islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5770
EURO
34,9061
ALTIN
2.438,91
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
18°C

Ayasofya Açıldı Ama Laiklik Elden Gitmedi

Ayasofya Açıldı Ama Laiklik Elden Gitmedi

Ayasofya yeniden ibadete açıldı ya, İslâmî iman veya tarih bilinci yoksunu iç ve dış çevrelerin büyük bölümü “Laiklik elden gidiyor, Türkiye Hristiyan batıyı taklid eder olmaktan çıkıyor” deyü yerinip karalar bağlıyor.

12 Temmuz tarihli Sözcü’nün haberine bakalım:

“Bloomberg’ten Marc Champion ve Constatine Courcoulas imzalı haberde, Ayasofya’nın ibadete açılmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve muhafazakar kesim için,Hıristiyan Batı’yı taklit etme çabasındaki Türkiye’nin güçlü, Müslüman bir ülkeye dönüşmesi adına bir mihenktaşı olduğunuyazdı.

Bu karara hem Türkiye içerisinde hem de başka ülkelerden karşı olanların olduğu belirtilirken gazete, “Muhalifler, yaşananların Türkiye’nin daha az laik ve daha az toleransın olduğu bir ülke haline geldiğinin kanıtı olduğunu söylüyoryorumunu yaptı.

Gazete, yazar Orhan Pamuk’un dün BBC News’e yaptığı açıklamaları da hatırlattı. Nobel ödüllü yazar, Ayasofya’yı camiye çevirmek dünyanın geri kalanına, ‘Maalesef artık bir laik değiliz’ demektirifadesini kullanmıştı.”

Ah Keşke Söylenildiği Gibi Olsa

Ah keşke söylenildiği gibi olsa. Ayasofya’nın ibadete açılışı keşke “Hıristiyan Batı’yı taklit etme çabasındaki Türkiye’nin güçlü, Müslüman bir ülkeye dönüşmesi adına bir mihenktaşı” olsa. Çifte kurban keserdik.

Ayasofya’nın ibadete açılışı ise “Türkiye’nin daha az laik ve daha az toleransın olduğu bir ülke haline geldiğinin kanıtı ” değil. Çünkü laiklik azalmadı. Bu tesbitte büyük bir yanılgı var; Türkiye daha az laik olursa daha çok insancıl ve toleranslı olur.

Yahu insaf edin. İstanbul’un fethinden bu yana Rumlar, 1493’ lerden bu yana Yahudiler ülkemizdeki varlıklarını kesintisiz olarak korumuyorlar mı? Ülkemizde yüzlerce kilise ve havra yok mu? Bizde gayr-ı müslimler en büyük darbeyi örneğin varlık vergisiyle laik dönemimizde yemedi mi? 

Ayasofya’yı camiye çevirmek dünyanın geri kalanına, ‘Maalesef artık bir laik değiliz’ demektir” diyen Orhan Pamuk’a ne diyelim. Keşke onun gibi “laik değiliz” diyebilseydik. Diyemeyiz, çünkü laikliğimiz hem de jakoben laikliğimiz devam ediyor. Nobel ödülünü  böylesi açık gerçekleri göremeyenlere  mi veriyorlar demekten kendimizi alamıyoruz.

Bizde Oda TV ve Sözcü’de boy göstermiş diğer Kemalist yazarların çoğu gibi Orhan Pamuk da İslâm’ı bilmiyor. Bunu anladık da bunlar demokratik laiklikle jakoben laikliği de birbirinden ayır(a)mıyor. Keşke biz akılcılık adına olsun laikliği ret edip köklerimize bağlı insancıl, adil ve merhametli bir düzene geçiş yapabilseydik. Bizde laiklik değil İslâm karşıtlığı var? Bunun içindir ki ben laikliği ihlalden yedi defa Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemelerinde hem de kitaplarım ve konferanslarım sebebiyle yargılandım.

Sözü uzatmaya gerek yok. Ayasofya’nın açılışı İslâm’a değil olsa olsa demokratik laikliğe geçiş adımıdır. Bunun içindir ki 11 Temmuz tarihli Ayasofya’nın ibadete açılışı ile ilgili yazımıza  “ Duamız Yeni Manevi Fetihlere Başlangıç Olmasıdır “ başlığını koyduk

Karşıtlarımızın Üzülmesini de İstemeyiz

Karşıtlarımızla İslâm kardeşliği bağlarımız yok ise de fıtrat (insan olarak yaratılış) kardeşliğimiz var. Kimsenin karalar bağlayıp sebepsiz yere üzülmesini istemeyiz. Yara alan demokratik laiklik değil jakoben laikliktir. Bizim penceremizden bakarsanız Laik Kemalizmin bu gün de iktidarda olduğunu görürsünüz.

Buyurun 7 Eylül 2018 tarihi makalemizden bazı bölümleri birlikte okuyalım:

https://www.mirathaber.com/kemalizm-bu-gun-de-iktidarda-5-5227h/

 

“ Kemalizm Laikliktir

Kemalizm laikliktir. Laiklik yasal zeminde jakobenliğini korumaktadır ve giderek de pekiştirmektedir.

