islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5351
EURO
34,8843
ALTIN
2.441,44
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C

ÖNSÖZ

ÖNSÖZ
18 Haziran 2023 10:00
A+
A-

Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd ederim. O bütün zamanların; geçmişin, halin ve geleceğin Rabbidir.

Evrensel kıldığı son Elçisi Hz. Muhammed’e salât ve selâm ederim.

O, maziyi ve istikbali ancak Allah’ın bildirdiği ölçüde bilen bir beşerdir.

Hafıza Büyük Bir Nimettir

Hatıratınızı yazmaya başladığınızda –nisyan ile illetli olsa da- hâfızanın ne büyük bir nimet olduğunu anlayabiliyorsunuz. Yaşadığımız sürece muhtaç olduğunuz hafızamızın kayba uğramasından Rabbimize sığınmalıyız.

Sözlü nakiller, maziyi hâle ve geleceğe bir ölçüde ve geçici olarak taşıyabiliyor ise de anlatımlar sınırlıdır. Bu sebeple öz canımız ve yaşadığımız olaylar dahil, unutulması istenmeyen kişiler ve hadiselerin yazı ile kaydedilmesi gerekir.

Kur’ân Maziyi Örneklendirmektedir

Rabbimizin, yazılı metin anlamına Kitab’ı olarak nitelediği Kur’ân-ı Kerîm’de, insanlığın geleceğine ışık tutacak ibret verici olayların anlatılması, tanık olunabilecek din ve medeniyet eserlerinin gidilip görülmesine teşvik edilmesi, geçmişin yazılıp belgelendirilmesi gereğine işarettir. Hz.İbrahim ile Musa, Karun ile Firavun ve de Âd, Semûd, Ashab-ı Medyen ve İhvan-u Lût bize hatırlatılan örneklerdir.

Hayatın Dökümünün Çıkarılması Görevimizdir

İkramı bol Rabbimiz “Ey İman Edenler! Her nefis âhiret hayatı için ne yaptığına bir baksın…” buyurur. (el-Haşr, 59/18) Bu emir bize yazılmasını değilse de, geçmişe ait hayatımızın bir dökümünün Hafıza Büyük Bir Nimettir

Hatıratınızı yazmaya başladığınızda –nisyan ile illetli olsa da- hâfızanın ne büyük bir nimet olduğunu anlayabiliyorsunuz. Yaşadığımız sürece muhtaç olduğunuz hafızamızın kayba uğramasından Rabbimize sığınmalıyız.

Sözlü nakiller, maziyi hâle ve geleceğe bir ölçüde ve geçici olarak taşıyabiliyor ise de anlatımlar sınırlıdır. Bu sebeple öz canımız ve yaşadığımız olaylar dahil, unutulması istenmeyen kişiler ve hadiselerin yazı ile kaydedilmesi gerekir.

Kur’ân Maziyi Örneklendirmektedir

Rabbimizin, yazılı metin anlamına Kitab’ı olarak nitelediği Kur’ân-ı Kerîm’de, insanlığın geleceğine ışık tutacak ibret verici olayların anlatılması, tanık olunabilecek din ve medeniyet eserlerinin gidilip görülmesine teşvik edilmesi, geçmişin yazılıp belgelendirilmesi gereğine işarettir. Hz.İbrahim ile Musa, Karun ile Firavun ve de Âd, Semûd, Ashab-ı Medyen ve İhvan-u Lût bize hatırlatılan örneklerdir.

Hayatın Dökümünün Çıkarılması Görevimizdir

İkramı bol Rabbimiz “Ey İman Edenler! Her nefis âhiret hayatı için ne yaptığına bir baksın…” buyurur. (el-Haşr, 59/18) Bu emir bize yazılmasını değilse de, geçmişe ait hayatımızın bir dökümünün çıkarılmasını emretmektedir. Hatırlamak bilinçlenmektir, tövbe kapılarını aralamaktır, hayra yönelmektir.

Hatırlanmak da Önemlidir

Hatırlamak faydalı olur da hatırlanmak yararlı olmaz mı? Hatırat hatırlatıcıdır. Bir tür sadakay-i câriyedir; geleceğe akıp giden hayırdır. Kalıcı eserler gibi dua ile anılmanıza vesile olur. Eğer hatıratınız bazı hayırların öğrenilmesi ve yapılmasına sebep olabilirse siz de yapanlar gibi sevap alırsınız. Bu ne büyük nimettir.

Hatırlanmak için bazı olayları hatırlamak amacıyla hafızanızı zorluyor, diğer insanların hafızalarından yardım istiyor, yazılı belge araştırıyorsunuz ama yaşadığınız gerçeğe bir türlü ulaşamıyorsunuz. Üzülüyorsunuz. Bu da iki yönlü bir hayra yol açıyor.

