islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
19°C

KÂİNAT, İNSANIN YARARINA SUNULMUŞ

KÂİNAT, İNSANIN YARARINA SUNULMUŞ
13 Kasım 2023 09:19
A+
A-

GİRİŞ

Kur’an-ı Kerim’de haber verildiğine göre kâinat, insanın yararına sunulmuş, onun emrine verilmiştir. Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde bu konu gündeme getirilmektedir. Bu konuda bilgi veren bir ayet şöyledir:

هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولاً فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِن رِّزْقِهِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ

Yer­yüzünü ayaklarınızın altına seren/size amade eden, Allah’tır. Haydi, onun üzerinde dolaşın ve Allah’ın size verdiği rızıktan yiyin! Dönüşünüz Allah’a olacaktır.”[1]  

Bu ve benzeri ayet­lerde, yeryüzünün insanların yararına, hizmetine sunulmuş olduğu haber veril­mektedir. Ayıca Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde güneş, ay, yıldızlar, gece, gündüz ve benzeri şeylerin insanların hizmetine sunulduğu, insanların bunlardan yararlandığı ve çeşitli gıdalarla beslendiği haber verilmektedir.[2] İnsanoğlu, böyle bir tabiatın kucağında yaşamaktadır. İnsanın tabiatı tahrip etmesi, kucağında büyüdüğü öz annesine kötü muamelede bulunması kadar korkunç, kötü ve olumsuz bir davranıştır.

KÂİNATIN DENGESİ

Yine Kur’an-ı Kerim’de haber verildiğine göre Allah, kâinata bir denge vermiş, onu bir denge üzerine kurmuştur. İnsan, içinde yaşamakta olduğu kâinatın dengesini bozma çabası içerisinde bulunmamalıdır. Çünkü Allah, çeşitli ayetlerde insanı bu konuda uyarmaktadır:

وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ {7} أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ {8}

O, göğü yükseltmiş ve ölçüyü koymuştur. Sakın ölçüde haddi aşmayın.”[3]

وَالأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيْءٍ مَّوْزُونٍ {19} وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ وَمَن لَّسْتُمْ لَهُ بِرَازِقِينَ {20} وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلاَّ عِندَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلاَّ بِقَدَرٍ مَّعْلُومٍ {21}

Biz yeri yaymış, ona sabit dağları yerleştirmiş ve her şeyi orada ölçülü bir biçimde bitirmiştik. Orada sizin için, bir de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik. Her şeyin hazinesi/kaynağı bizim yanımızdadır. Biz, onu ancak belli bir ölçü dâhilinde indirmekteyiz.”[4

إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ

Gerçekten Biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.[5]          

Bu ayetlerde anlatılan mizan, kelime olarak maddi manada terazi anlamına geldiği gibi, Allah’ın her konuda koymuş olduğu ve insanların korumakla görevli oldukları denge ve adalet demektir.[6] Mizan geniş anlamda, kâinattaki tüm dengeleri kapsamaktadır.

DENGEYİ BOZMAMALIYIZ

İnsan, Allah’ın koyduğu mizana karşı koyarak yaşayamaz; aksi takdirde, kâinatın dengesini bozar. İnsan, kâinatın dengesi ile oynayınca, dünyanın ekolojisi bozulur. O zaman insan, bunun cezası olan vebalı yaşar.[7]

Ekoloji

“Ekoloji” sözcüğü, Yunanca iki kelimenin birleştirilmesinden türetilmiştir. Birincisi, içinde yaşanan mekân ve ev manasına gelen “Oikos” kelimesidir, ikincisi ise, bilgi ve ilim manasında olan “Logos” kelimesidir. O halde ekoloji kelimesinin basit sözlük anlamı, “ev bilgisi” veya “mekan bilgisi” demek olur. Ekoloji kelimesi, ilk defa ünlü Alman Zoologu E. K. Haeckel tarafından 1873 yılında kullanılmıştır. Haeckel, bu kelimeyi canlı varlıkların ve organizmaların çevreleriyle ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilimin adı olarak kullanmıştır. Bugünkü kullanımıyla ekoloji, canlı varlıkların çevreleriyle ve birbirleriyle olan ilişkilerini incelemeden başka bütün çevre sorunlarını da konu alan bir bilim haline gelmiştir.[8]

