islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Çok Bulutlu
22°C
Cumartesi Çok Bulutlu
22°C
Pazar Hafif Yağmurlu
19°C

İSLAM’DA DUA İLE TEDAVİ DE BİR YÖNTEMDİR

İSLAM’DA DUA İLE TEDAVİ DE BİR YÖNTEMDİR
29/03/2025 09:00
A+
A-

İnsanları yaratan ve onlara sıhhat veren yüce Allah’tır. Her bir organın çalışma kanunlarını koyan ve or­ganlar arası düzeni kanunlara bağlayan Yüce Allah ol­duğu için biz müminler sıhhatimizi sürdürmesini ön­celikle Yüce Rabbimizden dileyeceğiz. Ayrıca İslâm Dini’nin koyduğu ve bilimin öğrettiği sıhhati koruyucu tedbirlere başvuracağız.

Hasta olmamız halinde ise Peygamberimizin emirleri gereğinde tedavi olacağız.

TEDAVİNİN GENEL VE ÖZEL OLMAK ÜZERE İKİ ANA YOLU

A– Allah her bir neticeyi bir sebebe bağladı­ğı ve Peygamberimizin açıklamasına göre her bir has­talık için de bir şifa maddesi yarattığı için, şifa maddesini bulup kullanarak tedavi olmak genel tedavi yolu­dur ve bu yolla tedavi Peygamberimizin emridir.

B– İnsanı yaratan, yaşatan ve her hastalık için şifa maddesini halk eden Allah’tan dua ile doğrudan şi­fa talebinde bulunarak tedavi olmak da özel tedavi yo­ludur. Bu yol da Peygamberimiz tarafından öğretilmiş­tir.

İlâç ve ameliyat yolu da, okuma ve okun­ma yolu da, birer müessir/etkili tedavi yoludur. Her biri şifa neticesine bir sebeptir.

DUA İLE TEDAVİ

Dua yolu ile, diğer bir ifadeyle okuma ve okunma yoluyla tedavi olmak biz müminler için müspet bir te­davi yoludur.

Bu yola doğrudan başvurabiliriz. Allah’ın her bir hastalık için yarattığı şifa maddesi insanlar tarafından henüz keşfedilmemiş veya başvuruda bulunduğumuz doktorlar tarafından bilinmemiş olabileceğinden genel tedavi yolu olan maddî tedavilerden sonuç alamadığı­mız zaman da dua yoluna başvurabiliriz.

Tıptan ümitlerin kesildiği yerde dua yoluna baş vurmak, müspet bir yola girmenin yanı sıra ümitle dol­mak, karamsarlıktan da kurtulmaktır.

DUA KULLUK GÖREVİMİZDİR

Dua, biz müminlerin / müslümanların başvuru kaynağımızdır. Çünkü Mevlâmız bize dua etmemizi emir buyurmakta ve isteklerimizi kabul buyuracağını da şöylece va’detmektedir:

«(Ey Peygamber!) Kullarım sana beni sorunca be­nim onlara yakın olduğumu bildir. Bana duâ edin­ce, duâ edenin duâsını kabul ederim. O halde onlar da benim (emirlerime ve yasaklarıma) uysunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşmış olsun­lar (1)

Yüce Mevlâmız dilememiz halinde hastalıklarımıza da şifa bahşedeceğini Peygamberimizin diliyle va’detmiştir.

DUA İLE ŞİFA İSTEMEK

İnsan bizzat dua ederek ve dua vasfındaki Kur’ân âyetlerini okuyarak şifa talebinde bulunabileceği gibi bir diğer müminin duası ve okuması yolu ile de şifa dileğinde bulunabilir.

Aşağıda sunacağımız örnekler dini delillerimizden bazılarıdır.

a. İlk müminlerden Osman b. Ebi-As (R.) uzun yıllardan beri vücudunda hissetmekte olduğu ağrıdan Allah’ın Resûlü’ne (S.) şikâyet etti.

Allah’ın Resulü ona şöyle buyurdu:

Elini vücudunun ağrıyan yerine koy. Üç defa «Bismillah» de.

Sonra da şu şekilde duâ et.

« Hissetmekte olduğum ve sakınmaya çalıştığım ağrının şerrinden Allah’a ve O’nun kudretine sığınıyo­rum.»(2)

Bu hadis duâ yolu ile Rabbimizden şifa talep etmemizi öğretmektedir.

b. Sahabelerden Osman b. Hanif de şöyle anlatı­yor. A’ma bir adam Hz. Peygamber’e geldi ve şöylece ricada bulundu.

–  Ya Resûlellah! (Gözlerim görmez oldu.) Beni  sıhhate kavuşturması; (gözlerimin açılması için) ba­na dua ediniz.

Allah’ın Resulü (ona şu) öğüdü verdi:

  • İstersen sana duâ ederim. Ama dilersen senin için duâ etmeyi ertelerim. Zira bu, (âhiretin için) daha hayırlıdır.

