islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,6005
EURO
34,8189
ALTIN
2.493,24
BIST
9.473,85
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
22°C

ÇOCUKLARA HİTABIMIZ KARAKTERLERİNİ BELİRLER

ÇOCUKLARA HİTABIMIZ KARAKTERLERİNİ BELİRLER

Çocuklar yalnızca ebeveynleri tarafından değil, tüm yakınları ve çevreleri tarafından sevilirler. Bu sevgi hitap şekline de yansır elbette ki. Ebeveynler de genellikle hitaplarında çocukları fazla yüceltici sıfatlar kullanırlar. Bunu yaparken yalnızca sevgi sunma maksadıyla yapsalar da çocuğun ona hitap edilen sıfat ile etiketlenmemiş olması gerekir. Çünkü özellikle 0-6 yaş somut işlemler dönemindeki yani kendini ebeveyninin verdiği değerle, ilgiyle hitapla tanımlayacak ve tanıyacak olan çocuk için etikete dönüştürülmüş sıfatı, karakterini şekillendirecektir. Nasıl mı?

  • Çocuğa paşam, prensesim şeklinde hitap eden ebeveynler bu söylemleri ile çocukları olması gerektiğinden çok daha fazla yüceltmiş olurlar. Evinde prenses, paşa olan çocuk kendini dünyanın merkezi olarak görmeye başlayabilir. Bu durum okul ve sosyal hayatını sıkıntıya sokabilir. Çünkü çocuk, sosyal hayata girdiğinde yüksek makamından herkesle eşit olacağı bir statüye inecektir.

Misal: anaokuluna yeni başlayan Bilal ilk haftalarda hiç ağlamamış ve okulu çok sevmişti. Ancak birkaç hafta sonra okula gelirken ağlamaya başlamış ailesi de bu duruma bir mana verememişti. Bilal ve ailesi ile yaptığımız çalışmalar sonucu Bilal’in tek torunu olduğu bir aile apartmanında yaşadığını, evin bir nevi paşası olduğunu öğrendik. Evde Bilal’e karşı sınırlamalar koyulmadığı için Bilal sınırları ve kuralları olan okulu sevmemişti.

  • Çocuklara sıklıkla güzelim, yakışıklım, şıklığa bak şeklinde hitap iyi niyetli ancak etikete dönüştüğü zaman sakıncalı olabilen sıfatlardır. Güzel, yakışıklı ya da şık diye etiketlenen çocuklar görselliği ile kabul gördüğü düşüncesiyle daha takıntılı bir beden algısına sahip olabilirler. Sosyal medyanın da bu yöndeki baskısı sonucu çocuklar imaj kaygısı yaşayabilirler. Çağımız gençlerinin marka düşkünlüğü, erken yaşa inen estetik müdahaleleri beden algısı ve imaj endişesi sonucudur.

Misal: Asya çok güzel bukleli, uzun sarı saçları olan bir öğrencimizdi. Annesi yaz kış demez her gün saçlarına yeni bir taç takar asla da toplamazdı. Asya ‘yı her gören “ah şu saçlara bakın” demeden geçmezdi. Bir hafta sonu Asya’nın saçına bir madde yapışmış ve temizlenememiş bu yüzden de saçları omuz hizasında kestirilmek zorunda kalınmıştı. Saçları omuz hizasına düşen Asya’nın kesilen yalnızca saçları değil enerjisiydi sanki.

  • Zeki çocuk etiketi ile büyüyen çocukların ebeveynlerinden “çok zeki ama çalışmıyor” cümlesi sıklıkla duyulur. Bazen zeki diye etiketlenen çocuklar bu sıfatı kaybetmemek için çalışmayabilir ya da sorumluluk almayabilirler. Çünkü çalıştıkları, sorumluluk aldıkları halde yapamayacaklarından ve kabul gördükleri etiketlerini kaybedebilecek olmaktan korkabilirler.
  • Çocuklara bir tanem, aşkım diye hitap edilmesi onlarda algı karmaşasına sebep olabilir. Somut işlemler döneminde karşı cinsten olan ebeveynini kıskanma eğilimde olan çocuk için bu söylemler destekleyici niteliktedir.

Misal: Ardanın annesi “oğluma hep bir tanem” diye hitap ediyordum. Şimdi bebeğime de bir tanem dediğimde Arda çok öfkelendi. Hani bir tanen bendim dedi, o zaman hitabımın yanlışlığını anladım” diye bizlerle dertleşmişti.

  • Çocuklara bebeğim diye hitap etmek onları hiç büyütmeyecek bir hitap şeklidir. Bebeğim diye başlayan cümleler çocuklar için yaşlarına uygun sorumluluklar ifade etmezler. Çocuk ebeveyni gözünde bebek olduğunu düşünür, bu durum bazen onu rahatsız edebilir bazen de sorumluluk almamasına neden olabilir.

Misal: okul çıkışı Kaan’ı almaya gelen annesi oğluna arkadaşlarının arasından “bebeğim ben geldim” diye seslendi. Kaan hızlıca annesine koştu ve sinirli bir halde “anne neden bana bebek diyorsun ben okula geliyorum abi oldum, görmüyor musun” dedi.

Ebeveynlerin diline olumlu gelen ancak çocuklar için sakıncalı olabilecek sıfatlar kadar zaten olumsuz olan ancak bazı ebeveynlerin dilinde yer eden etiket sıfatlarda vardır. İnatçı, huysuz, tembel, beceriksiz vs gibi olumsuz sıfatlara maruz kalan çocuklar da bir müddet sonra etiketlendiği bu sıfatına uygun davranmaya başlayacaktır. Araştırmalar suçlu diye nitelendirilen insanların daha sonraları suç işleme ihtimallerinin arttığını ortaya koymuştur.

Misal: Mert oyun saatinde oyun odasında kalmak isterken arkadaşları bahçede oynamayı tercih ettiler. Mert’i de gelmesi için davet ettiler. Mert hayır siz gelin buraya dedi, ancak arkadaşları dışarıda oynamaya devam ettiler. Bir müddet oyun odasında oynayan Mert artık sıkıldı ve bahçedeki arkadaşlarını izlemeye başladı. Öğretmeni Mert’in yanına gitti ve hadi gel bahçeye çıkalım dedi. Mert “yok ben çıkmayacağım demiştim ya şimdi çıkamam artık” dedi. Öğretmeni nedenini sorduğunda Mert:” eeee ben inatçıyım ya işte o yüzden” cevabını verdi.

Tüm bu açıklamalardan sonra peki çocuklarımıza nasıl hitap edelim sorusuna,  etiketleme niteliği olmayan ancak güzel ve yumuşak ifadelerle diyeceğim gibi,  Kuran’ı Kerimde Peygamberlerin evlatlarına “Yavrucuğum” şeklinde sevgi ve merhamet dolu hitaplarını örnek göstermek isterim.

Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.