islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3901
EURO
34,7921
ALTIN
2.396,35
BIST
10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
21°C

YAHÛDİLEŞME ZAAFIMIZ        

YAHÛDİLEŞME ZAAFIMIZ        

İnsanlık tarihinin bilinmesi gereken özünü özet açıklamalarla sunan Allah’ın Kitabı Kur’ân-ı Kerim‘de bu özün yansıtıldığı büyük topluluklardan biri de İsrailoğulları’dır.

İSRAİL OĞULLARI

İsrailoğulları, Allah’ın yücelttiği muhteşem bir topluluktu. İnsanlığa son mesajlarını içeren Kur’ân’da Allah, bu tarihi gerçeği Hz. Musa’nın dilinden şöylece özetlemektedir:

“Musa halkına şöyle demişti: Ey kavmim! Allah’ın size bahşettiği nimetleri hatırlayın; O, aranızdan peygamberler çıkardı, sizi melikler yaptı, kendi kendinizin efendisi kıldı, dünyada başka hiç bir (topluluğa) vermediği nimetleri size verdi.” (Maide 20)

İsrailoğulları, Allah’ın lütfettiği ihtişamlarını koruyamamışlar, inkârları, isyanları ve ifsadları sebebiyle ilâhî lanet ve gazaba, zillet ve meskenete mahkûm edilmişlerdir. Tarihî verilerin doğruladığı ilgili Kur’ân ayetlerine göre; onlar, Allah’ın yardımından yoksun bırakılmışlar, inanç ve ahlâk çöküntüsüne uğramışlar, parçalanmışlar, esarete düşmüşler, yoksulluk ve zillet içinde sürünmüşler ve âhiret azabına da müstahak olmuşlardır.

İSRAİLOĞULLARININ YAHÛDİLİĞE DÜŞÜŞÜ

Kur’ân-ı Kerim; ilâhî zillet ve azaba uğratan kötü amellerini dile getirirken, İsrailoğulları’nı genelde Yahûdiler olarak anmaktadır.

(Maide 18, 64/ Nisa 161, 162/ Tevbe 30,31/ Bakara 113/ En’am 146. Ayrıca bak. Mevdudi T. Kuran 1/325, Nisa 46.)

 Bu sebeple Yahûdileşmeyi İsrailoğulları’ndan bağımsız olarak, ilâhî zillet ve azaba götüren ve götürecek olan lânetli işler anlamına kullanabiliriz.

Gerçeği ifade etmek gerekirse, İsrailoğulları’nı Yahûdi’leştiren günahlar, Müslümanlar’ı da kuşatır olmuştur. Sonuçlarından Allah’a sığındığımız bu dehşet verici gerçeği, mukayeseli bir üslupla sunmaya çalışacağız. Amacımız uyarı görevimizi yapmaktır.

ALLAH’I VE YASALARINI TANIMAMAK

a.) Kur’ân-ı Kerim’in Bakara Sûresi’nin 61. ve Âl-i İmran Sûresi’nin 21. âyetleri İsrailoğullarının Allah’ın lanetine uğramalarının ana sebebi olarak, Allah’ın âyetlerini yalanlamalarını, Allah’ın insanlar üzerindeki hakimiyetini tanımamalarını, haksız yere peygamberlerini ve adâlete çağıranları öldürmelerini göstermektedir.

Devrimiz İslâm ülkelerinde bu azim suç, Allah ve Peygamber hakimiyeti dışlanarak ve laik rejimler, ilâhî yasaların üzerine çıkarılarak işlenmektedir.

Kur’ân-ı Kerim, bu ana sebebi açıklamakla yetinmemekte, bu temel sebeple irtibatlı diğer suçlarını da açıklamaktadır. Bu suçları şöylece özetleyebiliriz.

HARAMLARI HELÂLLEŞTİRME

b.) Tevbe Sûresi’nin 31. âyetinde Yahûdiler’in, Allah’ın helâl kıldıklarını haram, haram kıldıklarını da helâl kılan, dinî ve gayr-i dini önderlerine uyarak, onları ilâhlaştırdıklarını

Beşeri tanrılaşmanın özü olan bu büyük suç, İslâm ülkelerinde ilâhî yasakları çiğneyen ilahiyatçılar, önderler ve parlamentolar aracılığıyla irtikap edilmektedir.

PUTÇULUK

c.) Bakara Sûresi’nin 54. âyetinde ve benzeri âyetlerde Yahûdiler’in, kendi elleriyle yaptıkları buzağı putuna taptıkları ve bu putu Allah’a ortak koştukları beyan edilmektedir.

Tarihi Yahûdiler’in işlediği bu suç, devrimiz İslâm ülkelerinde daha bir geliştirilerek, itikadî putperestlik şeklinde ve de nefisler, şehvetler, mallar, hacerî ve mâdenî putlar ilahlaştırılarak icra edilmektedir.

FAİZCİLİK…

d.) Nisâ Sûresi’nin 160 ve 161. âyetlerinde Yahûdiler’in zillete uğratılmasına sebep suçlar olarak; zulmetmeleri, men edildikleri faizi almaları, insanları Allah’ın yolundan alıkoymaları ve haksız yollarla insanların mallarını yemeleri gösterilmektedir? Maide Sûresi’nin 41 ve 42. âyetlerinde ise aşırı yalancılıklarına ve doymaz bir şekilde haram yiyiciliklerine işaret olunmaktadır.

Bu suçların İslâm ülkelerinde faiz kurumlarıyla, içki, kumar, ve fuhuş işletmeciliğiyle, gayr-i âdil ücret sistemleriyle ve dini hayat üzerinde oluşturulan vahşi baskılarla işlenegeldiği ise, bilinen gerçektir.