Adamcağız; hayır hayır ertelemenizi istemiyorum. Beni sıhhata kavuşturması için Allah’a duâ ediniz, diyerek ricasını pekiştirdi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber ona, güzelce abdest almasını ve iki rekât namaz kılmasını, sonra da  şöylece dua etmesini öğretip – emretti:

  • Allah’ım, Rahmet Peygamberi olan elçin Muhammed’le sana yönelerek senden istiyorum…  (3)

Sunduğumuz bu hadis duâ yolu ile şifa talebini öğ­rettiği gibi, bizlere şifa bahşetmesi için Rabbimize yap­tığımız dualarımızda Peygamberimizi aracı kılabileceğimizi de öğretmektedir.

c. Ashâb-ı Kiramdan Hz. Enes kendisine ‘hasta­yım’ diyen Hz. Sabit’e:

– Seni Allah’ın Resulünün okuduğu duâ ile okuyarak tedavi edeyim mi? dedi ve şu duayı okuyarak şi­fa diledi:

Ey İnsanların Rabbi ve meşakkatleri giderici olan Allahım! Bu kuluna şifa ver. Sensin şifa verici olan. Hiç bir hastalık bırakmayacak şifayı verecek olan şifa ve­rici ancak sensin. (4)

KUR’ÂN İLE TEDAVİ

Sunduğumuz bu ve bundan önceki hadisler Kur’ân âyetleri dışındaki dualar yolu ile Allah’tan şifa talebi­nin örnekleridir.

Bir de Kur’ân âyetlerini okuyarak ve hastaya üf­leyerek şifa talebinde bulunmak vardır.

Peygamberimiz Kur’ân âyetlerinden okunarak hastalıklar için şifa talebinde bulunulmasını müminlere öğretmişlerdir.

Aile fertlerinden biri hasta olduğu zaman bizzat Peygamberimiz Nas ve Felek sûrelerini okuyarak nefes ederdi. (5) O’nu örnek alan Ashab-ı Kiram da Kur’ân okuma usulüne önem verirdi. Aşağıda sunacağımız örnek buna delildir.

Ashab-ı Kiram’dan Ebu Said El-Hudri, müfreze ko­mutanı olarak çıktığı bir askerî sefer sırasında, Fatiha sûresini okuyarak henüz Müslüman olmamış bir kabile reisini tedavi etti. Adam da iyileşti.

Bu durumu Hz. Peygamber efendimize arz ettiğinde Peygamberimiz ona şöyle buyurdu:

– (Ya Eba Said!) Fatiha sûresinin (şifa talebin­de) böylesine müessir/etkili olduğunu sana kim öğretti? (6)

Bu hadisimiz Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim’den sûreler ve âyetler okuyarak başkalarını tedavi edebile­ceğimizi öğretmektedir.

Muhterem Okuyucu!

Allah evrende, yerküremizde, canlı ve cansız bütün varlıklar üzerinde hakim kanun olarak sebep-netice kanunu yaratmıştır. Her netice mutlaka bir sebebe da­yanır. Bu bir ilâhi kaderdir.

Biz bu kanuna göre hayatımızı düzenleriz. Ne var-ki biz yer küremizde cereyan eden bütün olaylardaki sebep – netice ilişkilerini bilmiyoruz.

Bazen da bilmediğimizi kabul edemediğimiz için gerçekçi olamıyoruz.

Bundan ötürü olsa gerek tıp yoluyla tedaviyi müspet bir yöntem olarak kabul ediyoruz da dua yolu ile; okuma ve okunma yoluyla tedaviyi sebebi olmayan bir netice talebi olarak değerlendiriyoruz.

Oysaki Müslüman için genel yol olan tıbbî tedavi yolu gibi dua ve okuma yolu da müspet bir tedavi yolu­dur. Bütün varlıkları yoktan var eden, hayat kanunları­nı koyan ve duâlarımızı kabul buyuracağını bildiren Mevlâmızdan doğrudan şifa talep etmemizden daha ta­bii ve olumlu ne olabilir?

Ne var ki Allah duâlarımızı bizim istediğimiz şe­kilde ve zamanda kabul etmeye mecbur değildir. Bun­dan ötürü hem dua etmeli ve hem de şifa aracı olarak yaratılan maddelerle tedavi yönüne gitmeliyiz.

Yazımızı Peygamberimizin  bir sözü ile bitiriyorum:

«Ey Allah’ın Kulları! Tedavi olunuz.  Allah yarat­tığı her hastalık için bir de şifa verici yaratmıştır.» (7)

ALİ RIZA DEMİRCAN 

MİRATHABER.COM  -YOUTUBE– 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

1.Bakara, 186.

2.S. Müslim, K. TıpB. Istihbab-ı Vaz’ı Yedihi…

3.Müsned, 4/138

4.Tac, 3/214.

5.Tac, 3/217.

6.Tac, 3/218.

7.Tac, 3/218.

7) Tac, 3/199; Müsned, 4/138

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.