islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3825
EURO
34,7428
ALTIN
2.398,51
BIST
10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cuma Yağmurlu
15°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
21°C

KRALİÇE ARIDAN OLSUN

KRALİÇE ARIDAN OLSUN

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhları yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever
(Halil Cibran)

“O iktidar olduğu zaman yeryüzünde ortalığı fesada vermek için ekini (tohumu)ve nesli(Evladı iyali) bozmaya çalışır. Allah bozguncuları sevmez.”

(Bakara suresi 205)

Sosyal medya uygulamaları, 5G, metaverse, kripto para, alternatif sanal dünya, yapay zekâ, beslenme alışkanlıkları, her türlü bağımlılığı hazırlayan çete ve örgütler, toplumsal cinsiyet eşitliği projeleri, biyolojik savaş alanını yalnız canlının somatik ya da genetik varlığına da değil ekolojik varlığına ölüm vuruşu ile taşıyan iklim ve çevre üzerinde pusulanan bin bir tuzak ve neticeleri ile toplumlar dönüştürülmeye hızla devam ediyor. Bizler ve nesillerimiz bu savaşta acı kayıplar verirken Allah’ı unutmadan, ölüm ötesi ve ebedi bir hayatı merkezimize alaraktan dünya sermayesi emanetini hakkıyla taşımaya azmediyor ve amin diyoruz.

Bakara suresi 205. ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “O iktidar olduğu zaman yeryüzünde ortalığı fesada vermek için ekini ve nesli bozmaya çalışır. Allah bozguncuları sevmez.” İlgili ayeti hatırdan hiç çıkarmamalıyız.
Küresel hegemonya tam anlamıyla yıkımın ivmesini arttırmak üzere enstitü gibi çalışarak sadece bir alan üzerinden politika üretmeden ekine ve nesle saldırmaya büyük bir hızla devam ediyor. Çok farklı ve birbirinden bağımsızmış gibi gözüken politikaları ile beslenmeden kozmetik sanayine dek uzanan, her biri laboratuvar ortamında, son derece bilimsel parametrelerde titizlikle imal edilen ve tam bağımlı yapmak üzere hazırlanan içecekler metabolizma fizyolojisini alt üst eden paketli atıştırmalıklar ve hazır öğün olarak servis edilen besleyicilik ya da bağışıklık destekleyici kalitesi berbat seviyede kötü, emeksiz ve bencillik pompalayan, “canım istedi ben de yedim” savunmalı yalnız sofralara evirdi. İşimiz çok zor. Sofra adabından kopartılan nesiller ve ebeveynler ünsiyet kurma, sosyal ve tarihi bilincin hafızasını sohbet ve muhabbetle taşıma kabiliyetini büyük ölçüde yitirmiş durumdadır.

Çocuklarla arkadaş olunmalı söylemleri ile fıtri bir kudret ve saygınlığın izi de silinmiş, sonuç olarak kendisini o cenahta asla başarılı olunamayan bir cepheye itilen ebeveyn ve çocuk yenik düşmüştür. Anne ve babalık makamının asli hüviyetini ve cevherini yitirdiği bu dayatmada anne ve çocuğa arkadaş olma imkânını sağlayacak ekonomik ya da sosyal saha özgürlüğünü sağlama kaygısı da güdülmeden aileler, hele ki ebeveynler evlat yetiştirmede aciz kalınan noktalarda infaz edilmiştir. Ebeveyn ailesini toparlamaya çalıştıkça dağıldığına şahit olmuş ve maalesef acziyetini itiraf etmek zorunda kalmıştır.

Sürekli bir imtihan hali ve bunun yüklediği stres ve gardını alıp bekleme ahvali, bizi yorar üzer ve bazı zaman nefes alamaz hale getirir. Ezeli ve ebedi olan , kudreti sonsuz, ilmi ve merhameti sınırsız olanın yalnızca Allah olduğunu, O’nun kendisine iman edenlerin dostu olduğunu sürekli hatırlayarak ve iç huzurumuzu yalnız o ruhani yüceliğe taşıyarak sağlayabiliriz. Zümer Suresi, 62-63. Ayette Rabbim buyurur ki: ❝Allah her şeyin yaratıcısıdır ve her şeyi koruyup yöneten de O’dur. Göklerin ve yerin anahtarları O’ndadır.
’’Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh’un gemisi vardır.’’ diyen Üstad Karakoç umudu ne güzel pekiştirir.
Bu çağın imtihanlarına karşın tabiat ayetlerini okumaya ve fıtratın izlerini huzur ve güven ile takip ederek yol almaya çalışalım. Bu haftaki örneğimiz Kraliçe arıdan olsun.

Muntazam bir görev dağılımının olduğu arı kovanlarında elbette tüm bu görev dağılımından sorumlu olan Kraliçe arı hem kovandaki düzenin devam etmesini hem de işçi arılara vazifelerini düzgün yapabilmesini sağlar. Binlerce bireylik bir topluluğu yönetmek elbette hiç kolay değildir. Bunun için kraliçe arı “feromon” adı verilen bir çeşit uçucu bir madde kullanarak işçilerle iletişim kurar. Bu sayede bakıcı arılar larvaların bakım işlerini, toplayıcı arılar dışarıya giderek polen, nektar ve su toplama işlerini yapar.

