islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5838
EURO
34,7766
ALTIN
2.511,56
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

YUMURTALARI SATMAK VE TÜP BEBEK

YUMURTALARI SATMAK VE TÜP BEBEK

 

Hürriyet Eski ve Trajlı Bir Gazete de..

Hürriyet en eski ve en trajlı gazetelerimizden. Kasıtlı veya kasıtsız olarak  verdiği haberlerin önemli bir bölümü İslâm ile çelişkilidir. Dinini bilmeyen insanımızın imanı zedelenmektedir. Aslında yaptıkları gazetecilik değil. Gazetecilik olsa  hiç değilse gider verdikleri bazı önemli haberle ilgili olarak Diyanet’e soru yöneltirler.

Gazetecilik Budur

Bundan yıllarca bir gazeteci dostum telefon açarak Erkekçe (veya Kadınca) dergisinin son sayısını gördün mü dedi ve ilave etti: senden de alıntılar yapılmış.

Dergiyi aldım, eşler arasında anal/ ters ilişkinin meşru olduğunu işleyen biri tıpçı diğeri hukukçu iki profesörümüzün sayfalarca  yazıları olduğunu gördüm. Ama ilgili ve sorumlu gazeteci tam bir gazetecilik örneği vererek İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimden konu ile ilgili bölümlerin fotokopilerini çekerek aynı sayıda  yayınlar. Böylece okuyucu   eşler razı olsa bile  anal ilişkininin haram olduğunu  öğrenmiş olur. Gazeteci ateist olsa da gerçek gazetecilik bunu gerektirir.

Yukarıda linkini verdiğimiz haberden öğrendiğimize göre  Ülkemizden giden  bir Türk kızı, Kıbrıs’ta  döllenmek üzere  yumurtalarını satmaktadır.  Haber önemli, okuyucu  haberi okuduğunda döllenmek üzere yumurtaları  satış işlemimin yasaklığını öğreniyorsa da  halâl mi haram mı olduğunu öğrenemiyor. Bu sebeple satış işleminin halâl yani caiz olduğu yargısına varabilir. Bu yargı da okuyucunun imanını zaafa uğratacak  şekilde onu günahkâr kılabilir.

Bu tür haberlere Diyanet duyarsız,  biz de ilgilenmesek bütün müminler sorumlu ve de günahkâr olacak.

Haberle İlgili Hüküm

Önce haberimizle ilgili hükmü verelim:

Müslüman bir kadın hiçbir şekilde eşi dışındaki bir insanın spermleri ile döllenecek şekilde yumurtalarını veremez, satamaz. Bu işlem tam bir zina olarak nitelenemezse de Rabbimizin koyduğunu üreme yasasını ifsad/bozma suçudur. Mutlaka önlenmesi gerekir.

“ Yüreğine  îman akmamış kişi yönetici konumuna geldiğinde yönetim bölgelerinde  ekinleri  ve nesli/üremeyi  ifsad etmeye/bozmaya  çalışır. Oysa  Allah ifsad ediciliği sevmez.” (Bakara 205)

Tüp Bebekle İlgili Konular

Şimdi de yumurtaları satma dahil tüp bebek ve ilgili konuları içine alacak şekilde yaptığımız çalışmayı sunuyoruz:

I.Yüce Dinimizde evlilik dışı cinsel ilişki ve birliktelikler Zina olarak nitelenerek haram kılınmıştır. (İsra 32)

II.Teşhis ve tedavi gereği gibi bir zaruret olmaksızın hiçbir erkek ve kadın üreme organı ve yakın çevresi anlamına Ferc’ini eşi dışındaki hiçbir kişinin yanında açamaz.  (Nûr 31)

III. Çocuk için ilişki gerekli fakat yeterli değildir. Bir diğer anlatımla çocuk bir kader mevzuudur. Allah dilediği kişiye erkek, istediğine kız verir. Erkekli kızlı olarak da ihsan eder. Bazılarını da dölsüz/kısır kılar. (Şûra 49- 50) Kadere rıza gösterilmelidir.

