî ölçülere uygun olmayan bayanlardan oluşmaktadır. Biz bu kadınları haber programlarında ve de diğer programlarda izliyoruz. Bizi dinleyenlerden çok önemli bir bölümü de programcı kadınlar gibi açık giyimli bayanlardır. Kaldı ki açık bayanları çarşıda, işyerlerinde, devlet dairelerinde, lise ve üniversitelerimizde görüyoruz. Üstelik dindar ailelerin kızları veya torunları ya da akrabaları içinde açık bayanlar da vardır. Seküler/laik bir ülkede Müslümanlar olarak yaşamaya çalıştığımız da bir gerçektir. Böylesi bir toplumda başı açık kadınlarla program yapmamanın anlamlı bir gerekçesi olamaz.

Bütün bunları daha iyi kavrayabilmek için bazı bilgiler de vermek durumundayız. İslâm’ın temeli Kur’ân’dır ve Kur’ân ile irtibatlı Sünnet’tir. Kur’ân 23 yılda sûre, sûre ve âyet âyet indirilmiştir.

Bu 23 yıllık dönemin ilk 18 yılında tesettürle ilgili emirler gelmemişti. Bir diğer anlatımla Müslüman kadınlar da açıktı. Peygamberimizle birlikte namaz kılmak için Mescid-i Nebi’ye gelen kadınlarda bile, bugün anladığımız anlamda tesettür yoktu. Yani Peygamberimiz, başı ve vücutlarının bazı bölümleri açık kadınlara muhatap oluyor, onlara ve onlar aracılığı ile bazı bölümleri açık kadınlara muhatap oluyor, onlara ve onlar aracılığı ile de ulaşamadığı kadınlara İslâm’ı tebliğ ediyordu. Mina’da kurulan çadırlarda icray-ı fuhş eden kadınlar da muhatabıydı.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, program yapılan kadının başı açık olup olmadığından çok, İslâm’a saygılı olup olmadığıdır.

(DEVAM EDECEK)

ALİ RIZA DEMİRCAN

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.