islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Az Bulutlu
18°C

MÜSLÜMANLIĞIN FARKI NE?

MÜSLÜMANLIĞIN FARKI NE?

Farklı din ve ideolojiler evrene, insana ve eşyaya dair dünya görüşü sunarlar. Bu bağlamda farklı din ve ideolojilerin, kendi müntesiplerine dünya ile nasıl ilişki kuracaklarına dair bir anlam çerçevesi sunduklarını bilmekteyiz. Dinleri ve ideolojileri birbirinden ayıran nokta da bu dünya görüşleridir.

https://soundcloud.com/mirathaber/muslumanligin-farki-ne

Her bir din ve ideoloji aynı zamanda dünya, evren ve insana dair tezlerinde iddialıdır ve kendi iddialarını dile getirir. Gerek bu ideoloji ve dinlerin yaşa(tıl)dığı gruplarda gerekse toplumlarda ortaya çıkan pratikler, aynı zamanda bu iddiaların toplumsal düzeyde ete kemiğe bürünmüş yansımaları olarak dikkat çekerler. Kimi zaman pratikler, söylem ve teori ile oldukça az mesafeli olabilirken, kimi zaman da bu mesafe artar. Mesafenin çok olması, teori ve söylemlerin toplumda karşılığının oluşmadığı anlamına gelmektedir.

Bugün tüm müslüman toplumlar için sorulması gereken en önemli soru; Müslümanlık diğer ideoloji ve dinlere nazaran dünyaya, insana ve evrene dair iddiaları ve önerileri ile bir fark yaratabilmiş midir? Bu, müslümanların topyekün dürüstlükle cevaplandırmaları gereken bir sorudur.

Müslümanlar da diğer din ve ideoloji mensupları gibi inançlarından hareket ederek varolan söylem ve kalıpları tekrar etmektedirler. İslam’ın bugün insanlık için yegane kurtarıcı bir din olduğunu savunmakta; daha da ötede insanın dünya ve ahiretini bu dinle imar edebileceğine atıfta bulunmaktadırlar. Fakat bu söylemlerin dış dünyada bir karşılıkları ne düzeyde vardır?

İnsanlık bugün devasa sorunlarla cebelleşmektedir. Adaletsizlik, insan hakları ile kaygılar, bölüşümde dengesizlik, işsizlik, ucuz işgücü olmak, köleleşmek vb. sayılarını artırabileceğimiz nice sorunlar global düzeyde giderek ağırlaşmaktadır. Birinci temel sorunumuz; müslümanların teorik olarak bu sorunlara dair önerisi nedir? İkincisi ise, müslüman toplumlara bakıldığında, tüm bu sorunlar çerçevesinde düşündüğümüzde nasıl pratikler işlemektedir.

1970’lerden itibaren müslüman dünya görüşünün iddialarını hep ciddiyetle takip ettim. Bu anlatılar tarımdan kültüre, eğitimime kadar bir dizi sorunun halledilebilmesi için İslam’ın yaklaşımına ihtiyaç duyulduğunu dile getiriyordu. Açık ya da kapalı sömürgeleşme yaşamış müslüman toplumların içinde bulunduğu handikaptan kurtulabilmesi yeni bir bakış açısını gerektirmekteydi.

O zamanlar dikkatimi çeken unsurlardan birisi de, “dünyalık” olanlara karşı geliştirilen negatif söylemlerdi. Bu o kadar negativite içeriyordu ki, aslında bunun dünyaya dair pozitif derin bir arzu ve özlemi ifade ettiği bugün gelinen noktada daha iyi anlaşılmaktadır.

Şimdi şu soruyu sormanın zamanıdır; “müslümanlar hayat tarzları, kimlikleri, insan ilişkileri, dünyaya yaklaşımları, mülkiyet ile ilişki kurma biçimleri vb. itibarıyla bir fark yaratabildiler mi? Müslüman toplumların pratikleri göz önüne alındığında, insan hakları, hukuk, emek vb. değerler ne durumdadır? Dünya insanları müslüman toplumları acaba örnek olarak göstermekte midir? Yoksa negatif bir fikre mi sahiptirler?

Müslümanlar İslam’ın dünyaya dair temel iddialarını dile getirirken, hemen arkasından müslümanlar bir fark yaratabildi mi? diye bir soruyu da eklemeli ve ciddi olarak cevaplandırmalıdırlar.

Bu noktada Müslümanların günümüz dünyasında dışarıya laf yetiştirmeyi bırakarak, mevcut durumunu ciddi kritik etmesi ve günün sonunda insanlığın pozitif hanesine de yazılacak şekilde sorunlara çözümler getirmesi beklenmelidir. Bu da çok ciddi ve uzun solukla çalışmayı zorunlu kılmaktadır.

Prof. Dr. Mustafa TEKİN
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.