Unutmayanın yalnızca hafızayı yaratan Rabbiniz olduğu gerçeğini anımsıyorsunuz :

“…Rabbin unutucu değildir.” (Meryem 19/64)

Bir de iradeli olarak söylenen hiçbir sözün, davranışın, işin ve ilişkinin unutulmadığını, sizinle görevli melekler tarafından kayda geçirilip yakın çekimle filme alındığı hakikatini hatırlıyor, huzur buluyorsunuz.( el-İnfitar,82/10-12)

Her Nimet Zıddına Dönüşebilir

Her nimet zıddına dönüşebilir, Hatırat nimeti de böyledir. Çünkü bazen ince bir çizgi üzerinde yürüyorsunuz. Hatırata konu kişilerin yaptıklarını dile getirirken su-izan, gıybet ve iftira size refakat etmek istiyor. Âhiret sorgulamasına inanan insan olarak ürperiyorsunuz. Yazıp yazmamak arasında sa’y ediyor; gidip geliyorsunuz. Ama Allah’ın sevmediği, kendileriyle mücadele edilmesini emrettiği zalimleri de zulmü ile anmak ve anlatmak gerek.

Diğer taraftan hatıratı, nefsinizi temize çıkartıp yüceltme ve başkalarına da yalakalık yolu kılmamalıdır.

Bütün nimetlerin Rabbimizin ihsanı olduğuna vurgu yapılmalıdır. Nefse mal edilerek anlatılanlar da “Rabbin nimetlerini dile getirme ” gayesiyle söylenmelidir. (el-Duha, 93/11)

Hatıratımın Şekillenmesi

Hatıratımı Süleymaniye Camii İmam- Hatipliğim dönemiyle; ‘29.1.1970 – 16.12 .1981’ ile sınırlamıştım. Sonra hayatımın ilk 25 yılını da özetlemek gereğini duydum. Süleymaniye dönemi, sürüldüğüm Büyük Piyale Camii’nde de bir süre devam etti.

Kültürel malzemelerini büyük ölçüde Süleymaniye döneminde hazırladığım İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli kitabımın yazımı, yayını, yargılanması ve ilk toplumsal etkileri 3.5 yıl süren Büyük Piyale döneminde gerçekleşti. Bu dönemi yazmak, ayrıca sürgün, istifa ve memuriyetten ihraç süreçlerini de hulâsa etmek istedim.

Önümde başta ticarî ve siyasî hayatım, yurt dışı seyahatlerim, radyo ve televizyon konuşmalarım ve Vakfımız (Ardev) adına yaptığım çalışmalarım olmak üzere yazabileceğim, faydalı olabilecek daha nice hatıralarım vardı. Dostlarım onları da özetlemenin uygun olacağını ifade buyurdular.

Hatıratımız böylece şekillendi:

Kültürel malzemelerini büyük ölçüde Süleymaniye döneminde hazırladığım İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli kitabımın yazımı, yayını, yargılanması ve ilk toplumsal etkileri 3.5 yıl süren Büyük Piyale döneminde gerçekleşti. Bu dönemi yazmak, ayrıca sürgün, istifa ve memuriyetten ihraç süreçlerini de hulâsa etmek istedim.

Önümde başta ticarî ve siyasî hayatım, yurt dışı seyahatlerim, radyo ve televizyon konuşmalarım ve Vakfımız (Ardev) adına yaptığım çalışmalarım olmak üzere yazabileceğim, faydalı olabilecek daha nice hatıralarım vardı. Dostlarım onları da özetlemenin uygun olacağını ifade buyurdular.

Hatıratımız böylece şekillendi:

Yaşadığımız şatlar içinde varlığı yokluğuna tercih edilebilir kurumumuz olan Diyanet İşleri Başkanlığına, 17 yıllık mensubu, bir dâva insanı olarak yönelttiğim eleştiriler, onu daha iyi bir konumda görmek isteyen dost eleştirisidir. Yüksek İslâm Enstitüsü mezunu olarak, İlahiyat Fakültelerine yönelik tenkitlerimiz de aynı amaçla yapılmıştır.

Bu hatıratı yazarken mensubu ve mezunu olduğum kurumlara başvurularımda, kişisel olarak ilgi gördüysem de, ısrarlarıma rağmen, şahsımla ilgili,muhtaç olduğum bazı önemli ve belgeleri alamadığımı belirtmek isterim.

Rabbim yazmamı dilemeseydi ve yardımını görmeseydim, yazımı yedi ay süren bu hatıratı yazamazdım. Dileğim, Hatıratımın bir sadakay-i câriye olarak âhiret hayatım için yatırım olması; güzel kul olma gayeme hizmet etmesidir.

Hatıratıma, Kur’ân ifadesiyle bir kuşluk vakti gibi olan hayatım boyunca sürdürmeye çalıştığım güzel kul olma mücadele amacıma uygun olarak, “Bir Kuşluk Vaktinde GÜZEL KUL OLMA MÜCADELEM” ismini verdim.

Diğer kitaplarım gibi bu Hatıratımın da şimdilerde ve gelecekte yaşayacak insanların beni hayırla anmasına vesile olmasını diliyorum. Bunun için büyük ceddimiz Hz. İbrahim’in yaptığı ve onu, vefatından 4000 yıl sonra bile namazlarımızda yâd etmemize vesile olan duasını, benim için de geçerli olması ümidiyle yaparak Rabbime yakarıyorum:

Rabbim! Bana gelecek nesiller içinde doğruluk ve iyilikle anılmayı nasip et ve beni o nimetlerle dolu, cennetin varislerinden eyle.

(Şuara 36/84-85)

Ali Rıza DEMİRCAN

15 Ocak 2020

ARDEV / Süleymaniye-Fatih

 

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.