2002 yılıydı. Diyanet İşleri Başkanlığı’ nın irşat ekibine dâhil olarak hacca gitmiştim. Mekke’de fetva ekibi ile birlikte irşat ekibine, alanı hayli geniş bir büro tahsis edilmişti. İrşat ekibi olarak çoğu zaman görev haricindeki zamanlarımızı burada geçiriyor, dinî ve ilmî sohbetlerde...
Tarihi süreç içinde “Din nedir?” sorusu hep sorulmuş, bakış açılarına ve yaklaşım tarzlarına göre farklı din tanımları yapılmıştır. Nitekim dini,” Akıl sahiplerini Peygamberin bildirdiği gerçekleri benimsemeye çağıran ilâhî bir kanun” olarak tanımlayanların yanında ; “Akıl sahibi şuurlu insanları, irade...
İnançlarımızı oluşturan, referanslarımızdır, hatta bundan öte o referanslarımızı anlama ve yorumlama tarzımızdır. Zira anlama ve yorumlama tarzımız, nasıl düşündüğümüzü ve nasıl anladığımızı tayin ve tespit eder. Bu nedenle doğru bir din anlayışı için doğru bir Kur’an tasavvuruna ve doğru bir...
İnsan, kendini motive edecek duygulara, varlıkları algılayacak duyu organlarına, akıl, zekâ ve irâde gibi yeteneklere sahip olan, sosyal bir varlıktır. Bu fıtrî yapısından dolayı da insan fizikî, sosyal ve psikolojik olaylardan etkilenmekte ve hangisinden daha fazla etkilenmiş ise, davranışlarını da...
Her medeniyet, kendi değerleri üzerine kurulur ve yükselir. Aslında medeniyet bir değerler sistemidir. Zira her medeniyetin temelinde mutlaka bir kültür mevcuttur. Bu nedenle kültürsüz bir medeniyetin varlığından söz edilemez. Her ne kadar medeniyetlerin bazı ortak yanları olsa da, farklı yanları...
Ferid Kam, yakın dostu Mehmet Âkif’e yazdığı 30 Mayıs 1913 tarihli mektubunda, “İhtimal ki ‘san’at san’at içindir; san’attan maksat yine san’attır, san’atta dinî, ahlâkî siyasî bir gâye aramak abestir’ diye senin mesleğine i’tirâz edenler, onu hoş görmeyenler vardır. Fakat o...
Duygu, düşünce ve fikirler, kavramlarla ifade edilir. Her kavramda ise iki özellik bulunur. Bunlardan birincisi, o kavramın seçikliği, diğeri ise açıklığıdır. Kavramın seçikliği, var olanı diğer var olandan ayıran niteliktir. Bu nitelik, çerçeve olarak var olanın ifadesidir. İnsanı attan, nehri...
Hayat felsefesi, hayatı “anlama ve algılama” tarzımıza göre “niçin, neye göre ve nasıl yaşadığımızın bilincinde olmak” demektir. Daha açık bir ifade ile hayatımızı hangi kriterlere göre niçin ve nasıl yaşıyoruz? Sorularına vereceğimiz samimi cevaplar, bize bir hayat felsefemizin olup olmadığını...
Hacca giden bir Karadenizli, Kâbe’nin karşısında oturup namaz vaktini beklerken, kafile başkanı olan müftüye, Hz. Peygamber’in kaç defa hac yaptığını sorar; müftü de, “Bir defa” der. O hacı bir müddet sukut edip derin derin düşündükten sonra müftüye yönelerek, “Hocam, Peygamberimizin...
Tarih boyunca düşünürler ve bilim adamları, “insan” ı yani kendisini tanıma ve tanımlama gayreti içinde olmuşlardır. Nitekim kimine göre insan, “hayvan-ı nâtık / konuşan canlı”; kimine göre “düşünen canlı”; kimine göre “eşref-i mahluk/yaratılmışların en şereflisi”; kimine göre “ homo ekonomikus/...
Kur’an’ın, tenzil döneminde hayatın merkezinde yer aldığı; tenzil sonrası dönemlerde ise Kur’an’la birlikte rivayetlerin de yer almaya başladığı ve özellikle bazı rivayetlerin düşünce sistemlerinin oluşumuna da önemli katkı yaptığı görülüyor. Bunun en belirgin örneğini de “yaratılış” konusundaki rivayetler oluşturuyor. Dolayısıyla...
İman, varlığı itibariyle güvene dayalı derunî bir eylemin adıdır. Dolayısıyla da onda zorlama olmaz, zorlama ile inanan kişi ise“ mümin” değil, “münafık” olur. Bu nedenledir ki Kur’an, “İsteyen inansın, isteyen inanamasın” der. İmanda önemli olan inanılan şeyin/objenin ne olduğudur; zira...
Kıssa, sözlük tanımıyla hikaye demektir, Kısasu’l Kur’an/ Kur’an kıssaları” ise kısaca “Kur’an’da yer alan peygamberler ve kavimleriyle ilgili yaşanmış hayat hikayeleri” ni ifade eder, az da olsa peygamber olmayan bazı kişilerin hikayelerinden de söz edildiği görülür. Bunlar arasında önemli bir...
Kıssa, sözlük tanımıyla hikaye demektir, Kısasu’l Kur’an/ Kur’an kıssaları” ise kısaca “Kur’an’da yer alan peygamberler ve kavimleriyle ilgili yaşanmış hayat hikayeleri” ni ifade eder, az da olsa peygamber olmayan bazı kişilerin hikayelerinden de söz edildiği görülür. Bunlar arasında önemli bir...
