islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3119
EURO
35,0621
ALTIN
2.278,19
BIST
8.994,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

YENİ MEKÂNIM BANDIRMA CEZAEVİ

YENİ MEKÂNIM BANDIRMA CEZAEVİ

Güneşi Görmek Ayrıcalık

Bandırma cezaevi 1 ve 2 nolu olmak üzere iki ayrı yerleşkeden oluşuyor. 2013 yılında hükümlü/tutuklu kabulüne başlanmış. Binlerce kişinin kaldığı oldukça büyük ve nispeten yeni sayılabilecek T tipi bir cezaevi.

Koğuşumuz iki kattan oluşuyor. Alt katında; küçük bir mutfak tezgâhı, birbirine bitişik banyo ve alaturka tuvalet ile bir adet pencere ve havalandırmaya açılan bir demir kapı; üst katta ise Uşak’takine nispetle epey büyük üç adet pencere bulunuyor.

Kış günleri üst kattaki pencerelerden güneş bir kaç saat kadar tamamen içeri vuruyor. Gündüzleri bile loş olan Uşak’taki hücreden sonra burada güneşi görmek büyük bir ayrıcalık.

Kapalı havaların bulunduğu coğrafyalarında yaşayanların özgür halde bile depresyona daha meyilli oldukları bilinirken, mahpuslukta sürekli kalınan bir mekânın aydınlık olmasının insanın ruh haline etkisinin ne kadar önemli olduğunu bilmem anlatmaya gerek var mı?

Yeni koğuşumda zemin 40×40 cm seramik karolarla kaplanmış. Üst kat, alt kat gibi yaklaşık 50 m2 kadar bir oda ve buraya çift katlı 4 adet demir ranza yerleştirilmiş ve sekiz kişilik olarak tasarlanmış bir koğuş.

 Sosyal Düzen İhtiyaçlar ve Yaşama Biçimi

Cezaevi koğuşlarının hiçbir demirbaş eşyası bulunmuyor. İhtiyaç duyulan bütün araç gereçler, tutuklular tarafından cezaevi kantininden veya belli usullere göre dış kantin denilen cezaevi dışından sipariş ederek alması gerekiyor.

Girdiğim koğuşta daha önceden kurulmuş bir düzen vardı. Ben girmeden 2-3 gün önce sağlık nedenleriyle tahliye olan bir iş adamı;  televizyon ve buzdolabı almış,  giderken de götürmemiş. Bazı temel mutfak malzemeleri de önceki tutuklularca alınmış.

Kaşık, çatal gibi mutfak malzemeleri bir kavga anında başkasına zarar vermesin diye çabuk bükülebilen bir yapıda, bıçak ise küçük meyve bıçağının ucunu keserek ve 8-10 mahkûma bir bıçak düşecek şekilde veriliyor. Bıçaklar çok küçük ve kullanışsız olduğundan dolayı kaşık saplarının bir kenarını betona sürterek keskinleştirip ekmek kesmek, salata yapmak vb. işlerde bıçak olarak kullanıyoruz.

Kahvaltı ve temizlik malzemeleri gibi ortak giderler belirlenerek kişilere bölüştürülüp kantin fişlerine yazması sağlanıyor, üzerine kuruyemiş ve çikolata gibi bireysel ihtiyaçlar da ilave edilip pazartesi akşam sayımında gardiyanlara veriliyor, salı günü sabah da kantin siparişleri getiriliyor.

Ayrıca maydanoz, roka, marul, yeşil soğan, havuç, domates ve mevsim meyvelerinin alımı için siparişler çarşamba akşam sayımında verilmek üzere bir listeye yazılıyor ve Cuma günü ise bize teslim ediliyor. Dış kantinden baklava ve börek türü siparişler de aynı usulle yapılıyor.

Cezaevleri Arasında Yönetim Ve Organizasyon Farkı

Uşak Cezaevi’nin yönetim ve organizasyonun çok kötü olduğunu ve hasbelkader yürüdüğünü gözlemledim.    Her tarafta birçok boşluk göze çarpıyor. Gardiyanlar da bu boşluktan yararlanarak görevlerini ihmal ediyorlar ve lakayt davranıyorlardı.

Hâlbuki ben orada Ceza ve Tevkif Evleri İzleme Kurulu Başkanı olarak görev yaptım. Bütün bunları nasıl göremediğime ve atladığıma inanamıyorum.

Beş yılı aşkın bir süredir, bağımsız denetçi olarak, ayda bir cezaevini denetlemeye geliyordum. O dönemde tutuklu ve hükümlüler benim yaşadığım sıkıntılardan hiç bahsetmiyorlardı!