Öyle zannediyoruz ki insan, tabiatı ne kadar kirletirse kirletsin, ne kadar dengesini bozarsa bozsun, zara­rını o derecede yine kendisi görecektir. Allah, hayvanlar ve bitkiler dâhil olmak üzere tüm çevreyi,[9] tabiatı belli bir nizam ve intizam içerisinde yaratmıştır. Bunu korumakla görevli olan insanoğlu, zaman zaman cehalet ve menfaat duyguları nedeniyle Allah’ın koyduğu bu düzeni bozmakta ve ona zararlı olmaktadır.

Yaşadığımız kâinattaki renkler ve güzel kokular da, insanlar için manevi rızklardan sayılır. Allah, bize verdiği bu nimetleri fark etmemizi ister. Mesela er-Rahman suresinin 12’nci ayetinde yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkilerden; 76’ncı ayetinde cennette yeşil yastıklar ve harikulade güzel döşeklerden bahsedilmektedir. Özel mülkiyetimizde olmasa bile, dağlar, denizler, gökyüzü, yeryüzündeki bah­çeler, parklar ve ormanların manzaraları da duygu sahibi ruhları doyuran manevi rızıklardır.[10]

SONUÇ

Çok çeşitli güzellikleriyle insanı kendisine sımsıkı bir şekilde bağlayan ve ona çeşitli duygular kazandıran kâinat, tabiat ve çevre, her dil, kültür ve edebiyatta işlenmektedir. Ayrıca Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde ve Hz. Muhammed’in (sav.) çeşitli hadislerinde bildiril­diğine göre, kâinattaki tüm varlıklar, Al­lah’ı teşbih etmektedirler.[11] Bir ayette, “O’nu hamd ile teşbih etmeyen hiçbir şey yoktur[12] denmektedir. Müslüman edip, şair, dü­şü­nür ve tasavvufçular, tabiî dünyadaki bütün yaratıkların Allah’a yönelik yaptıkları duaları işitir gibi, tabiatı severler.

Prof. Dr. Nurettin TURGAY

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

[1] el-Mülk 67/15. Ayrıca bkz. el-Hicr 15/20.

[2] en-Nahl 16/12, 13, 14.

[3] er-Rahman 55/7, 8; el-Kamer 54/49.

[4] el-Hicr 15 /19-21.

[5] el-Kamer 54/49

[6] Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habib el-Mâverdî, en-Nuketu ve’l-Uyûn, thk. es-Seyyid Abdulmaksûd b. Abdirrahim, Muessesetu’l-Kutubi’s-Sakafiyye, Beyrut 1992, V, 424, 425.

[7] er-Rûm 30/7, 8.

[8] Mehmet Bayraktar, İslâm ve Ekoloji, Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1992, s. 18, 19.

[9] Bugün için tabiî çevreyi korumaya, çevre krizine veya kirliliğine yol açan sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetlere, genel olarak çevrecilik diyebiliriz. Çevrecilik faaliyetinde bulunan kimseye de, “çevreci” denmektedir.

[10] Ahmet Coşkun, Rızık ve iktisadi Hayat, Kayseri tsz. s. 3.

[11] Ayetler için bkz. el-isra 17/44; er-Rahman 55/6; el-Hac 22/18; en-Nahl 16/49; en-Nûr 24/41; el-Hadîd 57/1; er-Ra’d 13/15; el-Haşr 59/1; es-Sâf 61/1; el-Cum’a 62/1: et-Teğâbûn 64/1. Hadisler için bkz. Müslim, Salat 215; Buhârî, Zebâih, 25: ibn Hanbel IV, 31; V, 415; Dârımî, II, 11.

[12] el-isra 17/44.