islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
19°C

YAKIN UZAK   

YAKIN UZAK   
23 Şubat 2024 10:20
A+
A-

Mesafeler sizde hangi anlamları çağrıştırıyor? Masallarda geçen ‘az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik. Döndük baktık bir arpa boyu yol gittik.’ tekerlemesi size bir şeyler anlatıyor mu? Bir yerden gidince veya oraya hiç gidemesen de orası uzak oluyor mu? Yanı başındaki biri yakın mı sana? Onunla aranda görünmeyen mesafeler olamaz mı? Nedir uzak, yakın nedir ya da?

Kime ve neye yakınız? Kime ve neye ne kadar uzağız? Neresi bize uzak, neresi çok yakın?                                                                            Yaşantımız mesafeler arasında geçer. Bir şeye ya yakınız veya uzak. Bir düşünceye, bir şahsa, bir şehre olabilir uzaklığımız  ya da yakınlığımız. İmkânlar arttı, teknoloji bize yeni ve hızlı araçlar üretti. Çok uzak yerlere eskisinden daha kısa sürelerde ulaşabiliyoruz. Bizim hayatımızı kolaylaştırmış bu durum. Peki, yakınlaşmış mıyız?  Aynı masada oturduğu halde birbirleriyle konuşmayıp ellerindeki akıllı cihazların renkli dünyasında kaybolanlar ne kadar yakındırlar birbirlerine? Onların uzaklıkları belki/ belli ki kıtalar dolaşıyor.

Dünyanın herhangi bir noktasından birkaç saat içinde ulaştığı Mekke’de Kâbe’nin duvarındaki Hacerül-esved’e dokunanın kalbi de dokunduğu el kadar yakın mı o taşa? Aştığı binlerce kilometrelik mesafe onu yaklaştırmış mı yoksa o mesafeler hiç mi aşılmamış? O mukaddes mekânlarda video ve fotoğraf paylaşma telaşı içindeyken tümden uzaklaşılmış olunmuyor mu ihlastan, samimiyetten? Ne çok soru(n) var zihnimde. Yaşlılarını hiçbir zorunlu durum yokken huzurevlerine yerleştirenler, ana- baba ve evlat arasına derin uçurumların oluşmasına sebep oluyorlar.

Oysa bilelim ki yaşlısına bakmayanın yaşlandığında bakacak kimsesi olmayacaktır. Ekranlarla yakın bağ kuranlar, yakınlarıyla aynı bağı kuramaz oldular. Çocuklar ebeveynlerinden onlar da çocuklarından uzaklaşır oldular. Bununla birlikte istisnaların müstesna olduklarını da not düşelim buraya. Pek çok uzak/yakın örneği sıralamak mümkün burada. Ancak derdim başka. Derdim, bize şah damarımızdan daha yakın olanla aramıza mesafeler koyacak tutum ve davranışların sergilenmesi. O’na ulaşmak için aracılar kullanılması. Alman edebiyatının lirik şairlerinden biri olan Rainer Maria RİLKE, ‘’Yalnızca içteki yakındır, başka her şey uzak.’’ derken en yakınımızı bize işaret ediyor: Yalnızca içteki. O halde bir soru daha sorayım. Senin içindeki kim ya da ne?

Son dönemlerde ne çok put biriktirmişiz içimizde. Herkes içine dönüp baksın. Mevki, koltuk, para, kadın, erkek, araba, ev, şöhret… Say say bitmez. Asaf Halet Çelebi’İbrahim’’ adlı şirinde içimizdekilere yapılması gerekeni söylüyor:

ibrâhîm/içimdeki putları devir/elindeki baltayla/kırılan putların yerine/yenilerini koyan kim?…/ibrâhîm/gönlümü put sanıp da kıran kim ?                                                        

Sana en yakın olana dön. Uzak görünenin kalbi senle çarpıyorsa yakındır sana. Onu/ onları unutma. Yakın görünüp de kalbi senle çarpmayan da uzaktır sana. Sen de uzak dur ondan/ onlardan.

Solmaz pörsümez yeni’den bir ayet: Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler. (Bakara 186) Ve bir ayet daha: İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz; sağında solunda oturmuş iki alıcı (yaptıklarını) alıp kaydederken biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16)                                                                                                                            

Rabbbim! Sana yakın olma çabamı arttır. Senden uzak olandan da beni uzaklaştır.

EYYUP YÜKSEL        

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.