Zaman zaman benim telefonuma da faydalı videolar düşüyor. Bu günlerde İsmail Hakkı Aydın hocamızın videosunu izledim.
Ali Rıza Demircan
Bütünlüğü İçinde Anlaşılıp Uygulanacak İslâm’a muhtacız.
Zaman zaman benim telefonuma da faydalı videolar düşüyor. Bu günlerde İsmail Hakkı Aydın hocamızın videosunu izledim. Beyaz TV’de yapılan programda hocamız “Müslümanlar bin yıldır uyuyor” diyerek derin bir yaramıza parmak bastı ve içini yaklaşık şöylece döküverdi:
“ Müslümanlar, Allah’ın rızasını teheccüde kalkmada; şu kadar zikir yapmada, bu kadar salat ü selam getirmede; sakal bıyık ve cüppe şeklinde arıyor. Allah’ın rızası zikir sayısını belirleyen tespih tanelerinde değil laboratuvar çalışmalarındadır.
İslâm, İslâm Devletini değil, İnsan Devleti’ni amaçlıyor…”
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın hocamız, Aydın Üniversitesi kurucusu değerli dostumuz Mustafa Aydın beyefendinin ağabeyidir. Müşterek bir dostumuzdan Kur’ân meali üzerinde çalıştığını da öğrendiğim hocamız, kendisinin de ifade ettiği gibi “akletmeyi, tefekkür, tezekkür, tedebbür ve tefakkuhu…” emreden Kur’ân’ın imanlısı bir müsbet bilim adamı olarak feryat etmekte haklıdır.
Hocamızı dinlerken bazı çağrışımlar yaptım. Katkı olur düşüncesiyle dile getirmek istiyorum:
Üniversitelerimiz fizik kimya matematik, astronomi ve tıp dallarında evrensel ölçekte adam yetiştirebildi mi? Şu son bir iki yılda siyasilerce sağlanan başarılar bir tarafa, akademisyenlerimiz bilimsel ve teknolojik kalkınmaya öncülük yapabildi mi?
Üniversitelerimiz hangi sosyolojik ve bilimsel atılımlarında başarılı oldu? Otomobil mi, uçak mı, denizaltı mı ürettik. Bilim adamlarımız ayağa kalktı örneğin hocamızın kurulmasını önerdiği Milli Yapay Zeka Enstitüsünü kurmaya çalıştı da halk mı, siyasiler mi, ehl-i tarik mi engel oldu?
İslâm’ın amaçladığında şüphe olmayan İslâm Devleti insanlık devletinden ayrı bir şey midir? Toplumsal ve bilimsel kalkınmayı amaçlamayacak bir İslâm devleti olabilir mi? Tarifler doğru yapılmalıdır.
İnsanı en güzel kıvamda yaratan Allah, bütün yeryüzünü insan için hazırlamıştır. Güneş ay yıldızlar, rüzgarlar, bulutlar, yağmurlar, denizler, nehirler, madenler, istihdam edilebilecek hayvanlar vs. hazırdır.
Allah ilk insan toplumuyla birlikte gönderdiği peygamberliği aracılığıyla hayatın nasıl konumlandırılacağı ve amaclandırılacağını yani nasıl inanılacağı ve yaşanılacağını ve insanlar arasında adalet ve merhamet ilişkilerinin nasıl kurulacağını bildirmiştir.
Aklın yaratılan maddeler üzerinde kullanılması ile bilimsel atılımlar yapılması ve teknolojik devrimler gerçekleştirilmesi elbette önemlidir ama İslâmi kuralları işletecek İslâm Devleti öncelenmezse, edinilecek bilimsel ve teknolojik gücün zulmünü kim ve hangi güç engelleyebilecektir? Sömürü savaşları, Nagazakiler ve Covid -19’lar nasıl önlenecektir.
Hangi labratuvar kaynaklı bilim,hukuk, adalet ve merhamet üretmiştir. Barış getirebilecek bir bilim dalı var mıdır? Sevgiyi üretecek bir fabrika kurulabildi mi, kurulabilir mi?
İşte zararları faydalarından çok daha fazla olan Amerika, Almanya, İngiltere, Rusya, Çin…insanlığa ne verebildiler, ne va’d edebilirler?
Allah’ı ve yasalarını unutan insanlık bilim ve teknolojileri ile sebep oldukları zararları giderebilirler mi? Yaşanan ve beklenen nedir sömürüden ve savaştan başka.
Hulasa İsmail Hakkı Aydın gibi Allah’ın kitabı Kur’ân’a imanlı hocalarımız gerekli ama yetersiz olan bilimsel çalışmalara işaret etmekle yetinmemeli, yasalarını Allah’ın belirlediği İslâm’ın bütününü göstermelidir. Aksi takdirde uyuduğunu söylediğimiz İslam dünyasını biz de uyutmuş oluruz.
Eğer İslâm’sız olunabilseydi Allah evrensel kıldığı elçisi ve kitabını gönderir miydi? Kaş yaparken göz çıkarmayalım.
Bu yazıyı yazmamıza vesile olan hocamıza saygılar sunuyor güzel kul olma yolunda başarılar diliyorum.
Muhterem Ali Rıza Demircan Hocamız fevkalade isabetli, yerinde ve güzel izah etmiş. Türkiye’de yakın tarihimizle ilgili değerlendirme yapanların çoğu yaranma veya kınanma endişe ve anlayışından uzak kalamıyor. Kimileri yaranma ihtiyacı hissediyor; kimileri de kınanmaktan korkuyor. Kınayanların kınamasına aldırmadan doğruları en güzel şekilde dile getirmek bazen kolay da olmayabiliyor.
Muhterem Hocam, elinize dilinize sağlık, Allah sizden razı olsun, sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde huzurlu bereketli uzun ömürler versin; Hakkı en güzel üslupla anlatıp haykırmakta başarılı kılsın.