islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
17°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Ekonomik Daralma İşsizler Ordusuna Katılanların Sayısını Artırdı

Ekonomik Daralma İşsizler Ordusuna Katılanların Sayısını Artırdı

Türkiye’de Gençlerin % 26,7’si İşsiz

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 3,9 puanlık artış ile yüzde 14,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 4,1 puanlık artış ile yüzde 16,8 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,8 puanlık artış ile yüzde 26,7 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 3,9 puanlık artış ile yüzde 15,0 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı, 2019 yılı Ocak döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 872 bin kişi azalarak 27 milyon 157 bin kişi, istihdam oranı ise 1,9 puanlık azalış ile yüzde 44,5 oldu. Ocak 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan (kayıt dışı) çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,6 puan artarak yüzde 33,1 olarak gerçekleşti.

Ekonomik Daralma İşsizler Ordusuna Katılanların Sayısını Artırdı

2008 tarihinde ortaya çıkan küresel ekonomi ve finans krizi, Avrupa ülkelerini özellikle genç işsizler açısından epey etkilemişti. Bunun akabinde örneğin 2013 yılında Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz gibi Güney Avrupa Ülkelerinde genç işsizliği oranı % 50’lere tırmanmıştı. Ne var ki bu ülkeler, AB’nin de desteği ile bu oranı aşağıya doğru çekebilmiştir. Mesela Yunanistan’da genç işsizlik oranı% 59’dan bugün % 35’lerin altına düşmüş ve trend halen düşme eğilimini göstermektedir. Sürdürebilir aktif istihdam politikaları ile tanınan Almanya, Hollanda ve Danimarka gibi ülkelerde ise genç işsizliği oranı % 5-8 oranlarında seyretmektedir. Bunları niçin dile getiriyorum? İşsizlik ve buna bağlı olarak genç işsizlik sorunu, Avrupa’da da sosyal politikalar açısından ilk sırada yer alan konulardır. Ekonomiyi canlandırmasını bilen AB ülkeleri, emek piyasasında bir canlılık meydana getirirken, genç işsizlere yönelik de istikrarlı bir şekilde aktif istihdam politikaları da uygulamaktadır. Bunun neticesi olarak AB’de genel ve genç işsizlik oranları da düşmektedir.

Türkiye’de Genel ve Genç İşsizlik Oranı Hızla Artmaktadır

Türkiye’de genç işsizlik oranı, yıllardan beri genel işsizlik oranının üzerinde seyretmektedir. Tablo 2‘de görüldüğü üzere bu durum, bütün geçmiş yıllar için geçerlidir. Hatta denilebilir ki, Türkiye’de genç işsizlik oranı, genel işsizlik oranına göre ortalama olarak hep iki kat fazla seyretmiştir. 2014 yılında genel işsizlik oranı % 10’larda ve işsizlik oranı da % 18’lerde idi. Bu oranlar, Ekim 2018’e gelince % 11,8 ve % 22,3’e çıkmıştır. AK Parti hükümeti, 2017 yılında genç işsizliğin oranının % 20’lerin üzerine çıkmaya başladığında işverenlere genç işgücü istihdamını artırıcı bazı teşvikler sundu. Ne var ki bu teşvikler, yatırıma ve üretim artışına yönelik olmadığı için, genç işsizlik oranı düşmediği gibi 1-2 yıl içinde daha da arttı.

AB ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye, gerek genel, gerekse genç işsizlik oranlarının artışında ilk sıralara tırmanmıştır. Diğer taraftan Türkiye’de açıklanan genel ve genç işsizlik ile ilgili verilerin dar tanımlamaya göre yapıldığı unutulmamalıdır. Buna bağlı olarak TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı genel işsizlik oranı, gerçek işsizlik oranını yansıtmamaktadır. Yani 4 milyon 668 bin işsizin içinde istihdam edilmekten umudunu kaybetmelerinden dolayı artık resmen iş başvuruşu yapmayan işsizler yer almamaktadır. Bu işsizleri yani “iş aramayıp çalışmaya hazır olanları” da dikkate aldığımızda gerçek işsiz sayısının 7 milyon civarında olduğunu tahmin edebiliriz. Böylece gerçek anlamda hem genel, hem de genç işsizliği oranı, resmi olarak açıklanan genel ve genç işsizlik oranının çok üstündedir.

