“İSLAMÎ DAYANIŞMA OYUNLARI” VAKASI

Son zamanlarda İslam’ın adını, kekremsi ve itici kelimelerle yan yana kullanarak kirletme modası başladı. Öncelikle iç ve dış İslam düşmanları İslam’ı, terörle yan yana getirerek kirletmeye çalışmışlardır. İslam’ın dışında hiçbir din terörle yan yana getirilmemiştir. “Hristiyan Terörü”, “Yahudi Terörü”, “Budist Terörü”, “Hindû Terörü” ve benzeri isimlerle anılan bir terkibi, siyasilerden ve basın mensuplarından asla duyamazsınız. Söz konusu İslam olunca durum tamamen değişmektedir. “Küfür, tek millettir” fehvasınca bütün haçlı sürüsü bir araya gelerek İslam düşmanlığını alenen ortaya koymaktadırlar. Bu oyunu görmemiz gerekir.

Geçtiğimiz hafta da “İslamî Dayanışma Oyunları” adıyla Konya’da rezalet bir manzara sergilendi. Kafası kapalı şortlu atletler, bikinili uzun atlayıcılar, vücut hatlarının her biri ayrı oynaklıkta hareket eden kadın-erkek karışık dansçılar… daha neler neler, “İslamî Dayanışma” adı altında sergilenen kepazeliklerdi.

Hem de Türkiye’nin en dindar ve en muhafazakâr şehri olarak bilinen Konya’da…

Hem de Kerbela şehitlerinin anıldığı günlerde…

Hem de Terörist İsrail devletinin masum ve mazlum Filistinlileri bombaladığı günlerde…

Bizler oyunda oynaşta…

Hem de dekolte ve oynak sahnelerle…

Resmen Müslüman mahallesinde salyangoz satarak…

Deyim yerindeyse Aziz Nesin’in 1993 yılında Sivas olaylarının yaşanmasına sebep olan provokasyon programı Sivas’ta yapması ne ise, “İslamî Dayanışma oyunları” adlı kepaze oyunun Konya’da sergilenmesi de aynıdır.

“İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizleri helak edecek misin Allah’ım?” (7/Araf:155).

Sergilenen bu kepazelikten sonra medyada şöyle bir dolaştım ve sevinenlerin laik, kemalist, ateist, materyalist ve namus fukarası bir takım çevrelerin olduğunu gördüm. “Gericilerin, şeriat yanlılarının bu oyunları hazmedemediklerinden” salyalarını saçarak bahsediyorlardı.

Elbette Müslümanlar şoka girdi, İslam’ın bu tür ahlaksız gösterilerde yıpratılmasına asla gönülleri razı olmadı. İçleri kan ağladı. Yüzleri buz kesti. Çünkü peygamberlerin ve peygamber sevdalılarının uğruna canlarını koydukları İslam’ın adı, bu şekilde edepsizce kirletilmiştir. Hem de İslamî renk tonu ağır basan bir iktidarın ve hayatında bunun mücadelesini vermiş bir Cumhurbaşkanının iktidar erkinin başında bulunduğu bir zamanda…

Arkadaş! Bu gayri İslamî ve ahlaksız sahnelerle dolu gösterilerin isminin başına “İslamî” adını koymasaydınız da “Uluslararası Halk Dansları ve sporları Dayanışma Oyunları” deseydiniz, Müslümanlardan bu tepkiyi almazdınız. Çünkü Türkiye, denildiği gibi öyle halkının yüzde dosan dokuzu Müslüman bir ülke filan değildir, kozmopolit bir ülkedir. Osmanlının parçalanmasında en aktif ve yıkıcı rolü oynayan İttihat ve Terakki Fırkasının uzantısı ve İslam düşmanlığı tarihen tescilli olan CHP gibi bir parti -en çapsız bir genel başkanına rağmen- yüzde yirmi beş kemikleşmiş oy alıyorsa, o sahneler onlara gider. “Bitli baklanın kör alıcısı olur” der olayı kapatırdık.

Adını “İslamî Dayanışma Oyunları” kor, bunu da Konya gibi bir ilde yaparsanız, bunun arkasında iyi niyet aranmaz. Bu resmen, İslamla ve onun ahlak anlayışı ile ve değerleriyle dalga geçmektir. Bunun dışında bir gayesinin olduğunu siz külahımıza anlatın.

Bu ezikler, izzet ve onuru, “İnadına dekolte giyineceksiniz, inadına kadın-erkek karışık hareket edeceksiniz” diyen ahlaksız İslam düşmanlarını memnun etmekte arıyor. Yüce Allah ise Hayat kitabımızda şöyle buyuruyor: “Hâlbuki asıl izzet ve şeref Allah’a aittir, Rasûlü’ne aittir ve Mü’minlere aittir. Fakat münafıklar bunu bilmiyor.” (63/Münafikûn:8).

Bu konuda Ebu Müslim Horasanî’nin şu tarihî sözünü gel de hatırlama: “Onlar şerrinden emin oldukları dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Düşmanlarını da, kazanmak için kendilerine yakın tuttular. Yakın tuttukları düşmanları dost olmadı; ancak uzak tuttukları dostları düşman oldu. Herkes düşman safında toplanınca yıkılmaları mukadder oldu.”

2023 seçimlerine yaklaşık on ay kala Ak Parti içindeki, inandıklarını yaşamadıkları için yaşadıklarına iman eden AKP’liler ve bürokrasideki kriptolar,   Reis’e ters köşe yapmışlardır. İslamî duyarlılığından ve samimiyetinden asla şüphemiz olmayan Reis de, topuğuna kurşun sıkmamalı, ferasetiyle bu oyunu fark etmeli, kendine tuzak kuran bu güruhu etrafından temizlemeli ve bürokrasideki ikiyüzlü kripto münafıkları da tespit edip uzaklaştırmalıdır. Çünkü düşman içimizde, baltanın sapı bizden, başka yerde arama gafletine düşmeyelim.

Bizden dost hatırlatması. Çünkü Yüce Allah; “Hatırlat, çünkü hatırlatmak Mü’minlere fayda verir.” (51/Zariyat:55) diye buyurmaktadır.

                                                                        Musab SEYİTHAN