Halkı Müslüman Olan Devletler Müslümanları Temsil Edebilir mi?

İşgalci siyonitlerin Gazze’de katliama ve soykırıma başlamalarının üstünden kırk küsur gün geçti. Dünya halkları ayakta, “Nehirden denize özgür Filistin” diyerek yeri göğü inletiyor. Abd de, Avrupa’da, halk sokaklarda soykırım ve katliamlara nefret kusuyor. Avrupa’da bazı parlamenterler devletlerine muhalefet edip, işgalci siynonistle iş tutan politikalarını eleştiriyor. Birçok yerde Filistin marşı söyleniyor.

Halkı Müslüman olan devletler, en yüksek perdeden ve fiilen işgalci siyonistlere karşı koyması, katliam ve soykırımlara müdahale etmesi gerekirken, ne hikmetse hiçbirinin sesi çıkmıyor. En çok sesini yükselten Türkiye cumhurbaşkanı olmasına rağmen, o da sadece sesini yükseltmekle yetiniyor. Durmadan abd ve Batının merhametsiz vicdanından merhamet dileniyor.

Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı denen yapılar, toplanıp toplanıp kınama mesajıyla dağılıyor ve Batının olaya müdahale etmesini istiyor. Lakin her biri birer devlet olarak ordular, silahlar, askerler sahibi iken ve bütün halk kitleleri de arkalarında iken, insan şaşırıyor, nasıl böyle sessiz kalabiliyorlar?

Halkı Müslüman olan devletlerin devlet adamları nasıl bu kadar abd ve Batı sevici ya da abd ve Batıdan bu kadar korkuyor? Abd ve Batıya ne gibi borçları var ya da abd ve Batıya nasıl bir bağla bağlılar? Müslüman’ım diyorlar, gözlerinin önünde mazlum mustazaf kardeşleri, çocuk kadın, genç yaşlı, sağlam hasta demeden katledilirken nasıl böyle soğukkanlı ve rahat olabiliyorlar?

İşgalci siyonist yapmakta olduğu soykırım ve katliamları, Müslüman ülkelerdeki üslerden, radarlardan, hava alanlarından koordine ederken, sürekli bağırıp duran devlet lider(ler)i neden bu üsleri kapat(a)mıyor? Basından öğrendiğimize göre, başta çelik ticareti olmak üzere kendi ülkemizin limanlarından durmadan işgalci katil siyoniste lojistik destek sevkiyatı sürüyor. Ticaret her safhada devam ediyor. Peki neden? Eğer bu durum devlet için normalse, o vakit devleti yönetenler neden her fırsatta işgalci siyoniste katil, terörist diye bağırıp duruyorlar?

Neden bu memlekette bir parlamenter mecliste çıkıp da, devletin yanlış politikasını eleştirmiyor? Neden aydın entelektüel sınıftan bin – iki bin kişi bir araya gelip de devletin işgalci siyonistle her türlü ilişkiyi kesmesi gerektiğini haykırmıyor? Neden bu memlekette abd aleyhine resmi dilden lanet ifadeleri kullanılamıyor? Bu memlekette tek söz sahibi cumhurbaşkanı mı? Başka konuşacak adam yok mu? Cumhurbaşkanına, devletin politikalarına, halen yapılmakta olan ticarete eleştiri getirecek vicdan sahibi yürekli biri yok mu?

Yaşanan soykırımı, yakılan yıkılan beldeleri, harap olan haneleri, telef edilen canları gördükleri halde, “uygulanan politikalar insanlık onuruna terstir ve ben istifa ediyorum” diyecek vidanlı merhametli bir devlet erkânı yok mu? Altıyüz küsur vekilden, “dostlar alışverişte görsün” misali dışında, resmi anlamda, “bizim ne işimiz var bu katillerle” diyecek kimse çıkmayacak mı?

Evet; yazının başlığına dönelim. Halkı Müslüman olan devletler ve bu devletleri yönetenler, Müslüman halkı temsil ediyor mu? Müslümanları temsil edebilir mi? Aklı başında her Müslüman “asla” diyecektir. Zira demokratik laik la-dini olan siyasi düzenler, devletler, Müslümanları temsil edemez. Adı üstünde, halkı Müslüman ama siyasi düzenleri gavur düzeni. Bu ne demek? “Gavurlar ne isterse o olacak” demektir. Her şey gavurların istediği gibi olacak.

Velev ki katliamlar, soykırımlar, sürgünler, sömürüler olsa da, insanlık onuru ayaklar altına alınsa da! Gavurun sazı çalınacak, gavurun sözü dinlenecek. Çünkü kurulu siyasi düzen onların düzenidir.

YAKUP DÖĞER

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN LÜTFEN BU LİNKİ ZİYARET EDİNİZ