islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5246
EURO
34,7847
ALTIN
2.440,94
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C

YAHUDİLERE KARŞI DA AHLÂKIMIZI KORUMALIYIZ

YAHUDİLERE KARŞI DA AHLÂKIMIZI KORUMALIYIZ

Yaptıkları zulümler ve tahrik edici aşağılık ifadeleri ile Yahudiler ahlâkımızı da zorluyorlar. Böyle olmakla birlikte onlara sözlerinin benzerleriyle mukabele etmek hakkımız varsa da sabırlı ve bağışlayıcı olmamızda öğütlenmektedir.

Allah, yalnızca bizim Rabbimiz değil, O alemlerin Rabbidir. Yahudiler dahil bütün varlıkların yaratıcısıdır ve Rahmeti gadabına (öfkesine) galip Rabdir. Bize düşen de O’na kulca teslimiyettir.

ADALET VE BAĞIŞLAYICILIK ÖRNEKLERİ

Rabbimiz “ …Konuştuğunuz ve yazdığınız zaman adaletli olun,” buyurmaktadır. (En’ân 6/152)

Genel kural budur ve bu kural söylenene /yazılana benzeri ile mukabele etme hakkını içerir.

Ben-i Kureyza Örneği

Beni Kureyza Yahudileri, Hendek savaşında Peygamberimizle yaptıkları birliktelik sözleşmesini çiğneyerek düşman Mekke yönetiminin organize ettiği muhasara güçleri saflarına geçmişler, ama Müslümanları arkalarından vurmak için harekete geçemeden engellenmişlerdi.

Peygamberimiz, onları sığındıkları kalelerinde kuşatınca, Peygamberimize, onun eşlerine ve Müslümanların ırzlarına sözlü saldırılara geçerek en ağır biçimde sövgüler yağdırmışlardı.

Peygamberimiz de onlara Kur’an’dan aldığı ilhamla şöylece karşılık vermiştir:

  • Ey Allah’ın rahmetinden uzak olasıca, maymunlar, domuzlar ve şeytanların kardeşleri! Allah’ın sizi aşağıladığını ve sizi azabına uğrattığını anlayamıyor musunuz da, bana ve çevreme sövüp sayıyorsunuz?

Peygamberimizin, kendilerinin yaptıklarına benzeri ile mukabele etiğini anladıkları için Tevrat’ı indiren Allah’a yeminle kötü sözler söylemediklerini dile getirseler de hatalarını itiraf edercesine şöyle demişlerdir:

  • Ey Muhammed ! Sen bize böyle ağır bir dille hitap etmemiştin. ( İ.Hişam Sîre 3/144 ve…)

PEYGAMBERİMİZİİN KARŞILIĞI ADİLDİ

Peygamberimiz onlara karşılık verirken yetkiyi kendisine indirilen Allah’ın Kitabı Kur’ân’dan alıyordu.

Görelim:

Yahudilerden kâfir bir gurup Müslümanlara hitaben: “Sizden ve dininizden daha kötü bir toplum ve din bilmiyoruz” diye hakaret etmişlerdi. Allah, bunu diyenlerin, gerçekten çok kötü olan vasıflarını aşağıdaki ayette sayarak hakaretlerine mukabele ile Müslümanları şöylece teselli etmiştir:

De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah’ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve Tâğût’a tapanlar çıkardığı kimseler… İşte bunlar, yeri/durumu daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır. (Maide 5/60)

Evet, Peygamberimiz bu ayette kullanılan ifadelerle onlara mukabele etmişti.

ADALET HAK AMA…

Benzeri ile mukabele ederek adaletle karşılık verme hakkımız varsa da –Yahudi esirlere güzel davranış örneğinde olduğu gibi– diğer insanların ve de Yahudilerin bir kısmı üzerinde olsun olumlu etkisi olacaksa sabır yoluna girilebilir ve aşağıda anlamını sunacağımı ayetin öğüdü çizgisinde erdemli tavırlar sergilenebilir:

Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden (Yahûdiler ve Hıristiyanlardan) ve Allah’ ortak koşanlardan birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Rabbinizin yasalarına aykırılıktan korunursanız, muhakkak ki bu, yapılacak işlerin en değerlisidir.” (Al-i İmran 3/186)

Sabır yoluna girilmesi öğütleniyor ise de Rabbimiz öğüdünü emir kipini kullanarak da bizi görevlendirmektedir. Okuyalım:

Fakat İsrailoğulları, hak çizgilerini terk ettiler. Biz de, sözlerinden döndükleri için onları rahmetimizden uzaklaştırarak lânetledik ve  kalplerini katılaştırdık.
Öyle ki, onlar ilahi yasaları yerinden oynatıp anlamlarını değiştirirler.  Bu yüzdendir ki, Peygamberleri tarafından kendilerine sıkı sıkıya tembih edilen öğütlerden birçoğunu göz ardı ederek unutmuşlardır.
İçlerinden pek azı hariç, onların sürekli ihanet içerisinde olduklarını görürsün.
Ey İslâm davetçisi! Sen her şeye rağmen onları bağışla, kaba ve kırıcı olma. Onların densizliklerine de şimdilik sabret. Hiç kuşkusuz Allah, güzel davrananları sever.” (Maide 5/13)

FAKATI AMASI YOK

Buyruk Alemlerin Rabbinden. Aması, fakatı yok, uygulanacak. Öldürmek isteyen öldürülür, söylenene aynısı ile mukabele edilir ama insanlara örnek oluşturacaksa dil zerafeti de erdem olarak korunur, korunmalıdır da.

Peygamberimizin ifadesiyle “ Cennet, nefse ağır gelen yükümlülüklerle kuşatılmış ” değil midir?

Söze İsrailoğullarının kâfirleri ve azgınları olan Yahudilerle başladık. İsrail oğullarından olup onlara Resûl//Elçi olarak gönderilen fakat onların ihanetine uğrayan Hz. İsa ile bitirelim.

Rivayet edilir ki… Hz. İsa dar bir yolda karşılaştığı domuza, ‘buyur geç’ demiş. O bir domuz değil miydi, hatırlatması yapıldığında ise şöyle buyurmuştur:

  • Dilimi çirkinleştiremem.

 

ALİ RIZA DEMİRCAN

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.