GÜNAHLARDAN MENETMEMEK

e.) İsrailoğulları’nın bir suçları da, birbirlerini imânsızlıktan, ahlâksızlıktan ve haksızlıklardan men etmemeleri, men ettiklerinden ise bizzat kaçınmamaları, üstelik günahlar ve tecavüzler üzerinde yardımlaşmalarıdır.

Maide Sûresi’nin 79. ve Bakara Sûresi’nin 85. âyetinde açıklanan bu Yahudileştirici suçlar, İslâm ülkelerinde (Hakk’a çağırma ve batıllardan sakındırma) görevine ilgisiz kalınarak, temel hak ve hürriyetler çiğnenirken sessiz durularak ve koparılan irtica yaygaralarına destek çıkılarak işlenmektedir.

İLAHİ HÜKÜMLERİ GİZLEMEK

f.) Nisâ Sûresi’nin 46. âyetinde Allah’ın helâl ve haram hükümlerini değiştirmeleri, Bakara Sûresi’nin 159. âyetinde ise bazı şerîat hükümlerini insanlardan gizlemeleri, İsrâiloğullarının lanete uğramalarına sebep suçları olarak açıklanmaktadır.

Yahudi bilginlerinin makamları ve çıkarlarını korumak için işlediği bu gerçekleri gizleme ve zulme sessiz kalma şeklindeki azim suç, devrimiz İslâm ülkelerinde bilginler, müftüler, vaizler ve profesör unvanlı ilâhîyatçılar tarafından bolca işlendiği, cümlenin malumudur.

SAVAŞTAN KAÇMAK

g.) İsrailoğulları’nın pek büyük bir isyanı da, üzerlerine farz kılındığında, silahlı savaştan yüz çevirmeleri, korkaklığı özellik haline getirmeleridir. (Bakara 253)

Devrimiz Müslümanlar’ının cihad rûhundan yoksunluğunu, kişisel ve toplumsal haklarını korumadaki duyarsızlıklarını, bu suçun yansıması olarak değerlendirebiliriz.

NAMAZI TERKETMEK

İsrailoğulları’nın içki-zina türünden şehvetlere dalmak ve namazı terketmek gibi biz Müslümanlar arasında da yaygınlaşan daha nice suçlar-günahlar işledikleri, Kur’ân’ımızda açıklanmaktadır. (Meryem 59)

GÜNAHKÂRLAR ÇOĞUNLUKTAYDI

Hz. Musa (as) ve Hz. Muhammed (sav) dönemi Yahûdilerini, Allah’ın öfkesine ve zillete uğratan suçlar hiç şüphe yoktur ki, onların bütünü tarafından işlenmiyordu.

Günümüz İslâm dünyasında olduğu gibi suçlular-günahkârlar çoğunluktaydı. Azınlıkta olan imânlılar ve faziletliler de belaları önlemeye yetmiyordu.

Açıkça görüldüğü üzere ibret alabilmemiz için Kur’ân-ı Kerim’de Yahûdileşen İsrailoğulları üzerinde ısrarla durulmuş, onları lanete ve zillete uğratan suçlar açıklanmıştır.

Kur’ân âyetleri ışığında açıklamaya çalıştığımız suçlar, yalnızca İsrailoğulları’nın lanetlenmesine sebep olan suçlar değildir. Helâke uğrayan her toplum, bu suçlar sebebiyle helâk olmuştur. Kıyâmet gününe kadar azaba uğrayacak her toplum da bu suçlar sebebiyle helâke uğrayacaktır. 

YAHÛDİLEŞEN MÜSLÜMANLAR

Yahûdîleşen Müslümanların zillet’e ve azaba uğraması da kaçınılmazdır.

Allah’ın kanunlarını çiğnemede, eşyayı putlaştırmada, Allah’ın son Peygamberi’nin hayat önderliğini dışlamada, faizcilik ve batıl yollarla insanların mallarını yemede, Allah yolundan alıkoymada, şehvetlere dalıp namazı terketmede, Allah’ın yasalarını gerçek muhtevası içinde açıklamamada ve bâtıllardan sakındırmamada Yahûdileşen İsrailoğulları’nı izleyen Müslümanların onların akıbetine uğramaları kaçınılmazdır.

Allah âdildir. Yeryüzünde azgınlaşan ve Allah ve ahlâk tanımazlığı yaygınlaştıran her topluma azap kamçısını şaklatır. Zillet damgasını vurur. Ne var ki azap kamçısı bazen harpler, bazen zelzeleler, bazen iç bünye anarşileri, bazen alkol-eroin ve aids felâketleri şeklinde indirilebilir.

İnançta, amelde ve ahlâkta Yahûdileşen Müslümanlar; Allah’ın yasalarına sarılmadıkça, iç bünyelerindeki Yahûdiliği ıslah etmedikçe ve içlerindeki zâlimleri durdurmadıkça dünyevî zilletlerinin devam edeceği şüphesizdir.

Kur’ân penceresinden bakıldığında Yahudileşmenin doğuracağı zilletlerin ard arda gelmeye başladığı da bir gerçektir. Belalar şiddetlenmeden tövbe etmeliyiz. İslâmı öğrenme ve öğretme, yaşama ve yaşatma çalışmalarımızı artırmalıyız.

Yazımızı bir âyetle bitiriyorum:

“Hiç şüphesiz Allah tövbe edenlerin imânlarını pekiştirip, hayırlı ameller yapanların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır. Engin merhamet sahibidir.” (Furkan 70)

 ALİ RIZA DEMİRCAN

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.