islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4302
EURO
34,7481
ALTIN
2.430,59
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C

SÜSLENMEYİ SEVMEYEN ÇAM AĞACI

SÜSLENMEYİ SEVMEYEN ÇAM AĞACI

Bir varmış bir yokmuş, çok güzel ağaçların olduğu bir ormanda minik çam ağacı ve ailesi yaşarmış. Ormanda birbirinden güzel meyveleri ve çiçekleri olan o kadar çok ağaç varmış ki, hiç çiçeği ve meyvesi olmayan küçük çam ağacı o güzel ağaçları kıskanırmış. Keşke bende onlar gibi güzel olsam diye düşünür, mutsuz olurmuş. Küçük çam ağacı bir gün annesine ..

-Anneciğim diğer ağaç arkadaşlarımızın çiçekleri ve meyveleri var, bizimse sadece dikenli yapraklarımız, bu beni çok üzüyor. Demiş. Annesi cevap vermiş

-Hiç olur mu güzel yavrum, diğer ağaçların çiçekleri ve meyveleri var evet ama bizim yapraklarımızın hatta kabuğumuzun bile insanların hastalıklarını nasıl iyileştirdiğini bir bilsen, üstelik bu ormanın en güçlü ağaçları da biziz.

Küçük çam ağacı heyecanlanmış  -en güçlü biz miyiz gerçekten? Demiş.

-Evet yavrum, kış gelip de yağmurlar yağmaya, rüzgarlar esmeye başlayınca tüm ağaçların meyveleri ve çiçekleri dökülecek, hepsi kabuklaşacak, ama bizim dikenli yapraklarımıza hiçbir şey olmayacak. Ve biz çok çok uzun yıllar geçse de kolay kolay yaşlanmayacağız. Yani yavrucuğum Allah tüm yarattıklarına farklı farklı özellikler verdi, demiş.

Bunu duyan küçük çam ağacı çok mutlu olmuş. Ancak çam ağaçlarının bu harika özelliklerini ve güçlerini bazı insanlarda öğrenmiş ve çam ağaçlarının güçlerinin kendilerine de geçmesini istemişler. Düşünmüşler taşınmışlar sonunda da kendileri için özel sayılacak kutlama günlerinde çam ağaçlarını ormanlarından söküp kendi evlerine getirmeye karar vermişler. Böylece çam ağaçlarının güçlerinin kendilerine de geçeceğine inanmışlar. Küçük çam ağacını da işte bu düşüncelerle yerinden sökmüşler ve küçücük bir saksının içine dikmişler.

Kökleri topraktan ayrılırken küçük çam ağacının canı çok acımış, annesinden babasından ve topraklarından ayrılacağı içinde çok korkmuş. Acaba beni daha güzel bir bahçeye mi dikecekler diye düşünürken onu bir eve getirmişler. Evin sahibi insanlar küçük çam ağacını bir pencerenin önüne koymuş. Üzerini de birbirinden güzel süslerle süslemişler.  Küçük çam ağacı uzaktan bakıldığında pırıl pırıl parlıyormuş, şimdi hep o özendiği güzel ağaçlardan bile daha güzel görünüyormuş ama o bu durumdan hiçte mutlu olmamış.  Ormanını, annesini, babasını çok özlüyormuş, burada küçücük bir evin içinde çok sıkılıyormuş tek eğlencesiyse pencerenin önüne gelip onu izleyen küçük bir çocukmuş. Küçük çocuk çam ağacının harika süslerini o kadar çok beğeniyormuş ki her gün okuldan dönüşte bu evin önüne geliyor çam ağacına gülümsüyor ve onu izliyormuş.

Çam ağacı da küçük çocuğa gülümsüyormuş. Ama birkaç gün sonra insanlar kutlamaları bittiğinde artık çam ağacının üzerindeki süsleri çıkarmışlar. Ve bu ağacı ne yapsak depoya mı kaldırsak yoksa bahçenin bir köşesine mi diksek diye konuşmaya başlamışlar. Duyduklarına inanamayan çam ağacı çok korkmuş, şimdi ben karanlık depoda ne yaparım demiş,  Allah’ım bana yardım et, beni ormanıma kavuştur diye dua etmiş. Çam ağacına ne yapacaklarını düşünen insanlardan biri “komşumuzun küçük oğlu bu çam ağacını çok sevdi, her gün saatlerce onu izlediğini görüyorum, ağacı ona hediye edebiliriz demiş ve küçük çocuğu çağırmış.

-Sen bu ağacı çok sevdin sanıyoruz ufaklık, onu sana hediye edebiliriz. Ormanda daha birçok ağaç var, biz süslemek için seneye kendimize yeni bir ağaç alabiliriz, demişler.

Küçük çocuk çok mutlu olmuş.

-Evet evet, ben ağaçları çok severim, bu ağaca çok iyi bakacağım teşekkür ederim demiş.

Büyük bir mutlulukla küçük çam ağacını evine getirmiş. Onu evin en güzel köşesine koymuş. Üzerini eskisinden daha da güzel süslemiş. Hatta dallarına en sevdiği kekleri kurabiyeleri bile takmış. Ama pencerenin önünden her gün ona gülümseyen küçük çam ağacı artık çocuğa hiç gülümsemiyormuş. Küçük çocuk çam ağacının bu durumuna çok üzülüyor ama nedenini anlayamıyormuş.

İnsanlarla konuşmayı tercih etmeyen çam ağacı küçük çocuğun çok üzüldüğünü gördüğü ve onu gerçekten sevdiğini hissettiği için onunla konuşmaya karar vermiş.

-Merhaba küçük çocuk, beni sevdiğini gördüğüm için sana her gün gülümsüyordum. Ama sen beni gerçekten sevseydin beni evine getirmezdin. Ağaçların evlerde ne işi var. Ben annemi, babamı ormanımı özledim, hem beni neden süsleyip duruyorsun ben bir süs eşyası mıyım? Dallarıma neden kek kurabiye takıyorsun, ben onları yemem ki. Benim yağmura, rüzgara, güneşe ve toprağa ihtiyacım var üzerime bir sürü kuş konuyordu. Bir süsü canlı benim kozalaklarımla besleniyordu ama sen beni bu eve hapsettin. Ben burada çok mutsuzum, demiş.

Küçük çocuk o zaman yaptığı hatayı anlamış çam ağacından özür dilemiş. Onu annesinin, babasının olduğu ormana getirmiş ve tam eski yerine dikmiş. Ailesine kavuşan küçük çam ağacı çok ama çok mutlu olmuş.

Küçük çam ağacı da çocuğa teşekkür etmiş,

-Sen çok iyi bir arkadaşsın, lütfen ormana beni ziyarete gel olur mu demiş. Artık küçük çam ağacı ve küçük çocuk çok iyi birer arkadaş olmuşlar….

NOT: Bu aralar çocukların böyle bir masala ihtiyaçları olduğu düşüncesiyle ilk masalımı yazdım. Keyifli okumalar..

   Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

Yorumlar
  1. Erdem Zeran dedi ki:

    Selamun aleykum güzel bir masal olmuş evlatlarımızın böyle yazılara ve yazarlara ihtiyacı var.