Din adına doğru veya yanlış çok şey konuşulmaktadır. Bazen uzaktan yakından İslam dini ile alakası olmayan şeyleri dinlemekteyiz. Hatta çok kere Kur’an’la hiç bağdaşmayan şeylerin din adına söylendiğine şahit olmaktayız. Aslında İslam dinine inanan ve bu dini sağlıklı bir şekilde öğrenmek isteyen kişilerin, Kur’an’ın manasını öğrenmeleri, incelemeleri, düşünüp anlamaları gerekmektedir. Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde insanlar buna davet edilmektedir. Bu konu ile ilgili bir iki ayet üzerinde durmak istiyorum.
أَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ وَلَوْ كَانَ مِنْ عِندِ غَيْرِ اللّهِ لَوَجَدُوا فِيهِ اخْتِلاَفاً كَثِيراً
“Kur’an’ı inceleyip düşünmüyorlar mı? Eğer Kur’an, Allahtan başkası tarafından gönderilmiş olsaydı, mutlaka onda çok çelişki bulacaklardı.”[1]
İNCELEYİP ANLAMAK
Yüce Allah bu ve benzeri bazı ayetlerde, insanlara Kur’an’ı “tedebbür” etme, inceleyip anlama görevini yüklemiştir. Bu ayetin başında geçen “tedebbür” kelimesi, Herhangi bir işin akıbetini, sonucunu, hakikatini araştırmak, o işi düşünüp anlamak, inceliklerini ortaya koymak gibi anlamlara gelmektedir. Aşağıdaki ayette de aynı şey emredilmektedir:
كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِّيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
“Biz, sana bu mübarek kitabı üzerinde düşünmeleri ve akıl sahiplerinin ders ve ibret almaları için gönderdik.”[2]
Bu ve benzeri ayetler, Kur’an-ı Kerim’in kendisini muhataplarına dayatan bir kitap olmadığını göstermektedir. Aksine insanları, ayetlerin üzerinde düşünmeye davet etmektedir. Kur’an-ı Kerim’in başka pek çok yerinde, “Düşünmez misiniz?”, “Aklınızı kullanmaz mısınız?”, “Araştırıp incelemez misiniz?” gibi sorular sorulmaktadır. Aslında bu tür sorular, herhangi bir şeyi öğrenmek için sorulan sorular değildir. Uyarı niteliğinde olan bu tür sorular, belagat açısından bedi’ sanatlarındandır. Belagatte bedi’ sanatları, sözün güzelliğini anlatmaya yönelik olurlar. Bu tür ayetlerde de insanlar, edebi bir üslupla, ince ve nazik anlamlarla uyarılmaktadır. Bu tür ayetlerde yer alan bütün bu uyarı niteliğindeki sorular, insanları Kur’an-ı Kerim’i incelemeye, anlamaya ve üzerinde derin bir şekilde düşünmeye teşvik etmektedir. Aslında başından sonuna adar Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinde ifade edilen anlamlar üzerinde durmak, tefekkür edip araştırmak gerekir. Burada sizlere sadece bir ayeti takdim edeceğim, üzerinde tefekkür etmenizi diliyorum.
NEDEN MÜSLÜMANLAR BAŞARISIZ/ÜSTÜN DEĞİL!
Çok kişi bugün için Müslümanların neden Filistin’de başarısız olduklarını soruyorlar. Ben, Müslüman geçinenlerin yalnız Filistin’de değil, her yerde başarısız oldukları kanaatindeyim. Aşağıdaki ayetin üzerinde bir az tefekkür eder misiniz?
وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً
“Allah, kâfirlerin/inkâr edenlerin inananlara üstün gelmelerine asla fırsat vermeyecektir.”[3]
Yüce Allah bu ayette kâfirlerin/inanmayanların müminlere/inanan insanlara karşı hiç bir şekilde üstün gelmeyeceklerini vurgulayarak anlatmaktadır. Bugün için Müslümanların dünyanın çeşitli yerlerinde, özellikle Filistin’de ne halde olduklarını anlatmaya gerek yoktur. Allah’ın vadinin hak olduğuna inanıyoruz. Bunda şek ve şüphemiz yoktur. Peki, mümin, Müslüman geçinen insanlar neden bu haldedirler?
Bu ayeti derin derin tefekkür edin, düşünün, yorumlayın. Allah yalan söylemediğine göre, bugün mümin Müslüman geçinenler, gerçekten mümin midirler?!!!
Herkese selam, saygı ve hürmetler.
NURETTİN TURGAY
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
[1] en-Nisâ 4/82.
[2] Sâd 38/29.
[3] en-Nisa 4/141.