islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

‘Yaşayan Kimseyi Bulamayacağımızı Düşünüyordum’

‘Yaşayan Kimseyi Bulamayacağımızı Düşünüyordum’
14 Şubat 2023 09:28
A+
A-

Suriye Beyaz Miğferler’den bir gönüllü, Suriye ve Türkiye’yi vuran depremin ardından arama kurtarma operasyonlarındaki deneyimini anlatıyor.

Selam el-Mahmud, Beyaz Miğferler olarak da bilinen Suriye Sivil Savunma ekibinde 24 yaşında bir gönüllü. Geçen hafta Suriye ve Türkiye’yi vuran ve şimdiye dek 36.000’den fazla insanın öldüğü 7.8 büyüklüğündeki depremin ilk gününden bu yana Suriye’nin isyancıların kontrolündeki kuzeybatısında arama kurtarma görevlerinde yer alıyor.

Birleşmiş Milletler, depremlerin ardından Suriye’de 5,3 milyona yakın insanın evsiz kalabileceğini söylüyor. Ülkenin kuzeybatısında yaşayanlar Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumdan yardım gelmemesini eleştirirken, BM yardım sorumlusu Martin Griffiths bizzat dünyanın bölgedeki insanları yüzüstü bıraktığını kabul etti ve hayatta kalanların “haklı olarak kendilerini terk edilmiş hissettiklerini” söyledi.

El-Mahmud, diğer bölgeleri etkileyen büyük çaplı yıkımdan kurtulan batı İdlib kırsalındaki Sahl el-Roj’da yaşıyor. Beyaz Miğferlere göre en az 550 bina tamamen yıkıldı. Burada Selam, Al Jazeera’ya depremin olduğu andan itibaren yaşadıklarını anlatıyor.

Sabah 4:17’de deprem olduğunda ailem ve ben uyuyorduk. Bütün dünya altımızda sallanıyordu. Suriye rejiminin hava saldırılarına alışkın olduğumuz için önce bunun bir füzenin etkisi olduğunu düşündük. Ama sonra bunun bir deprem olduğu anlaşıldı ve ben de çocuklar iyi mi diye düşünmeye devam ettim. Kadınlar iyi olacak mı? Binaların içinde ailelerle birlikte yıkıldığı doğru mu?

Sabah 8’de insanların evlerinin enkazları altına kaldığı haberini duydum. Yaşadığımız onca şeyden sonra böyle bir felaketin başımıza geleceğini hiç beklemiyordum.

Ekibimiz yola çıktı ve ilk olarak Millis köyüne gittik. Bölgeye vardığımda şok oldum. Yıkımın ölçeği hayal bile edilemezdi. Hayatta kalan birini bulacağımızı düşünmemiştim. Şiddetli yağmur yağıyordu ve manzara kıyametin gelmesi gibi görünüyordu. Harekete geçtik ve korkum ortadan kalktı.

Enkazın altında insanları bulup canlı çıkarma düşüncesini kafamı koymuştum. Altta gömülü, hala nefes alan çocuklara nasıl ulaşabilirim? Enkazın altında kalan kendi ailemmiş gibi çıplak ellerimle kazıyordum.

Böyle bir işi yürütmek için çok kısıtlı imkanlarımız vardı. Ancak motivasyonumuz ve dürtümüz güçlüydü. Bir daha gün ışığını göremeyeceğini sanan bir kadını kurtardık. Bir çocuğunu kurtardık ama annesi, kocası ve ailesinin geri kalanı ölülerdi.

Saatlerce durmaksızın çalışmaya devam ettik, hayatta kalanlara seslendik, ellerimizi ve etrafı kazabileceğimiz şeyleri kullanarak enkazı kazdık ve taşıdık. Akşam saat 6’da durmak bilmeyen yağmurda işten bitkin düşmüş, eve gidip dinlenmek istiyordum. Ama bize hala enkazda kalmış başka bir kadın olduğu söylendi. Onu kurtarmak için akşam 22:30’a kadar çalıştık ama sonunda ona ulaşmayı başardığımızda çoktan ölmüştü.

Sonunda 23:30’da eve vardım. Ama uyuyamadım, gözlerimi bile kapatamadım. Binaların altında gömülü zavallı çocukları kurtarmak için gün doğar doğmaz geri dönmeyi düşünüyordum. Kurtarabildiğim kadarını kurtarmak istedim. Seslerini duyduğunuzu ve onlara ulaşamadığınızı hayal edin.

Depremden etkilenen 16-18 bölge enkaza döndü. Kaynaklarımız çok sınırlı. Enkazları kaldırmak için sınırdan bize ağır makine gibi ekipmanlar göndermeleri için ülke ve kuruluşlara yalvardık. İnsani yardım, yiyecek ve su istemedik. Biz sadece bu insanları kurtarmak için araçlar istedik.

Enkazın altında ölen çocukları görmeye asla alışamayacağım. Çok zordu, çok şok ediciydi. Şahsen benim için en zor an, dört yaşındaki kızını kucağında tutan hamile bir kadın görmekti, ikisi de ölmüştü. O görüntü kalbimi yaktı. Nasıl göründüklerini, hareketsiz vücutlarının üzerindeki tozu asla unutmayacağım.

Duygularıma odaklanamam. İnsanlarımı kurtarmak için buradayım ve devam edebilmek için elimden geldiğince çok insanı kurtarmak için duygularıma karşı kendimi çelikleştirmeliyim.

Sivil Savunma’nın bir parçası olarak çalışmak benim için yapılacak en doğal şey gibi görünüyor. İnsanların bizi görünce gözlerindeki güveni gördüm. Devam etmem için ihtiyacım olan tek şey bu.

Hepimiz bir canı kurtaranın tüm insanlığı kurtarmış gibi olduğunu söyleyen Kuran ayetine inanıyoruz.

Çeviren: Zehra Kaya

Kaynak: https://www.aljazeera.com/news/2023/2/13/i-didnt-think-wed-find-any-survivors-white-helmets-volunteer

 

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.