Bir yerlerde toplumsal uzlaşı ve barışın sağlanması için, o toplumu oluşturan insanların ciddi bir eğitim ve öğretimden geçmeleri gerekmektedir. Sağlıklı bir eğitim ve öğretim olmadan, toplumsal uzlaşı ve barışın sağlanması mümkün değildir. İnsanlığın başından bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm peygamberlerin ve onların vasıtasıyla gönderilmiş mukaddes kitapların hedefinde, insanların inanç, ahlak ve edep yönünden kemale ermeleri, neticede aralarında toplumsal uzlaşı ve barışın sağlanması vardır. Bunun için eğitime önem vermişlerdir. Felsefeci, bilim insanı ve yorumcu bildiğimiz eski kişilerin çoğunun Allah tarafından görevlendirilen peygamberlerden olma ihtimalleri vardır.
İslam dininin temel kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde eğitim ve öğretime vurgu yapılmaktadır. Konu ile ilgili bir ayet şöyledir:
لَقَدْ مَنَّ اللّهُ عَلَى الْمُؤمِنِينَ إِذْ بَعَثَ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْ أَنفُسِهِمْيَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَاب وَالْحِكْمَةَ وَإِن كَانُواْ مِن قَبْلُ لَفِي ضَلالٍ مُّبِينٍ
“Muhakkak ki Allah inananlara, içlerinden onlara Allah’ın ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle iyilikte bulunmuştur. Hâlbuki onlar, önceleri apaçık bir sapık içerisinde bulunuyorlardı.”[1][1]
Bu ayette geçen, “Onlara kitabı öğreten” peygamberden gaye, onlara yazmayı öğreten demektir. Bu ve benzeri ayetlerden anlaşıldığı gibi Hz. Muhammed’in (sav.) tebliğ ettiği İslam dini insanlara kalemle yazı yazmayı mecbur kılmıştır. Onları okuma yazma bilmeyen cahiller sınıfından kurtarmıştır. Kur’an-ı Kerim bu konudaki emirleriyle Müslümanları büyük uygarlıklar kurarak dünya milletlerine önderlik yapmaya teşvik etmiştir. Bu eğitim ve öğretim anlayışıyla hareket eden Müslümanlar, kısa zamanda dünyanın en büyük ve en zengin kütüphanelerine sahip olmuşlardır. Muhammed İkbal, ilk dönem Müslümanlarının bir kitaptan büyük kütüphaneler kurduklarını söylemiştir. Kısa bir süre sonra İslam âleminin çeşitli şehirleri büyük ilim merkezleri haline gelmiştir.
Bugün için o ruhu kaybeden sözde Müslümanlar, dünya milletlerinin çok gerisinde kalmışlardır. Tek çıkar yol, Kur’an-ı Kerim’in “Oku!” emrine uyarak eğitim ve öğretimi her şeyin önünde tutmaktır.
Unutmayın efendim: “Kılıç/silah, kalemin kölesidir!”
Hakka inanan ve bu yola gönül veren herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum!
Prof. Dr. Nurettin Turgay
[2][1] Alu İmran 3/164.