Müslüman, hayatını yaşarken karşılaştığı bütün olaylarda ve yapacağı bütün davranışlarda kendisine yol gösterecek dinî bir ölçüte sahip olmak zorundadır. Bunun için de kendisi için bir bilgi objesi olan Kur’ân’a yönelmesi ve onun verdiği bilgileri, önerdiği kural ve ilkeleri öncelemesi gerekmektedir....
Ramazan, kamerî takvimdeki dokuzuncu ayın adıdır. Kur’an’ın indirildiği dönemde kamerî ay takvimi kullanıldığı için bu ayın, diğer aylara göre bir ayrıcalığı olmuştur. Ramazan ayının sahip olduğu bu ayrıcalık, bir zaman dilimi oluşundan değil; bu zaman diliminde meydana gelen önemli olaylar...
Müesseseler, içinde doğdukları milletlerin ihtiyaçlarının ve duygularının bir sonucudur. Yani her kuruluş, mutlaka bir ihtiyaçtan doğar. Bu nedenle bir müesseseyi tahlil etmek istediğimiz zaman, ihtiyaç kavramını, mutlaka dikkate almak zorundayız. Sosyal bilimler, ihtiyaç kavramını biyoloji ve psikolojiye borçludur. Biyolojide ihtiyaç...
Empati, “Bir insanın kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakmaya çalışması”, ya da “Karşısındakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması ve hissetmesi” olarak tanımlanır. Daha açık bir ifade ile empati, bir kişinin kendisini muhatabının yerine koyarak onun...
Prof. Dr. Celal Kırca Cehâlet, insanı duygularının ya da duyduklarının esiri yapan etkenlerin başında yer alır. Bu nedenle kimi insan, görece bir cehalet dünyasında yaşadığı için neyi ne kadar biliyorsa onu gerçek zanneder ve onun haricindeki hakikatleri öğrenme zahmetine katlanmaz,...
Toplum hayatında inanılan gerçekliğin yanında, bir de yaşanılan gerçeklik söz konusudur. Güncel değerler olarak da bilinen yaşanılan gerçeklik, toplum hayatında zaman zaman ortaya çıkan, yükselen veya alçalan değerleri ifade ederler. Dolayısıyla her insan, bir şekilde dinî hayatını yaşarken sosyal, kültürel,...
Dinî kültürümüzde kitap denilince insanların aklına “Kur’an” gelmekte, zaman zaman bazı vaizlerin de “kâinat kitabı”n dan söz ettikleri görülmektedir. Kur’an’da kâinatla ilgili bazı bilgiler yer alsa da, “kâinat kitabı” ifadesi yer almaz. Buna karşılık vahye dayalı kutsal kitaplarla birlikte bir...
Ünlü bir düşünür, “insan, insan olarak doğmaz, insan olunur” der. Bunun anlamı, insanın olgunlaşmış bir varlık olarak dünyaya gelmediği, fakat olgunlaşma potansiyeline sahip bir varlık olarak dünyaya gelmiş olduğudur. Bu nedenle insanın olgun bir varlık olabilmesi için, “olma” sürecini yaşaması...
Bazı insanlar, çoğu kere takdir ve teşekkürlerinde cimri; tenkitlerinde ise ifrata varacak ölçüde cömerttirler, dolayısıyla da tenkit adı altında hakaret ettiklerinin farkında bile olmazlar. Takdir, bilindiği gibi “Bir sözü ya da davranışı beğenmek ve bunu karşı tarafa bildirmek”; tenkit ise...
Her davranışın temelinde mutlaka psikolojik, sosyolojik ya da dinî bir etkenin varlığından söz edilir. İnsanın sorumluluğu da bu kurala tabidir. Bu sorumluluğu Yüce Yaratıcı, Ahzab suresinin 72 .ayetinde “emaneti” göklere, yeryüzüne ve dağlara teklif ettiğini, ama onların bu emaneti yüklenmekten...
İnsanın erdemli davranışlardan biri de olduğu gibi görünmesi ve göründüğü gibi de olmasıdır. Bu nedenledir ki Mevlana “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” deme ihtiyacını hissetmiştir. Türkçe’ de olduğu gibi görünmemeye, iki yüzlülük deniliyor, “dürüst olmama” yı,...
Sevgiyi, dostluğu ve bağlılığı devam ettirmenin, kısaca bu bağlılığı sürekli kılmanın adına “vefa” deniliyor; dolayışıyla da sevginin dostluğun, bağlığın, minnettarlığın ve sadakatin de en temel göstergesi olarak kabul ediliyor. Vefa, tıpkı sevgi de olduğu gibi bir projektöre benziyor, kime yöneltilmiş...
Prof. Dr. Celal Kırca Güven, İnsanlar arası ilişkilerde olması gereken en temel ilkelerden biridir. Daha açık bir ifade ile insanlar arasında esas olan, insanların birbirlerine güvenmeleri, ihanet etmemeleri, verdikleri sözde durmaları ve asla yalan konuşmamalarıdır. Teoride doğru olan bu ilkenin,...
“Konfüçyüs’e “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” diye sormuşlar. O da “İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü dil bozulursa kelimeler, düşünceleri iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen...
İnsan, içinde yaşadığı sosyal, kültürel ve dinî şartlara göre bazı konulara daha fazla önem ve değer verme ihtiyacı hisseder. Çağlara göre şartlar değiştikçe, konulara verilen önem ve değerlerde de değişimler olur. Nitekim İslâm’ın ilk yüz yıllarında Müslümanların, dinî kavramların anlamları...
Bazı kavramlar vardır, anlaşılması kolaydır; insanlar onları anlamak için fazla zorluk çekmezler. Somut kavramlar, genellikle bu gruba dahildir. Bazı kavramlar vardır, anlaşılması o kadar kolay değildir, hatta zordur. Bunların başında ise soyut kavramlar, özellikle de Kur’an’ın “müteşabih” diye tanımladığı kavramlar...