LOKMAN SURESİ (Ayet 26-34)

Lokman Suresinin ayetlerini başından itibaren bir kaç bölüm halinde izah ettik. Bu yazımızda da bu surenin son ayetlerini kısaca izah etmeye çalışacağız. Bu ayetlerde Allah’ın yüceliği, üstün gücü, varlıkları yoktan var etmesi, kâinattaki bazı nizamları, inanların dürüst olmalarının gerektiği ve insanlar tarafından bilinmeyen bazı şeyler hakkında bilgi verilmektedir.

ALLAH’IN YÜCELİĞİ VE ÜSTÜN GÜCÜ

26 – Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Muhakkak ki Allah her şeye sahiptir ve övülen/kendisine hamd edilendir.

27 – Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz mürekkep olsaydı ve ardından yedi deniz daha ilave edilseydi, yine de Allah’ın kelimeleri tükenmeyecekti. Kesin olarak bilin ki Allah, azizdir/yücedir, hikmet sahibidir.

Bu iki ayette göklerde ve yerde olan her şeyin, tüm kâinatın Allah’a ait olduğu ve onun emrinde bulunduğu haber verilmektedir. Her türlü hamd ve övgü, onun için yapılır. Ayrıca burada Allah’ın kelimelerinin, yani bilgisinin genişliğine dikkat çekilmektedir. Bir benzetme ile bu konu edebi bir üslupla anlatılmaktadır. Burada anlatılan Allah’ın kelimeleri, onun ilmi, nimetleri, yaratmış olduğu varlıkların çeşitleri ve Levh-i Mahfuz’daki kelimeleri diye yorumlanmaktadır. Kanaatimce onun ilmi diye yorumlamak en doğrusudur.

ALLAH’IN YARATMA VE DİRİLTME GÜCÜ

28 – Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, bir tek kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir.

Muhakkak ki Allah, her şeyi işitendir, her şeyi görendir.

29 – Allah’ın geceyi gündüze, gündüzü de geceye kattığını, güneşi ve ayı insanların hizmetine sunduğunu görmüyor musun? Bunlardan her biri belli bir süreye kadar kendi yörüngelerinde hareket edeceklerdir. Muhakkak ki Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

30 – Kesinlikle Allah, hakkın ta kendisidir. Onun dışında tapılan her şey batıldır. Muhakkak ki Allah yücedir, büyüktür.

Bu ayetlerde Yüce Allah’ın yaratma diriltme gücünün sonsuzluğu dile getirilmektedir. B gibi şeyler, Allah için çok kolaydır. Allah kâinatı öyle bir nizam ve intizam içerisinde yaratmış ki, gece ile gündüz birbirlerini takip etmekte, her biri kendi yörüngesinde hareket etmektedir. Gece il gündüzün birbirlerinden almaları, mevsimlerin meydana gelmesine sebep olmaktadır. Gündüzün eksilmesi ve gecenin uzaması, Kış mevsimini sağlamakta, bunun tersine çalışması ise Yaz Mevsimini getirmektedir.

Unutmamak gerekir ki Allah, hakkın ta kendisidir. Hak, Allah’ın bir adıdır. Kul hakkı, kutsaldır, ona göre hareket etmek gerekmektedir.

DENİZLERE DİKKAT ÇAKİLMEKTEDİR

Aşağıdaki ayetlerde denizlerden manzaralar anlatılarak Allah’ın yüceliği, üstün kuvvet ve kudreti anlatılmaktadır. İnsanoğlu dara düşünce, Allah’ı hatırlamaktadır. Fakat içerisinde bulunduğu sıkıntılı günler geçtikten sonra, gaflete düşerek Allah’ı unutmaktadır.

31 – Sen, gemilerin Allah’ın lütfuyla denizde akıp gittiğini görmüyor musun? Allah bunu, ayetlerinden bazılarını sizlere göstermek için yapmaktadır. Muhakkak ki bunda, güçlüklere karşı sabreden ve Allah’a şükreden herkes için dersler vardır.

32 – Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, içtenlikle Allah’a inanırlar ve O’na yalvarırlar. Ama Allah onları karaya çıkarıp kurtardığı zaman, onlardan ancak bazıları ölçülü hareket ederler. Ayetlerimizi kendilerini beğenen inkârcılardan başkaları inkâr etmez.

DÜRÜST OLMAK GEREK

33 – Ey insanlar! Allah’a karşı dürüst olun. Babanın çocuğuna, çocuğun da babasına hiçbir fayda sağlayamayacağı günden korkun. Muhakkak ki Allah’ın verdiği vaat/söz, haktır. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah hakkındaki olumsuz düşünceler de sizi aldatmasın.

Yüce Allah bu ayette tüm insanlara seslenmekte ve dürüst hareket etmelerini emretmektedir. Ahiret günü, korkunç bir gündür. O gün hiç kimse kimseye sahip çıkamayacaktır. Herkes kendi derdine düşecektir.

MUĞAYYEBAT-I HAMSE

Lokman suresinin son ayetinde beş şeye dikkat çekilmektedir. Bilinmeyen bu beş şeye, dini kültürde “Muğayyebat-ı Hamse” yani bilinmeyen beş şey denmektedir. Bu beş şey, aşağıda meali verilen ayette dile getirilmektedir:

34 – Muhakkak ki kıyametin ne zaman kopacağını ancak Allah bilir. Allah yağmuru yağdırır. Anne rahminde olanları Allah bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını ve nerede öleceğini bilemez. Muhakkak ki Allah, her şeyi bilir ve her şeyden haberdardır.

Bu ayette beş şeye dikkat çekilmektedir:

1 – “Kıyametin ne zaman kopacağını ancak Allah bilir.”

Burada ayette haber verildiği gibi Allah’tan başka hiç kimsenin kıyametin ne zaman kopacağını bilemez.

2 – “Allah yağmuru yağdırır.” Ayetin bu cümlesinde sadece Allah’ın yağmuru yağdırdığını, ondan başka hiç kimsenin yağmuru yağdırmasının mümkün olmadığı anlatılmaktadır. Bu ayeti, geleceğe dair yorumlayarak Allah’tan başka kimsenin ne zaman yağmur yağacağını bilmediği anlamında yorumlayanlar vardır. Ancak ayette olumsuz bir hüküm mevcut değildir. Ancak Allah’ın yağmuru yağdırdığı haber verilmektedir.

3 – “Anne rahminde olanları Allah bilir.” Cümlesi de aynı şekilde tartışılmaktadır. Çünkü ayette, “Allah bilir” denmektedir. Başka hiç kimse bilmez denmemektedir.

4 – “Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez.” Bunda da kesin hüküm vardır. Hiçbir insan, yarın ne kazanacağını bugünden kesin olarak bilememektedir. “Yarına çıkacak mıyız?” Allah bilir.

5 – “Hiç kimse nerede öleceğini bilemez.” Buda kesin hükümdür.

SONUÇ

İnsan olarak Allah’ın varlığına, birliğine, eşsizliğine ve üstün gücüne inanmamız gerekmektedir. Kâinatta yaşanan tüm olaylar, Allah’ın birer eseridir ve O’nun bu üstünlüğünü ortaya koymaktadır. Allah’ın yüceliği karşısında insanların hiçbir gücü yoktur. Her insanın kendi haddini bilmesi gerekir. Allah’ın ilminin, verdiği nimetlerin haddi hesabı yoktur. İnsanın bilmediği, bilemediği çok şey vardır.

Nurettin TURGAY

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE