islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Salı Az Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C

İNSAN BİR MUAMMA DEĞİLDİR

İNSAN BİR MUAMMA DEĞİLDİR
7 Kasım 2022 09:30
A+
A-

Yaratılış kodları itibariyle insan bir muamma değildir. Bel kemiği arasından fırlatılan bir damla meni ana rahmine düşer, rabbimizin inayetiyle doğum gerçekleşir ve insan misafir olarak geldiği bu dünyada ömrünü yaşar ve bir gün gelir “Her nefis ölümü tadacaktır” ilahi emrine muhatap olur da ebedi hayat olan ahiret hayatına hicret ediverir.

İnsan ve insan hayatı, akabinde de ahiret yolculuğu, İslami kriterler göz önünde bulundurulduğunda kesinlikle bir muamma değildir. Zira yüce rabbimiz ilahi kitabımızda insanın yaratılışını, bu dünyada ki seyri seferini ve ahiret hayatını bir tamam açıklamış ve bizlere de bildirmiştir. Bütün bunlar muamma değildir ama insan kendi kendine hayatını muamma haline getirmekte, nefsini terbiye edemediği için hayatın ve ahiretin gerçeklerini kabul edememek gibi bir gafletin içine düşerek, kendi gerçekliğini bir bilinmeyen haline dönüştürmektedir.

Yaratılmışların en şereflisi olarak, bu yalan(!) dünyaya gönderilen insanının, aslında bu dünyada iki temel görevi vardır.

Bunlardan birincisi, Kâinatı yaratan ve bizleri sayısız nimetler ile donatan yüce rabbimize itaat ve ibadet, ikincisi, bir halife yani yönetici olarak dünyayı imar ederek hayatı düzene sokmak. (Bakara 30) Bu ayeti kerimeden hareketle de diyebiliriz ki insan, bu dünyaya imtihan için gönderilmiştir. Şöyle buyuruyor yüce rabbimiz:

“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Mülk 2)

Başka bir ayeti kerimede de “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” Buyrularak, bu dünyada tabi olduğumuz imtihanın mahiyeti ve içeriği biz insanoğluna açık ve net bir şekilde açıklanmıştır.

Bu dünyaya geliş sebebimiz ayan beyan ortada iken, hayatını dünyalıklara endeksleyerek kendini bir muamma içine sokan insanlara da rabbimiz;  “Siz, dünyanın geçici menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah âhireti kazanmanızı diliyor. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. (Enfal 67) buyurarak, insanın içine düşebileceği bilinmeyenler noktasında ikaz etmektedir.

Bilmediğini de bilmeden yaşamayı kendine düstur edinen insanımız, hayatın gerçeklerinden çok uzak bir şekilde keşmekeş bir hayata sürüklenmiş, Kur’an ve Sünneti hayatından çıkararak bilinmeyenler kuyusuna düşmüş, işin en kötü yanı ise bu yaşantısını modernizim adı altında süsleyerek kendini kandırmaktan da geri kalmamıştır. Hülasa insan, bu dünyada aldanmıştır. Bu aldanmış lığımızı, gelin ayeti kerimelerden dinleyelim:

“Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın va‘di gerçektir. Öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın! O çok hilekâr şeytan da, sizi Allah’ın rahmeti ve affına güvendirerek kandırmasın!” (Fatır 5)

“İyi bilin ki dünya hayatı ancak bir oyundan, bir eğlenceden, bir süs ve gösterişten, aranızda bir öğünmeden, mal ve evlatta çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki, onun bitirdiği ekinler çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kuruyuverir de sen onu sapsarı kesilmiş görürsün. Ardından da çerçöp hâline gelirler. Âhirette kâfirlere şiddetli bir azap, mü’minlere ise Allah’tan bir bağışlama ve rızâ vardır. Evet, dünya hayatı, aldatıcı bir menfaatten başka bir şey değildir.” (Hadid 20)

Özet olarak diyebiliriz ki, insanın doğumu, yaşantısı, ölümü ve ölüm sonrası kesinlikle bir muamma değildir. Ölüm sonrası hayatın gerçekliğini, kıyamet gününde ki dirilişi kavrayamayanlara da yüce rabbimiz şu ayeti kerime ile yol göstermekte ve ikaz etmektedir:

Dediler ki: “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” (İsra 49)

İşte yeniden dirilişe inanmayan ya da inanmak istemeyenlere de Allah(cc) şöylece ikazda bulunmaktadır:

“Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. Şöyle derler: “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.” (Yasin 51-52)

Rabbim cümlemize hayırlı ve bereketli ömürler versin! Bu dünyada ahiret hayatının hazırlıklarını yapanlardan eylesin!

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

                        Şaban DOĞAN