DÜŞMAN TOPLANIYOR SEBAT EDELİM
Borç batağından çıkamayan, ekonomik krizlerin ardı sıra geldiği Yunanistan, halkın feryatlarına rağmen kendini kiralık silah deposuna dönüştürmeye kararlı.
Fransa ile gerçekleştirilen “Askeri ve Siyasi Himaye” antlaşmasıyla hükümet ülke tapusunun yarısını Fransa’ya verdi. Paris Antlaşması gereği Yunanlılara artık Fransızlar kol kanat gerecek.
Parlamento’da onaylanan bu karara karşı çıkan hükümet “Bugün ezeli rakibimiz Türkiye kendi savunma sanayiinde çığır açtı. İhtiyacının %75’ini kendi ürettiği gibi ihracatta yapıyor. Buna karşılık bizler ise hiçbir şey üretemediğimiz gibi kendimizi pazarlama yoluna girdik” şeklinde veryansın etti.
Avrupa’nın Yunanistan’ı silahlandırmak suretiyle borç batağına sürüklediğini de iddia eden hükümet ayağı, dış borçlarının %250’ye ulaştığını, Türkiye’nin ise aynı paraleldeki dış borcunun %37’lerde kaldığını belirterek adeta bu yanlış dış politika güdümüne isyan etti.
Yunanlı siyasilerin kendi halklarına karşı Türkiye kalkanını öne çıkarmaları yılların en köhne hareketi. Oysa ülke krizden krize giriyor. Yunanistan ekonomisi %8,5 küçülürken AB’nin sağladığı kredilerin geri ödemesi 13,5 milyar €’yu ile tavan yaptı bile. Yani sözün özü komşu her türlü dibe doğru pik yapıyor.
Rakamlar ülkenin baş aşağı sürüklendiğini desteklerken; Yunan devlet erkanıysa aldığı borçlarla geleceğini ipotekliyor.
Bütün bu olan bitenin sonundaysa zavallı komşu sanıyor ki; İstanbul kendilerine geçecek. Savaş pilotlarının omuzlarındaki İstanbul armaları daha başka neyi ifade edebilir ki? Biz büyük savaşı güney sınırımızdan bekliyoruz ama tarih tekerrürden ibaret gibi. Bu ihtimali de kollamak gerek. Sonuçta ne olacak? Ağa babaları Amerika Yunanistan’ı bize harcatacak.
Bir yandan Fransa, öte yandan Birleşik Devletler yaptıkları anlaşmalarla Yunanistan’ı göbekten esir aldılar.
Okyanus ötesinin emperyalizmi zaten büyük saldırıya hazırlanmak için zemin arıyordu. Onu da burnumuzun dibindeki Yunan adalarına konuşlanarak buldu. Önceki yazılarımda da dile getirmiştim. Bugünkü Yunanistan’ı kuranlar zaten emperyalizmin ataları. O yüzden Yunanlılar batının elindeki oyuncaktan farksız.
Londra borsasından 3 milyon pound para ile kurulan bir ülkenin sahipleri muhatabımız. Hedefleri elbette bölünmüş, küçültülmüş bir Türkiye.
İlk adımdaki gayeleri bizi hareketsiz kılmak. Ayrıca S-400 rahatsızlıkları da altını dolduramadıkları bahaneleri.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı komşuya destek veren Macron, Birleşik Devletler, Avustralya, Britanya arasındaki AUKUS askeri ittifakının kurulması kapsamında Avustralya’nın Fransa ile on milyarlarca €’luk denizaltı anlaşmasının iptal olduğu kriz ortamında ihaleyi yine borç batağındaki Yunanistan’a bırakarak eleştirilerden kurtuldu.
Macron’un Elysee Sarayında Miçotakis’i ağırladığı toplantıda jet uçağı ve fırkateyn anlaşması da yaptı. Oysa daha geçen yıl bu ikili aynı tip uçakların transferini gerçekleştirmişti.
Macron yaptığı açıklamada bu silahlanmaların belli bir ülkeyi hedef alamadığını yalnız AB’nin dış sınırını oluşturan Yunanistan’ı koruduğunu söylese de; toplantıyı takip eden gazetecilerden geçer not alması mümkün olmadı.
Sözün özü yakın batıda durum özetle bundan ibaret. Sürekli olarak yeni yapılanmalar yeni anlaşmalarla sözde gözdağı verecekler. Ancak birbirlerine dayanarak güç alıyor, güçlü olduklarına inanıyorlar. Geldikleri son nokta halen bu.
Şuan aklı selim Müslüman coğrafyalar da, ismimizin geçmesi, ümmetin bizi çare olarak görmesi bile onlar için büyük sıkıntı.
Adım adım komşu üzerinden bize gözdağı vermenin peşine düştüler.
Boş atıp dolu tutmaya çalışmak en büyük hünerleri.
Bırakalım tatlı seraplar rüyalar görmeye devam etsinler.
Biz ise, içimizdeki hesaplaşmayı büyütmeyelim yeter.
ATİLLA AKBAŞ
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-