Bu rakamlar, Türkiye’nin ekonomi açısından maalesef iyi gitmediğini açıkça göstermektedir. Hatta öyle ki eğitimli genç işgücünün dahî emek piyasasında iş bulma konusunda dezavantajlı konuma düştüğünü bile söylemek mecburiyetindeyiz. Genç beyin göçü boşuna olmuyor. Eğitimli-eğitimsiz genç işsizliğin sosyal yapımızı tehdit eden bir toplumsal soruna dönüşmemesi için, acilen tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Çünkü bir psiko-sosyal ve ekonomik risk olarak işsizlik, sadece yoksulluk anlamına gelmiyor aynı zamanda ümitsizlik, karamsarlık ve buna bağlı olarak ahlâkî sapma ihtimali de içinde barındırmaktadır. Bu durumda hükümet, istihdam politikalarını gözden geçirip işsizlere yönelik yeni ve kalıcı programlar hazırlaması gerekmektedir.

İşsizlikte Mücadelede Neler Yapılabilir?

  • Ekonomik Sistem, Üretime Dönük Geliştirilmelidir: Üretim ve girişimcilik için işletme maliyetlerinin minimum seviyede olması şarttır. Bunun için de banka işletmeciliği, faizli sistemden uzaklaştırılmalı ve bunun yerine kâr-zarar ortaklığı modeline geçilmelidir. Devlet, ekonomi modelini radikal bir şekilde faizsiz sisteme göre yeniden dizayn etmeli istihdam oluşturulacak girişimciliği/kooperatifçiliği teşvik etmelidir.
  • Piyasa Odaklı Meslekî Eğitim Sistemi Oluşturulmalıdır: İşsizliğin yok denilecek oranda az olan ülkelerin başına Almanya gelmektedir. Dual eğitim sistemi sayesinde burada genç işsizlik oranı hayli düşüktür. Türkiye’de de yeni yeni üniversiteler açmak yerine kaliteli meslek yüksek okulları aracılığıyla işletme (pratik) ve okul sistemleri (teorik) arasındaki bağ kuvvetlendirilebilir. Eğitim alan gençler, göstermelik değil gerçek anlamda piyasa odaklı staj yapabilmelidir. Okuldan mesleğe ve düzenli bir iş hayatına geçiş süreçlerindeki emek piyasasındaki kurumsal ve organizasyonel şartlar iyileştirilmelidir. Bu bağlamda İş-Kur, meslekî danışmanlık hizmetlerini etkinleştirmelidir. İleri teknoloji ve uygulama odaklı meslekî ve teknik eğitim alan gençlerin verimliliklerini artırabilmek için, kendilerine eğitim süreci boyunca ücret verilmelidir.
  • Sanayi ve Ticaret Odaları Meslekî Eğitimin Bir Parçası Olmalıdır: Sanayi ve Ticaret Odaları, dual eğitim sisteminin önemli bir taşıyıcısı olarak meslek yüksekokulları ile sıkı bir işbirliği yapmalıdır. İş Başında Eğitim adı altında çalıştırılan çırak, stajyer ve kursiyerler dual eğitim sitemine tâbi tutulmalı ve kendilerine meslekî eğitim süreci boyunca İşsizlik Fonundan katılım payının ötesinde tatmin edici bir ücret verilmelidir.

Ezcümle; Artan nüfus oranının üstünde emek piyasasında yeni istihdam imkânlarının oluşturulması için, verimli alanlara yönelik kamusal ve özel yatırım alanları belirlenmeli, girişimciler, faizsiz kredilerle desteklenmelidir. Bunun için vergileri düşürmek dâhil, yatırımı cazip hâle getirecek bütün malî ve iktisadî teşebbüslere başvurulmalı ve ekonomi hayata adalet, istikrar ve güven ortamı oluşturulmalıdır. İşsizlikle mücadele, partiler üstü bir millî mesele olarak görülmeli ve geniş bir mutabakatla ortaklaşa alınan kararlar, desteklenerek, uygulanmalıdır. Aksi takdirde Türkiye, artan işsizlik sebebiyle, bir türlü huzura kavuşamaz.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.