islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4565
EURO
34,7891
ALTIN
2.428,15
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

Ebedî gençlik formülü!

Ebedî gençlik formülü!

Dr. Vehbi KARAKAŞ 

Verdiğim konferanslardan birinin adı da “Ebedî Gençlik Konferansı” idi. Konferansıma, Besmele’den sonra merhum Necip Fazıl’ın şu mısralarıyla başladım:    

“Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;  

 Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.  

 Karaca Ahmet bana neler söylüyor, neler!  

 Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler.”  

Bu ifadelere göre, bu dünyada insanlar için ebedî gençlik yok. Bu dünyada ebedî genç olan ve genç kalan sadece ölümdür. Fakat değerli okurlarım size bir müjde vereyim: Herkesi öldüren ve bu dünyada devamlı genç kalan ölümün de bu yaptıkları yanına kalmayacak, hadislerden öğrendiğimize göre, bir gün o da ahirette alaca bir koç gibi ortaya getirilecek, kesilerek öldürülecektir.[1] Böylece sizin intikamınız (!) ondan alınacaktır. Ölüm öldürülürse, geriye ne kalır? Ebedî hayat. 

İlanlarda “Ebedî Gençlik” hakkında konferans vereceğimizi görenler ve duyanlar, herhalde Vehbi Hoca, bu dünyada “Ebedî Genç Kalmanın Formülleri”ni verecek demişler ve “Keşke böyle bir şey olsa ne kadar hoş olur.” diye düşünmüşlerdir. Belki o merakla bu konferansa gelmiş olanlar bile vardır. 

O akşam dediğim gibi şimdi de sizlere de diyorum sevgili dostlar, aramızda kol gezen ölüme rağmen size ebedî gençliğin sırrını ve formülünü vereceğim. Hazır mısınız?  

-Evet. 

-Öyleyse arz ediyorum: “Ebedî gençliğe, ebedî sağlığa ve ebedî servete kavuşmanın tek yolu ve formülü, sahip olduğunuz şeylerle yani malınızla-canınızla Allah yolunda olmak ve böyle yaşayarak Allah yolunda ölmektir.”  

Kur’an’ın ifadesiyle söyleyecek olursak, nefis ve malınızı Allaha satarsanız, yani Allaha satmış gibi Allah’ın razı olduğu yerlerde kullanırsanız karşılığında Allah’tan cennet alacaksınız.[2] Cenneti almakla da ebedî hayata, ebedî servete ve ebedî gençliğe kavuşmuş olacaksınız. Çünkü cennette ölüm yok, fakirlik yok, çirkinlik yok, hastalık yok, ihtiyarlık yok. 

Ebedî gençliğin olacağına en büyük delil, içimize yerleştirilmiş olan ebedî gençlik arzusudur. Eğer Allah ebedi cenneti ve orada ebedî gençliği vermeyecek olsaydı, böyle bir arzuyu içimize koymazdı. Madem Allah, içimize bu arzuyu yerleştirmiştir ve madem bize bunları istetiyor, öyleyse bu istettiklerini bize verecektir. Eğer bu istettiklerini vermeyecek olsaydı, bu arzuyu içimize koymazdı. Allah ne yaparsa güzel yapar, bize de buna inanmak ve gereğini yapmak düşer. 

Cenneti Allah, Kur’an’da kimi yerde detaylı anlatır, kimi yerde de aşağıda gördüğünüz gibi bir-iki satırda özetler: 

يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ وَأَنتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 

“Etraflarında altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Cennette canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey vardır. Siz orada ebediyen kalacaksınız.”[3] 

Sevgili Gençler, eğer “siz İslam terbiyesi ile büyür, gençlik nimetine bir şükür olarak gençliğinizi Allah’a ibadette harcar, iffetli ve namuslu yaşarsanız o gençlik, ebedi bir gençliği kazanmanıza sebep olacaktır.”[4]  

İşte size ebedî gençliğin formülü. Selam ve sevgilerimle. 

[1] Bkz. Buhari, Tefsir, Meryem 2; Tirmizi, Cennet ve cehennem ehlinin ebedi oluşu, 20, (2557). Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir. 

[2] Bkz. Tevbe, 9/111  

[3] Zuhruf, 43/71  

[4] Orijinali için bkz. Kastamonu Lahikası, 171 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.