1970’lerden bu yana Suriye’yi yöneten Hafız Esed’in büyük oğlu Basil’in devlet başkanlığına hazırlandığı sırada İngiliz komplosuna kurban gitmesi, Beşar Esed’in önünü açtı.
O dönem Suriye yasalarına göre devlet başkanı olma şartlarından biride 40 yaşını doldurmuş olmak olsa da; bu yasa Beşar için şekillendirilip törpülenerek Beşar’ın yaşı olan 34’e kadar indirildi.
Akabinde 2000 seçimlerine giren Beşar’in %99,7 oy oranı ile ortalığı silip süpürmesi, hanedanın makamda devam etmesini sağladı.
Ardından 2007 seçimleri ile koltuğa iyice yerleşen Beşar, 3. Seçim olan 2014’te de yine aynı iç savaş ortamında da saltanata sıkıca sarıldı.
Son seçimlerdeyse ülkede tam bir tiyatro sahnelendi. Her ne kadar bu defa muhalefet sandıktaki yerini aldıysa da, demir yumruk karşısında sembolik aday olmaktan öteye geçemediler.
İç savaşın cereyan etmesiyle Suriye dışına 6,5 milyon kişi göç etti. Ülke içinde de 4,5 milyon kişi yer değiştirdi.
Ülkede rejimin kontrolündeki coğrafyada 8 milyon insan zaten var yok.
Katil Esed Suriye’de kendi sapkınlığında olmayan Sünni Arap, Türkmen ve Kürt ne kadar farklı motif varsa hepsini sürdü attı. Nüfus kütüklerine kadar oynadı.
Şuan Suriye toprakları sadece Nusayri, Hıristiyan ve PKK/YPG yandaşlarına ev sahipliği yapıyor. Dolayısıyla seçimler Esed yönetiminin hâkim olduğu bölgelere kaydırılarak garanti sonuçlar hedeflenmişti.
Devam eden iç savaş nedeniyle devlet otoritesinin sağlanamadığı bir ortamda Suriye halkı Esed’in çağrıştırıldığı “Geleceğin liderini seçiyoruz” ibaresinin altına kocaman bir X işareti koyarak/koydurularak silahların gölgesinde oy kullandı.
Suriye muhalefetiyse seçimleri tek kelimeyle “Saçmalık” olarak niteledi.
Durum böyleyken İdlib gibi rejimin kontrolü dışında kalan yerlerdeyse, rejim ve seçim karşıtı gösterilerin arttığına dair bilgiler geliyor.
Protestolar, kontrol dışı şehirlerde Esed’e karşı en güçlü bağlılığı gösteren destekçilerine dahi sirayet ederken, bu vahamet aynı zamanda en çetin meydan okumalara da dönüşmekte.
Daha düne kadar rejim yanlısı olmasıyla ün salan Süveyda caddesinde görülen ayaklanmalar değişim rüzgârlarının da habercisi niteliğinde olsa da; ayaklanma silahların gölgesinde eridi.
Ülkenin %90’ı açlık sınırındayken rejim yetkililerinin gürbüz çocukları spor otomobilleriyle ve teknolojik son moda cihazlarıyla sosyal medyalarda hava basıyor.
Esed hayranlığıyla ün yapan kozmopolit şehir Lazkiye’de bile yolsuzluklar rahatsızlık verici boyutlarda.
Bu arada Kuzey ve Batı Suriye’deki İdlib’de Suriye parasının dramatize olacak kadar değer kaybetmesi, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde Türk Lirasının tedavüle koydu.
Aslında Suriye realitesi son derece karmaşık.
Yapılan doğrular yanlışları karşılayacak ölçüde değil.
BM Suriye Özel Temsilciği, Birleşik Devletler, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gönderdikleri deklarasyon da seçimin illegal şartlarda ve Covid-19 tedbirlerinden uzak bir şekilde icra edildiğini ve dolayısıyla tanınmasının mümkün olmadığını beyan edici bir kararname yayınladı. Bu paralelde Suriye’nin yakın tarihine göz atıldığında neredeyse her dönem meşru, hür, şeffaf ve demokratik bir seçimden bahsetmek oldukça güç.
Dikta rejimlerin geçici elemanları kendilerinin dahi inandığı yalan rüzgârlarında rakiplerin bile kendilerine oy attığı saplantısına kanarak keyiflenirler. Dünde benzeri seremoniyi Mısır’ın tepeden inme lideri Sisi ile seyretmiştik.
Şu açıktır ki Beşar Esed’ın dünyada karikatürize edilmesi dahi hırsının önüne geçememiş kendini adeta Milli Şef ilan etmiş bir makam budalasıdır. Suriyeli dostlardan kendisiyle yakın temaşada bulunanlar kendisinin çocuk ruhlu olduğunu her daim dile getirirler. Beşar Esed denen adam daha düne kadar Beyrut sokaklarında gece 01:00’den sonra son model Porsche marka otomobiliyle sürat denemesi yapıyordu. Rusya’dan gelen yardımların nerelerde hiç edildiği aşikar.
Bugün normalleşme süreci böyle bir karaktere rağmen işletilmeye çalışılsa da; bu tek taraflı fedakarlıkların ömrü hep kısadır.
Namlu ucuyla işaret edilen diktatörlerin ısrarlı direnişleri hep aynı kalemden çıkmış gibi. Babası Hafız Esad ile de benzer teranelere mazur kalmıştı ümmet.
Hadis-i Şerif’te de bildirildiği gibi “Evlad babanın sırrıdır.”
İster topla, ister çarp.
Elde kalanla yetinmek, uzlaşmak durumundasın.
Neden mi?
Daha fazla Müslümana yetişebilmek için.
ATİLLA AKBAŞ
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-