IV. Allah, soy ve evlilik yoluyla akrabalık yasası koymuş, ana-babaya ihsan, nafaka, velâyet, mîras ve evlilik engeli gibi bir çok hüküm bu yasayla irtibatlandırılmıştır. Bu sebeple baba gibi ananın da açık olarak bilinir olması gerekir.

V. İnsan en güzel kıvamda yaratılmış bir varlıktır. O alınıp satılamayacağı gibi kiralamaya konu edilemez. Daha açık bir anlatımla kadın, rahmini nikâhlısı olmayan kişinin spermiyle döllenmiş yumurtaya açamayacağı gibi, onu para karşılığı olsun veya olmasın kiraya da veremez.

Açıklanan bu temel ilkelerin ışığında konumuz özeline gelerek bazı hatırlatmalarda bulunalım. Tüp bebek yöntemi bir tedavi şekli olarak kabul edilebileceği için:

a. Erkek spermini, ancak eşinden alınan yumurtayı döllemek için verebilir.

b. Kadın da yumurtasını ancak eşinden alınacak spermle döllenmesi için aldırtabilir.

c. Eşler döllenmiş yumurtalarının kendileri veya başkaları için taşıyıcı bir kadının rahmine aktarıma onay veremezler.

Şimdi konumuz özeline daha bir odaklanabilir, konuya taşıcıyı kadın, döllenmiş yumurtasını veren kadın ve de çocuk açısından bakabiliriz.

1. İslami ölçülere göre zaruret olmaksızın üreme organını açamayacak ve rahmini nikâhlısı olmayan kişinin döllediği yumurtaya kiralayamayacak olan kadın, haramlar işleyerek bütün bunları yapacak olsa bile tam olarak ana olmaz. Çünkü döllenen yumurta kendisinin değildir. Kiralama yöntemiyle doğuracağı çocukla hamilelik döneminde de tam bir ruhsal ilişki kuramayacaktır.

2. Haram işleyerek yumurtasını veren kadın, rahmini kiralayarak doğuran kadın kadar bile ana olamaz. Çünkü analık, kan vermektir, bir canın yaratılmasına aracılık yapmaktır. Hamilelik döneminde çile çekmektir. Duygusal yoğunlukla ceninle iletişim kurmaktır. Rahimi ile rahmeti yaşamaktır. Ruhu yanı sıra genelde vücudu, özelde göğüsleriyle analığa hazırlanmaktır. Bunun içindir ki örneğin Lokman sûresinin 14.âyetinde ana-babaya ihsan ile emredilirken anaya dikkat çekilmekte ve onun çektiği çileye vurgu yapılmaktadır.

3. Taşıyıcı kadının doğuracağı, -her hal-ü kârda diğer meşru yolla doğan çocuklar gibi masum olacak olan- çocuk açısından da problem yaşanacaktır. Çocuk kimi ana bilecektir? Verici ve taşıyıcı kadınların daha sonra meşru yolla doğuracakları çocukların hangileri ile kardeş olacak, çocuk olarak hangi kadından miras alacak ve anası olarak hangi kadına miras bırakacaktır? Burada değinilemeyen daha nice ahlâkî ve hukukî problemlerin doğması da kaçınılmazdır.

Sonuç: İslâm zaviyesinden bakılarak, evli eşlerin döllenmiş yumurtalarına taşıyıcı analık uygulaması ile ilgili olarak söylenebilecek olan, bu işlemin haram vasıflı Şeytanî bir işlem olduğu ve caiz görülemeyeceğidir.

Öğütlenebilecek olan taşıyıcı kadın yerine, doğurabilecek bir kadını ikinci eş olarak nikâhlamaktır veya çocuksuzluğa rıza göstermektir. Bir de İslâm’a göre evlilik engeli oluşturmayacağı ve miras hakkını doğurmayacağı için resmen evlatlık uygulamasına gitmeksizin koruyucu aile olarak yetimlerimize kol kanat germektir. Yetimlerin bakını üstlenenlerin Cennet’te Peygamberimizle beraber olacakları unutulmamalıdır.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.