islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
19°C

İNSANLIĞIMIZIN SEMBOLÜ, VİCDANIMIZDIR!

İNSANLIĞIMIZIN SEMBOLÜ, VİCDANIMIZDIR!
22 Ocak 2024 09:00
A+
A-

İnsan iyilik ve kötülüğü ayırt edebilecek bir donanımla yaratılmıştır. Kendini (kötülüklerden) arındıran kurtuluşa ulaşacak, kendini (kötülüklerle) kirleten ise mahrumiyet ve iflasa düşecektir. .(Şems,91/8-10)

Sanma ki, bu beden kalıbının içindeki insandır; insanı insan kılan içindeki vicdandır.
Allah tüm evren ve varlıkları kozmik yasaya tabi kıldığı gibi insanın rolünü de vicdanına bildirerek ona görevini teklif etmektedir. İnsanın iyilikleri karşısında sevinmesi, beğenmesi ve mutlu olması, kötülükleri karşısında da üzülmesi, pişman olması ve vicdan azabı duyması gibi tecelliler Allah’ın insana müdahalesinin bir tezahürüdür. “Göklerde ve yerde varlıkların hepsi ihtiyaçlarını Allah’tan arz ve niyaz ederler. O da her an bir işte/müdahale, yaratma ve yaşatma halindedir.”(Rahman,55/29)
İşte vicdan, evrendeki kozmik yasamın, insanda vahiy/Kur’an desteği ile gelişen sorumluluk bilincinin ilâhî ses olarak yansımasıdır. Dolayısıyla vicdan, insandan Allah’a açılan bir penceredir. Ve insan, Allah ile bu irtibatını vahiy yani Kur’an üzerinden kurabilmekte. Ve aynı zamanda vicdanını da beslemektedir.
Bunun içindir ki vicdanın tepki veya onay şeklinde seslendirdiği değerlerin, ilahi emirlerle paralellik göstermesi, vicdan ile Allah arasındaki bu irtibatın açık göstergesidir. Zaten vicdan, Allah tarafından insanın içine yerleştirilmiş iyiyi kötüden ayırt etmeyi sağlayan sistemin adıdır. “Biz ona iyiliğin ve kötülüğün tohumunu ektik.”(Şems, 91/8) ayeti, vicdanın oluşumunu göstermiyor mu?

Nitekim vicdan, İnsanın içinde doğuştan var olan iyiyle kötülüğü fark edebilme ve ayırt edebilme gücüdür. İyilik yapınca mutluluk ve sevinç, kötülük yapınca da acı, ızdırap ve azap duyan bir melekedir.
Kötülükler karşısında acı ve azap duyan akıl değil vicdandır. Nitekim çoğunlukla “aklım kabul ediyor ama vicdanım elvermiyor” dememiz, bir şey aklen meşru ve yasal olabilirken, vicdanen meşru ve helal olmadığının ve olamayacağının ifadesidir. Gerçekten vicdan hep doğruyu ve ahlâkî olanı söyler çünkü vicdanın sesi, Rahman’ın sözüdür. Bunun içindir ki, “Allah’ı gündemine almayan vicdan, hâkimsiz mahkemeye benzer.”(J.J.Rousseau) Evet, evet vicdan, Allahtan çağlayan bir ırmaktır.

Bu özellikleri ile vicdanımız, insanlığımızın sembolüdür.

ABD’de yaşlı bir adam her gün elinde bir mum ile beyaz saray önüne gelerek İsrail’in soykırımını protesto ediyor. Kendisine: “ senin tek başına her gün gelip protosto etmeni kim takar? boşuboşuna kendini niye yoruyorsun? denildiğinde çok ibretlik şu cevabı verir; “ Ben onları değiştiremem ama onlar beni değiştirmesin, vicdanımı ve insanlığımı elimden almasınlar diye her gün bir mum ile beyaz saraya gelip protesto etmeye devam edeceğim. Çünkü onlar bu acıya alıştırmak istiyorlar bizi. Oysa ben bu vicdan acısına dayanamıyorum ve alışmıyorum!”
Evet kötü bir işin en gizli ve en büyük şahidi kendi vicdanımızdır. Biz onu öldürmedikçe veya susturmadıkça vicdan, yanılmaz bir yargıçdır. İsrailin yaptığı ve halen yapmaya devam ettiği bu zulüm ve soykırım, İnsanlık vicdanında elbette yargılanacak ve dünya tarihinin yüzkarası ve en yüz kızartıcı ayıbı olarak yer alacaktır.

Peki vicdan ölür mü? Elbette ölür. Hem de VİCDANIMIZI ÖLDÜREN BAHANELERİMİZDİR.

“Ama, fakat, lâkin…” ile başlayan cümleleri ne kadar az kullanırsak vicdanımızın sesini o kadar net duyarız. Çünkü bahaneler, mazeretler ve çıkar endeksli bakış açıları vicdanın sesini bastırır, üstünü örter ve insan ile vicdanı arasındaki bağı keser. Vicdanın Rahmanî sesini duymamak için üstünün örtülmesi, vicdanın öldürülmesi demektir. Vicdanın üstünün bastırılması ve örtülmesine küfür, bunu yapana da kafir denir maalesef.

Peki vicdan bozulur mu? Elbette hayatı yalan, ikiyüzlü, gösteriş, haram ve haksızlıklar içinde geçen birinin vicdanı, hak ile batılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt edemez olur. Çünkü kötülükler, insanın tabiatı olmuştur. Vicdan ise fonksiyonunu yitirmiş, sahibinden ümidini kesmiş, küsmüş ve arayı açmıştır artık.
Vicdan ile arayı açan, Kur’an’dan bir destek ve beslenme de almayan, ibadeti ahlâka dönüşmeyen insan, kalpsiz-vicdansız bir robota dönüşmüştür. Artık egoları, bitimsiz arzuları, çıkar ve menfaat savaşları içerisinde kendi de kaybolur gider maalesef. Eğer bir gün akıl ile vicdan arasında kalırsak; vicdanımızı seçelim. Çünkü akıl, çıkarlarımızı korur; vicdan ise insanlığımızı korur.
Kardeş! vicdan, yalanı, ikiyüzlülüğü, haksızlığı asla affetmez, torpil kabul etmez, rüşvet almaz, şefaat sökmez ona. Ve bir ömür boyu vicdan azabıyla kahrolur gideriz. Ne olur; vicdanlı, merhametli, insaflı olmaktan başka yol yok! gerisi boş, boş, boş…

NURİ ÇALIŞKAN 

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

ETİKETLER: İNSAN, ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.