Yürürlükteki anayasa, devleti “demokratik laik hukuk devleti “ olarak tanımlamasına rağmen demokrasiyi ve evrensel hukuk ilkelerini de çiğneyerek 24. maddesiyle İslâm’ ın insan hayatını düzenleyici ilkelerine dönüş yolarını yasaklamaktadır. Buna ilahiyatçılar, tarikatçiler, siyasiler ve diğer sivil örgütler adına itiraz eden de yoktur.

Yozlaştırılmış Dîn ve Ahlâk Kültürü Dersleri bir tarafa Milli eğitim sistemimizde materyalizm hakimdir, bir diğer anlatımla Allah’a ortak koşma dili egemendir. A dan Z ye fizik, kimya astronomi, biyoloji, psikoloji ve sosyolojide haşa Allah yoktur. Vahiy bildirilerine inanç yoktur, ölüm ötesi hayata îman yoktur. İhtişamı kabullenilen evren düzeninin halikı sorulmadığı için işletilebilen bilimsel akıl da yoktur.

Milli Eğitim’de İslâm’ın insan hayatını kuşatan bir dîn olduğuna dair tarihsel bilgi bile yoktur. Ekonomide, hukukta, ceza, aile ve miras sistemlerinde İslâm yoktur. Üstelik Şeriat adı kullanılarak karşıtlık, reddiye ve yerme vardır.

İslâm’ı Bilen de Yoktur

İslâm’ın bütünü hakkında genel bilgiyi geçtik mesela Allah’a inanırken İslâm’ı dışlamanın Şirk olduğu mevzuunda, taammüden insan öldüren kişiye verilebilir ceza hakkında, Kur’ân’a göre boşanma konusunda, ana babaya miras meselesinde, ekonominin faiz üzerine kurulmasında parlamenterlerimiz dahil büyük çoğunluğun bilgisi yoktur.

Hele hele sinema ve medyada İslâm’a hiç geçit açılamamıştır. Çünkü bu alanlarda bilen/yetiştirilen olmadığı gibi talip olan da yok gibidir. Diriliş ve Payitaht Abdülhamit dizisi birkaç dizi bir şeydir ama İslâm’a yol değildir. Yüzlerce sinema filmi ve dizi ile yapılan tahribat ise onarılır gibi değildir.

Daha da acı olanı tahribat bizim yönetimimizdeki kanallarda yapılmaktadır. TRT ve ATV deki filmleri ve dizleri izlemek yeterlidir.

Yüzeysel Başarılar Var

Öğretim ve iş alanında baş örtüsü yasağının kaldırılması gibi bazı zorbalıkların engellenmiş olması yüzeysel başarılardır. Çünkü müftü çocukları da başörtülü kızlarımız da, en zeki yavrularımız da, Ali Rıza Demircan’ın torunları da sekülarizmin/ laikliğin göbeğinde eğitiliyor.

Bizim Ocak 2018’de Habertürk gazetesinde yaptığımız uzunca söyleşide “bu ülkede İmam hatiplerden ve ilahiyattan ancak laik ve demokratik insan yetişir” derken kastımız da buydu.

 

 Bu insan tipi de beklenen ve atılım yapabilecek olan nesil değildir.

İslâmî olmadığı gibi aklî ve bilimsel de olmayan bu sistem değişmedikçe birilerinin gitmesi diğerlerinin gelmesiyle temelde bir değişiklik olmaz. Örneğin siyasiler ve ekonomistler aynı eğitimi aldıkları için ülkemizde egemen para basımı ve faize dayalı ekonomik düzene bir alternatif oluşturulabiliyor mu?

18 yıllık bir denemeden sonra hala anlaşılamayan gerçek de budur. Bunun sorumlusu da yalnızca siyasiler değildir. Hepimiziz.

İslâm garib başladı, dönemimizde kendi çocuklarının gölgesinde gurbetini yaşamaya devam ediyor. Ağlayanını geçtik yüreğinde sızı taşıyanların sayısı da azaldı.

Bu güne kadar ki vaziyet budur. Mazeretler ileri sürülebilir, hiç mi bir şey yapılmadı, ne yapılabilirdi ki de denebilir. Elbette bir çok şey yapıldı ama yapılması gerekenler de yığınlar halinde önümüzde.

Kendime Sitem Ediyorum

Bazen kendi kendime sitem eder gibi oluyorum. Bak işte Ayasofya da açıldı niye sevinç çığlıkları atmıyorsun, diyesim geliyor. Geliyor da 75 olan yaşım aklımı başıma getirdi. Birkaç çiçek koklamakla yazın gelmiş olmayacağını biliyorum.

Gerçi her yaz da birkaç çiçekle başlar ya. Ne diyelim, ümitsizlik haramdır. İnşallah Ayasofya’nın ibadet açılışı, değerlendireceğimiz yeni bir mîlad olur.

Ali Rıza DEMİRCAN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.