Kur’an-ı Kerimin özeti ve girişi durumunda olan Fatiha Suresinin başındaki ayetlerde Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın tüm âlemlerin rabbi ve hem dünya hem de ahiretin sahibi olduğu anlatılmaktadır. O, tüm insanların, hatta yaratmış olduğu tüm varlıkların rabbidir. Onların arasında ayırım yapmamaktadır. Hepsine şefkat merhametiyle muamele etmekte, inanan kullarına da aynı şeyi emretmektedir.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ {1} الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ {2} الرَّحْمـنِ الرَّحِيمِ {3} مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ {4}

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla/başlıyorum. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. O, Rahman ve Rahimdir. Din gününün sahibidir.”

GÜZEL AHLAK

İşte o yüce Allah’ın peygamber olarak göndermiş olduğu Hz. Muhammed (sav.) ve onun bize emanet olarak bırakmış olduğu Kur’an-ı erim, bu konuda çok güzel örnekleri anlatmaktadır. Allah, Hz. Muhammed’e hitaben, “Muhakkak ki sen, en yüce bir ahlak üzeresin”[1] demiştir. O da, “Kesinlikle ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş bulunuyorum”[2] diye buyurmuştur. Adamın biri Hz. Ayşe’ye Hz. Muhammed’in (sav.) ahlakının nasıl olduğunu sormuş. O da adama, “Sen Kuran’ı okumuyor musun?” diye sormuş. Adam, “Evet, okuyorum” diye cevap verince Hz. Ayşe ona, “Muhakkak ki Hz. Muhammed’in (sav.) ahlakı, Kur’an idi” diyerek cevap vermiştir.[3] İşte Hz. Muhammed’in (sav.) yaşayışı, Kur’an’ın hayata yansıyan bir yaşama, bir hayat örneğidir.

ÖRNEKLER   

Onun hayatının her alanı, İslam ahlakının güzel örnekleriyle doludur. Hz. Muhammed (sav.), insanlara karşı olduğu gibi, diğer tüm canlılara, hatta cansızlara bile arkadaşça, sevgiyle, şefkat ve merhamet duygularıyla yaklaşmıştır. O yaptıklarıyla, bizlere, insanlığa örnek olmuştur. Onun güzel ahlakı, Allah’ın kudret tecellisine mazhar olan her şeye yönelik bir dost ve arkadaş sevgisiyle mücehhezdi. Yüce Allah’ın kendisine vermiş olduğu güzel ahlak, bu tür özelliklere sahipti. Hz. Muhammed (sav.), dağlara bile dostça, sevgiyle bakıyordu. Bir gün Hz. Muhammed (sav.) Uhud dağına bakmış ve “Kesinlikle bilin ki Uhud dağı, bizi seven bir dağdır ve biz de Uhud dağını seviyoruz” demiştir.[4] Hz. Muhammed’in bu ifadesi, onun ahlakının dağlara bile sevgi ile dostça, arkadaşça baktığını göstermektedir.

Hayatı güzel ahlak örnekleriyle dolu olan Hz. Muhammed’in (sav.) şefkat ve merhameti, aynı zamanda bitki türlerini de kapsamaktadır. Rivayet edildiğine göre bir gün o, “Kim bir sidre ağacını keserse, Allah onun başını cehenneme uzatır” demiştir.[5] Sidre, bir çeşit ağaçtır. Aslında gerektiği zaman insanlar bitkileri, ağaçları keser ve onlardan yararlanır. Fakat Hz. Muhammed (sav.) hiçbir ağacı veya bitkiyi boş yere kesmeyi uygun görmemiştir. Hz. Muhammed’in (sav.) burada bunu yasaklamış olması, gereksiz yere ağacı kesip heba olmasına sebep olma açısındandır. Onun şefkat ve merhamet duygusunu oluşturan ahlakı, hayvanlara karşı da aynı hassasiyeti göstermiştir. Bir gün Hz. Muhammed (sav.) Medine’de Ensar’dan bir kişinin bahçesine girmiştir. Orada bulunan bir devenin inlediğini ve gözlerinden yaşlar aktığını görmüştür. O, hemen devenin yanına gitmiş, başını okşamış ve ardından devenin ağlaması son bulmuştur. Hz. Muhammed (sav.) devenin sahibine, “Şu hayvanı sana veren Allah’tan korkmuyor musun?” diye çıkışmıştır.[6]

SONUÇ

Kur’an-ı Kerim, güzel ahlaka çok önem vermektedir. İslam, güzel ahlaktır. Müslüman geçinen her kişinin, kendisini güzel ahlak açısından eğitmelidir. Güzel ahlakta, tüm insanlara, hatta tüm canlılara ve hatta tüm varlıklara sevgi, şefkat ve merhametle davranmanın çok önemli bir yeri vardır.

Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

NURETTİN TURGAY

MİRATHABER.COM

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

[1] el-Kalem 68/4.

[2] İbn Hanbel, II, 381.

[3] Müslim, Musafirîn, 18, hadis no: 139, hadis no: 746.

[4] Buhari, cihad, 71; Müslim, hac, 504, hadis no: 1393.

[5] Ebû Dâvûd, edeb, 158, hadis no: 5239.

[6] Ebû Dâvûd, cihad, 44, hadis no: 2549.