islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3717
EURO
34,7805
ALTIN
2.439,36
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C

KUR’AN-I KERİM’İN EN UZUN AYETİ

KUR’AN-I KERİM’İN EN UZUN AYETİ
30 Ekim 2023 09:21
A+
A-

Kur’an-ı Kerim’in ikinci suresi olan Bakara Suresinin 282. ayeti, Kur’an-ı Kerim’in en uzun ayetidir. Bu ayette sosyal hayatın çeşitli konularına dikkat çekilmektedir. Bu ayette yer alan bu konuları birer birer kısaca izah etmeye çalışacağım. Önce ayetin metin ve mealine yer vereceğiz.

METİN VE MEAL

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا تَدَايَنتُم بِدَيْنٍ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى فَاكْتُبُوهُ وَلْيَكْتُب بَّيْنَكُمْ كَاتِبٌ بِالْعَدْلِ وَلاَ يَأْبَ كَاتِبٌ أَنْ يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ اللّهُ فَلْيَكْتُبْ وَلْيُمْلِلِ الَّذِي عَلَيْهِ الْحَقُّ وَلْيَتَّقِ اللّهَ رَبَّهُ وَلاَ يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْئاً فَإن كَانَ الَّذِي عَلَيْهِ الْحَقُّ سَفِيهاً أَوْ ضَعِيفاً أَوْ لاَ يَسْتَطِيعُ أَن يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُ بِالْعَدْلِ وَاسْتَشْهِدُواْ شَهِيدَيْنِ من رِّجَالِكُمْ فَإِن لَّمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَامْرَأَتَانِ مِمَّن تَرْضَوْنَ مِنَ الشُّهَدَاء أَن تَضِلَّ إْحْدَاهُمَا فَتُذَكِّرَ إِحْدَاهُمَا الأُخْرَى وَلاَ يَأْبَ الشُّهَدَاء إِذَا مَا دُعُواْ وَلاَ تَسْأَمُوْاْ أَن تَكْتُبُوْهُ صَغِيراً أَو كَبِيراً إِلَى أَجَلِهِ ذَلِكُمْ أَقْسَطُ عِندَ اللّهِ وَأَقْومُ لِلشَّهَادَةِ وَأَدْنَى أَلاَّ تَرْتَابُواْ إِلاَّ أَن تَكُونَ تِجَارَةً حَاضِرَةً تُدِيرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَلاَّ تَكْتُبُوهَا وَأَشْهِدُوْاْ إِذَا تَبَايَعْتُمْ وَلاَ يُضَآرَّ كَاتِبٌ وَلاَ شَهِيدٌ وَإِن تَفْعَلُواْ فَإِنَّهُ فُسُوقٌ بِكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّهُ وَاللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ {282}

Ey inananlar! Belli bir süre için karşılıklı borçlandığınız zaman, onu yazınız. Aranızdan bir kâtip, adalete uygun olarak yazsın. Kâtip, Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borçlu olan kişi de yazdırsın, Rabbi olan Allah’tan korksun, borcundan hiç bir şeyi eksik göstermesin. Eğer üzerinde hak olan borçlunun aklı ermiyorsa veya zayıf biri ise ve yahut da kendisi yazmaya güç yetiremiyorsa, velisi onu adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden de iki kişiyi de şahit tutun. Eğer iki erkek yoksa tasvip ettiğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadını şahit tutun. Şahitler çağırıldıkları zaman, şahitlik yapmaktan kaçınmasınlar. Az veya çok, borcu süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah katında adalete en uygun, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en uygun olanıdır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticareti yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Yaptığınız alış verişe de şahit tutun. Bu işlemlerde yazıcı kâtibe de şahide de asla zarar verilmesin. Bunun aksini yapmanız, sizin için zulümdür. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi bilendir.”[1]

BORÇLARI YAZIN

Bu ayetin başında, “Ey inananlar! Belli bir süre için karşılıklı borçlandığınız zaman, onu yazınız” denmektedir. Yüce Allah 14 asır önce Kur’an-ı Kerim’i indirdiği zaman, bu şekilde emretmek suretiyle insanlar arasında meydana gelen her türlü borçlanmayı emretmektedir. Çünkü borç yazılmayınca, ileride insanlar arasında problem olabilmektedir. Borçlunun ileride borcunu inkâr edebilmesi veya unutması mümkün olabilir. Borç miktarı, alacaklı ve verecekli arasında tartışılabilir. Ticari alanda bu konunun hiçbir şekilde problem olmaması için, Allah’ın emrettiği gibi zamanında borcun yazılması gerekir. Bu, medeniyetin gereğidir. Demek ki Kur’an, her konuda olduğu gibi bu konuda da bizlere medeniyetin en güzel yolunu göstermektedir. Bugün için bu ayete, bir nevi noterlik ayet denilmektedir.

KÂTİPLERİN ADALETLE DOĞRU YAZMASI GEREKİR

Ayetin devamında söz konusu borcun bir kâtip tarafından doğru bir şekilde yazılması emredilmektedir. Ayette kâtibin adaletle hareket edilmesi, yazdıklarında asla adaletten ayrılmamasının gerektiği emredilmektedir. Ayrıca Yüce Allah, bu ayette borçluyu uyarmakta ve borcunda sadık olmasının gerektiğini haber verilmektedir. Buna göre her konuda olduğu gibi ticarette de Allah’tan korkmak ve gerektiği gibi sadık/dürüst hareket etmek gerekir. Menfaat duygusu, insanın ruh dünyasında etkili olmakta, hile yapma konusunda ağır basmaktadır. Allah’tan korkmak gerekir ve üç beş kuruşluk dünya menfaati için hileye başvurmamak ve Allah’a muhalefet etmemek gerekir. Bu konuda atılan yanlış bir adım, ömür boyu insanın vicdan duygusunu rencide etmektedir. Bu konuda alacaklı veya verecekli kişi sosyal hayatta zayıf biri ise, onun velisinin ona sahip çıkması ve onun mağdur olmaması için gereken görevleri yerine getirmesi gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim, hiç kimsenin mağdur olmasını istememektedir.

ŞAHİT GÖSTERMEK

Ticari konulardaki borçlanmalara iki şahit göstermek gerekir. Kur’an-ı Kerim’in burada haber verdiği gibi, şahitlerinde asla doğruluktan sapmamaları gerekir. Hangi konuda olursa olsun, şahitlik için çağrılan kişinin mutlaka doğru konuşması, Allah’ın rızasından ayrılmaması, hak ve adalet çizgisinden ayrılmaması gerekir.

Az veya çok, borçları yazmak gerekir. Ayet bunu tekrar ederek teyit etmektedir. Peşin alım satımı yazıp kayda geçirmeye gerek yoktur. Her türlü ticari muamelede şahit göstermek, en doğru ve en isabetli muameledir. Bu tür durumlarda şahide de şahitlere de zara verilmemeleri, onların ve çocuklarının korunması gerekmektedir. Ayetin sonunda “Bunun aksini yapmanız, sizin için zulümdür. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi bilendir” denmektedir. Ticarette uyulması gereken ilkelere muhalefet etmek, zulümdür.

SONUÇ

Sonuç olarak dürüst olmak gerekir. Allah’tan korkmak icap eder. Allah’ın haber verdiği gibi hareket etmek gerekir. Unutmamak lazım ki, Allah her şeyi bilir.

Herkese selam, saygı ve hürmetler.

PROF.DR. NURETTİN TURGAY

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

[1] el-Bakara 2/282.