1899 doğumlu ve 150 torunu vardı: 124 yaşındaki Elmas Kırtepe hayatını kaybetti.
UZUN YAŞAMI DÜŞÜNELİM
Aldıkları gıda ve de eğitim aynı olan ve birbirine yakın işleri ve yaşamları olan bir ailenin çocuklarından biri 35, diğeri 63, üçüncüsü de 80 yaşında ölüyor.
BUNU NASIL İZAH EDECEĞİZ?
Bir trafik kazasında yanyana oturan iki kişiden biri ölüyor. Diğeri çok daha uzun yıllar yaşıyor.
GEL DE BUNU AÇIKLA!
Aynı hastalığa yakalan ve aynı hastanede aynı doktorlar tarafından tedavi edilen örneğin üç hastadan en sağlıklı gibi görüleni ölüyor. Diğerleri yaşıyor.
BUNU AÇIKLAMAK MÜMKÜNMÜ?
Verilen örneklerden her biri için hiç şüphesiz bir şeyler söylenebilir ama olayların üzerindeki sır perdesini kaldırmaz.
İNSAN HADDİNİ BİLMELİ
İnsanlar akıl ve duyu organları yoluyla anlayamayacakları hususlarda hadlerinin bilmezler, hakikati dile getiriyorlarmış gibi boşluğa taş atarlar.
Oysaki Rabbimizin Kitabı Kur’ân’a bakıp bilgiye edinmeye çalışsalar her yönüyle orijinal bir varlık olan insanın yaşının da kendisine özgü olduğunu anlarlar yani ömrü Allah’ın belirlediği hakikatini kavrarlardı.
Sözün özü insan ana rahminde belirlenen ve süresi belirlenmiş ömrü olan Ecel-i Müsemması’nı yaşar:
“ Sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra kan pıhtısından yaratan; sonra erginlik çağına ulaşmanız, sonra da yaşlanmanız için sizi yaşatan O’dur. Kiminiz daha önce öldürülür, kiminiz de belirlenmiş süreye ulaşırsınız. Belki artık düşünürsünüz.” (Mümin 40/67)
124 YIL YAŞAYAN ELMAS KIRTEPE
Şimdi yukarıda verilen bilgiler ışığında haberimizi okuyalım:
“Elmas Kırtepe 124 yıl yaşadı. Kırtepe, 1 hafta önce nefes darlığı şikayetiyle hastaneye başvurdu. Herhangi bir rahatsızlığı olmadığı belirtilen Kırtepe, dün sabaha karşı, yaşlılığa bağlı olarak hayatını kaybetti.
9 çocuk ve 150’den fazla torun sahibi olan Elmas Kırtepe’nin oğlu Mehmet Kırtepe şunları şöyledi:
“Annem 1899 doğumlu. Hiçbir rahatsızlığı yoktu. En son hastaneye gitti. Nefes alamıyormuş. Bıraksan 3-4 kilometre yürüyebiliyordu. En büyük çocuğu 90 yaşında. En büyük torunu ise 64 yaşında.”
Yorumlu haberimizi, konumuza ışık tutan ayetlerle bitirelim:
“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan / Allah’ın emirleri ve yasaklarını uygulamaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın. Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Teğabun 9-11)