Kraliçe arı, ailesinin devamlılığını sağlayan ve koloniyi yöneten en önemli üye olma ayrıcalığını taşır.
Hepimiz toplumumuzda bir kraliçe arı timsali olmaya aday olmalıyız. Toplumun ve üretimin fıtri yazılımında bizlere düşen vazife, her bir fert için sorumluluk hissi taşıyacak ve kraliçe arının anaç ruhunu anlayacak bilgelikte saklı. Binlerce bireylik insan topluluğunu yönetmek elbette hiç kolay olmayacak. Bunun için kraliçe arı timsali “feromon” denilen o koku ile iletişim kuran ve bu sayede bakıcı arıları, larvaların bakım işlerini, toplayıcı arılar dışarıya giderek polen, nektar ve su toplama işlerini yaptıran o sırrı yakalamanın formülüne bakmalı. Feromonun biz de yansıyan iz düşümünü efendimiz as’da ‘’Müslümanın örneği hoş koku yayan turunçgillere benzer.’’ hadisi şerifindeki güzelliğe benzetilmeli. İyiliğin, inancın, erdemin, birliğin, fedakârlığın, dirliğin, hoş ve esenlik veren kokusuna karşılık gelen Anadolu irfanının bahar kokusunu yaymaya çalışmalı.
Geleceğin kaynağı olmak konusundaki farkındalıklar hem çok heyecan verici, hem de çok korkutucu duygular yaşatır. Fazla sorumluluğun getirdiği ve yenilgi yenilgi zafere taşıma fonksiyonu bizi kaygıya götürür.
Salat ve selam ile Peygamberimize, o Resulü Kibriyaya, aline ve ashabına salat ve selam olsun. Salat ve selam, tahhiyat u ikram, her türlü ihtiram ona, âline ve ashabına olsun. Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor:

Resûlullah (SAV) şöyle buyurmuştur: “Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır: Uyuyandan uyanıncaya kadar, akıl hastalığına duçar olandan aklı başına gelinceye kadar ve çocuktan bulûğ (ergenlik) çağına gelinceye kadar.”
(D4398 Ebû Dâvûd, Hudûd, 17)
Bizler ve nesillerimiz bu savaşta acı kayıplarla karşılaşırken söz konusu hadis-i şerifin tesellisini unutmadan nefsimizi Allah’tan satın almak nasibi dilerim. Ölüm, ötesini ve ebedi bir hayatı merkezimize alaraktan dünya sermayesi emanetini hakkıyla taşımaya azmetmek ve amin demeye devam etmek temennim.
Ne kadar istesek de evlad-ı iyalden, sevdiklerimizden her kesi kurtarma imkanı bulamıyoruz ne yazık… O vakit bu peygamber imtihanlarına dair idrakı berrak tutup yaratılış gayemizi merkezimize alalım.
Üstad Abdülaziz Tantik ‘ten şöyle güzel bir satır okumuştum:
‘’Olgunlaşma, kişinin kendini Allah’a armağan etmesi; ömrünü, eylemini, niyetini, düşüncesini, yolculuğunu, yolunu, yordamını, yöntemini, bedenini, aklını, kalbini, ruhunu Allah’a adayarak yolculuğunu ölüm ile taçlandırmasıdır.’’
Ne kadar duru ve huzur dolu bir davet.
İnsanın olgunluk ve kemal süreci acıtıyor.
Fakat
Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme!”

Selam ve dua ile kalınız.
#Kuran #KuranıKerim #şiir #çocuk #ok #okçu #nesil #atatohumu

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Hiç dedi ki:

    Atana rahmet olsun çok sevgili ve kıymetli kardeşim. Rabbim seni bu dünyada cennet ehli olacak insanlarla yaşatsın, cehennem ehli olacaklardan ise sonsuza dek uzak etsin. Sen ve sevdiklerin peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e komşu olasınız inşaAllah. Yaydan fırlayan ok doğru olursa istikameti doğru olur hedefini bulma ihtimali de yüksek. Yay eğri olursa ne istikamet doğru olur ne de hedefini bulur. Rabbim evlatlarımıza doğruluk, doğru istikamet ve asıl hedef olan ahiret güzelliği arzusunu nasip etsin…

    1. Hatice Şebnem Diktürk dedi ki:

      Çok teşekkür ederim.Temenni ettiğiniz her güzel dua bin misli sizin için yazılsın.
      Allah sizi korusun

  2. Sezgin dedi ki:

    ‘’Olgunlaşma, kişinin kendini Allah’a armağan etmesi; ömrünü, eylemini, niyetini, düşüncesini, yolculuğunu, yolunu, yordamını, yöntemini, bedenini, aklını, kalbini, ruhunu Allah’a adayarak yolculuğunu ölüm ile taçlandırmasıdır.’’

    Ne güzel bilgiler ne güzel alıntılar ve ne güzel ifadeler. Rabbim razı olsun güzel hocam.