Belki de Cezaevi yönetimi, bağlı bulunduğu başsavcıya göre şekil aldığı için Uşak Cezaevi bu dönemde laçkalaşmıştı. Belki de bütün kötü uygulamalar özellikle bana yapılıyordu. Bilemiyorum.  Bandırma cezaevi yönetimi ise her açıdan daha profesyonelce idare ediliyordu.

Uşak Cezaevi oldukça soğuk ve kirli olduğu için uzun süre kalırsam hastalık kaparım diye endişelendiğim bir yerdi. Hafızamda, hapis yatan kişilerden hastalık kapan, içerde veya çıktıktan sonra çeşitli sağlık sorunları yaşayan hatta ölen örnekler mevcut. Uşak Cezaevi şartlarında akıbetin böyle olması sürpriz olmaz diye düşünüyordum.

Sıcak Koğuş ve Sıcak Su

Bandırma Cezaevinin kaloriferleri iyi yandığı için koğuş sıcaktı. Ayrıca sabah, öğle ve akşamları sıcak su akıyor. Diğer aralarda ise ılık su akmaya devam ediyor. Sıcak suyun olması; banyo, bulaşık ve çamaşır yıkama yönünden büyük bir avantaj. Kişi başı günlük 50 litre sıcak su kullanma hakkı olsa da zaman zaman otomasyon bozuluyor ve uzun süre sınırsız sıcak su kullanabiliyoruz. Uşak’ta ise günlük bir saat sıcak su veriliyordu. Üstelik arızalı diye zaman zaman o bir saatte de akmadığı oluyordu.

Uşak Cezaevinin soğuk hücresinde, rüzgâr ve tipiyle açılan pencereyi bir türlü yaptıramamıştım. Burada ise dilekçe verdiğinizin ertesi günü ekipler gelip camlara silikon çekmek, musluk tamiri, kalorifer havasını almak ve kırılan seramikleri yenilemek gibi ne tür eksiklik ve arıza varsa hemen gelip tamir ediyorlardı. Ancak ücretini mahkûmlar ödüyor.

Karasinek ve böceklerle mücadele için belirli periyotlarda ve özellikle yaz aylarında sık sık koğuşlar ilaçlanıyordu.

Kitap Nimeti

Uşak Cezaevinde defalarca kitap ve Kuran-ı Kerim istediğim halde getirmemişlerdi. Ancak Bandırma cezaevindeki girdiğim koğuşta Diyanet İşleri Başkanlığının yayınlarından çok sayıda Kuranı Kerim, Kuranı Kerim Meali, ilmihal ve birçok okunacak kitap seti bulunuyor.

Cezaevi Kütüphanesinden de önceden dilekçe ile talep etmek kaydıyla her hafta Cuma günleri okumak istediğimiz kitapları getiriyorlar. Cezaevi dışındaki kitapçılardan da kitap sipariş edilebiliyor, hemen her yayına ulaşılabiliyor.  Beni mahrum ettiler ama bu hizmet Uşak cezaevinde de varmış!

Temiz Battaniye ve Nevresimler

Uşak Cezaevinde oldukça kirli iki battaniye ile uzun yıllar kullanılmaktan dolayı rengi atmış ve yıpranmış bir nevresim vermişlerdi. Bandırma cezaevine geldiğim ilk günlerimde paketi açılmamış 2 nevresim takımı ve hiç kullanılmamış 1 adet battaniye bana teslim edildi.

Sağlık Hizmeti ve Fedakâr Hekimlerimiz

Uşak Cezaevinde, stresten dolayı düzenli kullanmaya çalıştığım 100 mg aspirini bile yanıma vermemişlerdi. Akşamları defalarca kapıya vurarak güçlükle alabiliyordum. Bandırma’da ise çok iyi işleyen bir sağlık sistemi dikkati çekiyor. Revirde doktora görünmekte ve ilaç kullanmada hemen hiçbir sıkıntı yaşanmıyor.

Cezaevinin doktoruna görünmek istediğimize dair dilekçeyi akşam sayımında veriyoruz. Ertesi gün ise cezaevinin revirine gardiyanlar tarafından götürülerek doktora muayene olabiliyoruz. Acil bir sağlık sorunu yaşandığında ise ertesi günü beklemeden hemen revir doktoruna görünmek mümkündü.

Ayrıca hastalığınıza göre revir doktoru tarafından Devlet Hastanesine ve Araştırma Hastanesine sevk yapılmakta, tedavi olunmakta ve nakil işlerini organize eden jandarma ekibinin aşırı yoğunluğundan kaynaklanan aksamalar dışında bir sıkıntı yaşanmamaktaydı. Üstelik hastane koridorlarında siviller sıra beklerken biz doğrudan muayene olabiliyoruz.

