islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

Hz. Mûsâ’nın Mucizeleri ve Firavun’a Tebliği

Hz. Mûsâ’nın Mucizeleri ve Firavun’a Tebliği
20 Temmuz 2023 09:47
A+
A-

 

Hz. Mûsâ’nın mucizeleri ve Firavun’a tebliği, Kur’an’ın tarih anlatılarında önemli bir yer tutmakta ve perspektif sunmaktadır. Bu yazıda amaçlanan şey; Hz. Mûsâ’ya verilen ayetlerden ve apaçık delilden ne kastedildiği, Firavun’a ve ileri gelenlerine elçi gönderilmesinin Mısırlılara da İslam’ı tebliğ etmesine engel olup olmadığı gibi konuları Hûd 11/96.-97. ayetler çerçevesinde modern ve klasik tefsir literatürü ekseninde tartışmaktır. Yazıda “Kur’an’ın Kur’an ile tefsiri” yöntemine başvurulmuştur.

Hz. Mûsâ’ya verilen ayetler ve apaçık “sultan”

Hz. Mûsâ, kavmine Tevrat ayetleriyle ya da mucizelerle gönderilmiştir: “Yemin olsun Mûsa’yı da ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.” (Hûd 11/96). Buradaki “ayetlerimizle” ifadesinin Tevrat’la ilişkilendirilmemesi nedeniyle onların kitabın ayetleri değil mucize olduğu yorumu yapılmıştır. Kur’an’a göre Hz. Mûsâ’ya verilen mucizeler dokuz tanedir (el-İsra 17/101). Bu kapsamda şu mucizeler sayılabilir: Asa, beyaz el (eş-Şuarâ 26/32-33), tufan, çekirgeler, kımıl, kurbağalar, kan (el-A`raf 7/133), asanın “büyücülerin uydurduklarını” yutması (eş-Şuarâ 26/35) denizin yarılması (eş-Şuarâ 26/63). Ayetteki “apaçık bir delil” ise asadır. Onun ayrıca belirtilmesi, diğerlerine oranla daha açık kanıt olmasındandır. Ayette delil yerine sultan (سلطان) denilmesi, sultanın (devlet yöneticisi) diğerlerine üstün gelmesi gibi Hz. Mûsâ’ya verilen delilin de Hz. Mûsâ’ya meydan okuyanlara üstün gelmesinden dolayıdır. Âlimlere de ilmî kuvvetleri nedeniyle sultan denilmiştir. Firavun’un “apaçık” sultana (delil) rağmen iman etmemesi, ondaki ibret almazlığın boyutlarının kanıtıdır. Yani dönemin sultanı Firavun (ve destekçileri), Mûsâ’nın “sultan”ı karşısında yenilmiştir. Hakikatin delili karşısında yenik olan Firavunlara gönüllü itaatin sonu hüsrandır.

Müşrik ileri gelenlere tebliğ ve Firavun’un batıl yolu

Hz. Mûsâ’nın “Firavun ve ileri gelenlerine” peygamber olarak gönderilmiş olması, onun İslam’ı Mısır halkına anlatmadığı anlamına gelmez: “Firavun’a ve ileri gelenlerine (Mûsâ’yı gönderdik). Onlar, Firavun’un emrine uydular. Firavun’un emri ise doğru değildi.” (Hûd 11/97). Hz. Mûsâ’ya benzer şekilde Resülullah’ın (s) Bizans kralına mektupla İslam’ı tebliğ etmesi, mesajı Bizanslılara ulaştırması anlamındadır. Risaleti toplumların liderlerine ulaştırmak, o liderlerin halkına ulaştırmak gibidir. İleri gelenler için “Onlar, Firavun’un emrine uydular.” denilmesi, onların Hz. Mûsâ’ya itaat etmeyi tercih etmediklerini göstermektedir. Yani onlar, beşer olmasına rağmen kendini rab (en-Nâziât 79/24) ve ilah (el-Kasas 28/38) olarak gören, kibirli ve zorba Firavun’a (Yûnus 10/83) uydular. Firavun’un zulmünü sürdürmesi, onların düşünsel destekleriyle devam edebiliyordu. Ayette onların da suçlanması, Firavunluk gibi Firavun tipi yöneticilere gönüllü itaatin de suç olduğuna dikkat çekmek içindir. Ayetteki “Firavun’un emri”, onun batıl yolu demektir. Onun “emrinin doğru (raşîd) olmaması, Hz. Mûsâ’nın doğru işinin aksine inanması ve hareket etmesi nedeniyledir.

Sonuç

Hz. Mûsâ’nın mucizeleri ve ona verilen apaçık delil, gerçeği açığa çıkaran ve Hz. Mûsâ’nın peygamberlik misyonunu destekleyen önemli kanıtlardır; ancak ayetler karşısında Firavun ve ileri gelenleri gibi negatif bir tutum belirleyenler yanlış bir yol tutmaktadır. Bu durum, insanlara gerçeği araştırmaları ve Allah’ın elçilerine kulak vermeleri gerektiğini hatırlatır. Hz. Mûsâ’nın tebliği ve Firavun’un ve yakın çevresinin inkârı, insana hayatının anlamını sorgulama fırsatı sunar. Doğru yolu bulmanın önemli bir hedef olduğunu bizlere gösterir. Müminler olarak bu örneklerden ders alarak, imanımızı güçlendirme ve yaşadığımız çağda doğru yolu takip etme konusunda kararlı olmalıyız.

Anahtar kelimeler: Hz. Mûsâ, Mucize, Firavun, Doğruluk