Ancak eller kelepçeli bir şekilde; önünde, arkanda ve iki kolunda silahlı jandarmalarla ve meraklı bakışlar altında, hastane koridorlarından geçmek mahcup edici. Bu kadar güvenlik önlemleri alındığına göre, vatandaşın bizleri tehlikeli bir suçlu gibi görmeleri abes sayılmaz.

Hastalar ve refakatçileri, tutuklularla göz teması kurmuyorlar ama kaçamak bakışlarla izlemeyi de ihmal etmediklerini fark ediyorsunuz. Neyse ki Bandırma Devlet Hastanesinde beni tanıyan birine rastlama ihtimali olmaması beni rahatlatıyor.

Sivilleri görmek de insana ayrıca iyi geliyor. Onlar ayrı bir dünyanın insanı biz tutuklular ayrı bir dünyanın insanıyız. Hayal gibi gelse de bir zamanlar ben de buradakiler gibi anne ve babam ile eş ve çocuklarımı doktora getirebiliyordum. Hamile bir bayan ile eşini ve yanlarında çocuklarını görmek bile o süreçlerden geçmiş birisi olarak bendeki anıları canlandırıyor ve inanılmaz duygulandırıyor.

Ne revirde ne de hastanede, doktorlardan kötü gözle bakar şekilde hiçbir muamele ile karşılaşmadığım gibi başka tutuklulardan da ayrımcı muameleye maruz kaldıklarını hiç ama hiç işitmedim.

Bütün doktorlar samimi bir şekilde yardımcı olmaya ve hastalık için gerekenleri içtenlikle yapmaya çalışıyorlar. Bu yüzden hastaneye giden her tutuklu mutlu dönüyordu.

Sağ olsunlar doktorlar sayesinde cezaevinin oluşturduğu değersizlik ve hiçlik duygusundan bir süreliğine de olsa kurtulmuş oluyor ve insan olduğumuzu hissediyorduk.

Aynı sistem diş muayenesi için de geçerliydi. Revir diş hekimine zaman zaman kontrol için gittim ve diş taşlarımı dahi temizlettim. Dışarıda koşuşturmaktan dolayı yaptırmaktan imtina ettiğim sağlık testlerimi Bandırma Devlet Hastanesinde düzenli olarak yaptırdım.

İlaç Sorun Değil

Doktorların yazdığı ilaçlar da en geç bir gün sonra gardiyanlar tarafından koğuşa kadar getiriliyordu. Sadece yeşil reçeteli psikiyatri ilaçlarını içeri vermiyorlar, saati geldiğinde gardiyanlar tarafından getiriyorlar ve kullanan kişiyi koridora çağırıp kameranın önünde içmesi sağlanıyor. Muhtemeldir ki hasta tarafından biriktirilip intihar etmek amacıyla kullanılmaması için böyle bir yola başvuruluyor.

Karanlıkta Uyumak

Uşak’ta Cezaevinde lambalar kapatılmaz diyerek gece gündüz açık kalması istenirken Bandırma’da açıp kapama düğmeleri koğuş içinde ve bizim kontrolümüz altındaydı. Ancak her iki tarafta da elektrik faturalarını tutuklu/hükümlüler ödüyor.

Koğuş sakinleri kendi aralarında gecenin bir saatinde lambaları kapatmak üzere anlaştıkları takdirde bir sorun yaşanmıyor.  Böylece karanlıkta uyuma fırsatını elde edebiliyoruz. Lambalar kapandıktan sonra kitap okumaya devam etmek isteyenler kendi özel pilli lambalarıyla devam edebiliyorlar.

Ayrıca ranzamızın etrafını nevresim vb şeylerden perde yaparak kendi kabuğumuza da çekilebiliyorduk.  Gardiyanlar, böyle bir perde sisteminin ahlaki olmayan davranışlar için kullanılabileceği tecrübesinden yola çıkarak adi suçlardan yatan tutuklularda buna müsaade etmediklerini, FETÖ koğuşlarında ise böyle bir davranış beklentisi olmadığından karışmadıklarını söylemişlerdi.

Memlekette değişen fazla bir şey yok. Anlaşılan ta 67 yıl önce, Şair Necip Fazıl Kısakürek’in cezaevi anılarını kaleme aldığı, Cinnet Mustatili adlı eserinde aktardığı şekliyle cezaevlerinde ahlaksızlıklar yaşanmaya devam ediyor.

Bandırma Cezaevinin kalma şartları Uşak’a göre belirgin bir şekilde daha iyi. Bu yüzden bir yıl kadar bu şartlara tahammül edebilirim diye aklımdan geçiriyordum. Yine de bu kumpas bugün yarın ortaya çıkar ve kısa sürede tahliye olurum diye bekliyordum. 2 yıl 6 ay kalacağımı asla düşünemezdim!

Böylesi akıllara ziyan…

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.